Önümüzde kritik bir genel seçim var. 7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak 25. dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin belirleneceği bu seçimleri, muhtemel sonuçlarının hem iktidarı hem de rejimi değiştirme ihtimali sıradan olmaktan çıkarıyor. Seçimden sonra neler değişir şimdiden bilinmez ama daha seçim arifesinde bir şeyler değişmeye başladı bile. CHP bir ilki gerçekleştirdi ve milletvekili adaylarını üyelerine seçtirdi.
Bunu her parti iddia etti. Bir parti bunu cep telefonu mesajı ile gerçekleştirdi. Diğer bir parti de sadece kendi üyeleri ile yetinmedi, o ildeki sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerine de aday adayları ile ilgili tercihlerini sordu. Sordu ama verilen cevapları içeren sonuçlarını kimse görmedi. Ne bilinen sonuçlar ne de tahminler hayata geçmedi. Ön seçim sonuçları siyaset tarihi arşivine bile giremedi.Ama CHP sonuçları anında ilan etti ve üyelerin iradesine saygı gösterip daha önce bildirdiği kontenjanlar dışındaki her yerde adaylarını ön seçim sonuçlarına sadık kalarak belirledi.
Diğer illerde de muhtemelen benzer sonuçlar alındı. Fakat CHP Bursa’da tam anlamı ile bu ön seçimler sonunda boynuna “beşi bir yerde” taktı.
Hem kendi üyelerinin ve hem de Bursa kamuoyunun takdir ve beğenisini kazanmış beş değerli kişiyi milletvekili aday sıralamasının ilk beşine yerleştirdi. Hem de ön seçimde aldıkları oylar doğrultusunda orta çıkan sıralamaya uygun olarak: Lale KARABIYIK, Ceyhun İRGİL, Orhan SARIBAL, Erkan AYDIN, Nurhayat Altaca KAYIŞOĞLU, Mutlaka diğer adaylar da gerek partiye verdikleri bu güne kadarki hizmetleri, gerekse de kişisel profilleri açısından övgüye ve takdire layıklar. Ama özellikle ilk beş; önseçimde aldıkları oylarla ispat ettikleri üzere hepsinden daha fazla alkış alıyorlar.
Lale KARABIYIK; Uludağ Üniversitesi İşletme Bölümü Finans anabilim dalında Profesör iken ilk aday olduğu dönemde az bir farkla milletvekilliğini yakalayamamıştı. O zaman kendini tanıtmakla kalmayıp sevdirip benimsetmiş ki en yüksek oyu aldı.
Ceyhun İRGİL; Bursa’da herkes bir başka kimliği ile tanır. En fazla genel cerrahi ve özellikle de meme kanseri konusunda bilinirliği yüksek bir tabiptir. Bunun yanında gazeteciliği, araştırmacılığı, dernekçiliği ve müzeciliği ile sosyal hayatta hep aktif bir sima oldu. Adaylığı söz konusu olduğunda da hemen nefsinin sesini dinlemek yerine, görüşüne itibar ettiği birçok kişiyi arayarak değerlendirmesini aldıktan sonra nihai kararını verdi. Her platformda aktif oluşu sebebi ile aldığı oylar, kendisini ikinci sıraya yerleştirdi.
Orhan SARIBAL; Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi ikinci Başkanlığı dönemindeki tarım ve doğaya dönük çalışmaları ile tanındı. Ama daha fazla siyasi hayatındaki mücadeleleri ve yaşadığı zorluklar onu parti içinde bir değere dönüştürdü. Geçmişindeki heyecanlı siyasi faaliyetlerinin üzerinde bıraktığı alışkanlıktan olsa gerek her konuşmasının arkasından slogan atmayı ihmal etmez.
Erken AYDIN ise Uludağ’ın iki yakasında yaşayan “Dağlı”ların bir değeri olarak siyasetteki hızlı yükselişi ile herkesin dikkatini ve beğenisini kazandı. 2014 yerel seçimlerinde Osmangazi Belediye Başkan adaylığı esnasında yaptığı çalışmalarla ciddi bir oy artışı sağlaması neticesi, hem partisinin hem de kamuoyunun takdirini topladı. Partide yeni olmasına rağmen, yerel seçim sonuçlarından olumsuz etkilenmeden ve hız kesmeden çalışmalarını sürdürüp; ön seçimden dördüncü sıraya yerleşerek çıktı. Dağ-Der Genel Başkanı olarak kendi camiasında etkili bir isim oluşundan diğer siyasi partilerin Dağlı aday göstermeleri konusunda bir tetikleyici etkisi olduğunu da söylemek mümkündür. Tamamen kişisel gayretleri ile ortaya koyduğu başarının haklı karşılığı olarak hem yöresini hemde Bursa’yı Millet Meclisinde temsil etme onurunu yakalayacak.
Nurhayat Altaca KAYIŞOĞLU da Bursa barosunun en genç avukatı olarak siyasette ve parti örgütünde “bende varım ve karşılığım da var” manasına gelecek şekilde ön seçimden beşinci sırada çıktı. Başarısı kişisel de olsa tanımayanlar için tarifi kolaylaştırmak açısından gazeteci eşi bir referans noktası oldu. Genç ve heyecanlı yapısı faydalı işler yapacağı doğrultusunda ümit veriyor.
Her biri için sayfalarca methiyeler yazmak mümkündür ve haklarıdır. Burada dikkat çekmeye ve altını çizmeye çalıştığımız asıl husus; üyelerin kendi adaylarını belirlerken Ankara ile mukayese edildiğinde çok daha başarılı sonuçlar ortaya koyduğudur.Diğer iki partinin aday belirlemede başvurduğu yöntemlerin; özellikle kendi kitlelerini hayal kırıklığına uğratmış olmaları CHP’nin bu tercihi ile ortaya koyduğu başarıyı daha bir ışıldar hale getirdi.Burada karar verici ve seçici rolün; seçkinlerden alınıp sıradanlara verilmesi önemlidir ve değerlidir. Seçenlerin ortaya koyduğu sonuç, bunun önünü açanları mahcup etmedi.Bu güne kadar her konuda olduğu gibi aday belirlemede de sözü alan ve sözü bırakmayanlar oldu. Bu süreçlere birilerinin konuştuğu diğerlerinin de dinlediği bir kültür hâkim idi.
Aslında söyleyecek çok sözü ve dışa vurabileceği bolca hikmeti olan sıradan insanlar hep dinlemek zorunda bırakıldı. İlk defa seçkinler sustu ve tüm eşit ve sıradan insanlar sahneye çıktı ve sadece herkes korosu konuştu. Bursa seçim çalışmaları bu gelişmeler ışığında kendi rayında ve heyecanla başlatılarak sürdürülüyor. Parti örgütü; kendisinin tercih ettiği adaylarla seçime gireceklerinden herhangi bir küskünlüğe, yılgınlığa veya kayıtsızlığa düşmeden öngörülenden bir fazla milletvekilinin seçilmesi için çaba gösteriyorlar.Özetle bu “beşi bir yerde” sadece CHP’ye değil Bursa’nın da gerdanına yakıştı.
