Haziran 2015’te tüketici fiyatlarının %0,51 düzeyinde düştüğü ve yıllık enflasyon oranının %7,20 düzeyine gerilediği gözlenmiştir. Yıllık enflasyon oranının Haziran ayında beklentilerin üzerinde düşmesinde, gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yaşanan fiyat düşüşlerinin rol oynadığı görülmektedir. Yıllık olarak ise, lokanta ve oteller grubu fiyat artışları enflasyonun yüksek olmasına katkıda bulunmuştur. Yaz aylarında enflasyon oranı aylık olarak beklentilerin altında gerçekleşse de, yıllık olarak hedefin üzerinde kalacağını öngörmekteyiz.
TCMB, Haziran ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faiz oranını %7,5 düzeyinde sabit bırakarak değişikliğe gitmemiştir. Faiz oranlarının sabit tutulmasında, önceki ayda olduğu gibi küresel piyasalardaki belirsizlikler ve gıda ve enerji fiyatlarındaki oynaklıkların etkili olduğu görülmektedir. TCMB’nin geçtiğimiz aylarda, enflasyonda temel risk unsuru olarak vurguladığı gıda fiyatlarında belirli bir düzeltmenin gerçekleştiği görülmektedir. Bununla birlikte, TÜFE’de önümüzdeki yaz aylarında düşüş seyrinin devamı mümkün gözüküyor olsa da, son dönemde yaşanan döviz kuru hareketlerinin çekirdek enflasyondaki iyileşmeyi geciktirdiği kanaatindeyiz. FED’in son yaptığı toplantıda faiz artırımının büyük olasılıkla Eylül’de olabileceği ve yılsonunda da bir artırımın gerçekleşebileceğine dair eğilimlerin varlığı döviz kurunda yukarı yönlü baskının sürebileceğine işaret etmektedir. TÜFE’nin hedeften uzaklaştığı ve FED faiz artırım sürecinin söz konusu olduğu bir ortam, TCMB’nin faiz artırımı için de gerekli koşulların var olduğunu ortaya koymaktadır. Nitekim TCMB, likidite operasyonları ile son dönemde belirli ölçüde sıkılaştırıcı bir para politikası davranışına yönelmiştir. Ancak büyümede gözlenen zayıf seyrin, TCMB’yi mevcut temkinli duruşunu korumaya ittiği görülmektedir.
Dış ticaret açısından mevcut veriler, Mayıs ayında otomotiv sektöründe gerçekleşen grevlerin ihracatı önemli ölçüde olumsuz etkilediğini göstermektedir. Euro-dolar paritesindeki gelişmelerin de etkili olduğunu belirtmekle birlikte-TİM’in hesabına göre ilk 5 ayda parite etkisi 6,8 milyar dolar – geçtiğimiz ay belirttiğimiz gibi dış pazarlarımızda gözlenen zayıf büyüme performansının ihracatımızı olumsuz etkileyen temel faktör olduğu aşikardır. İş dünyası olarak beklentimiz, bir an önce kurulacak yeni hükümet ile reel sektörün rahatlatılması ve ekonomide mikro-makro düzenlemelerin hayata geçirilerek ülke ekonomisine ve ihracatına ivme kazandırılmasıdır.