İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi tarafından, Nilüfer İlçesi Beşevler Mahallesi’nde geçtiğimiz hafta Perşembe günü bir inşaat çalışması sırasında yaşanan göçük ile ilgili kamuoyuna yapılan açıklamada, “İş kazalarının yaşanmaması ve yeni canlar yitirmemek için inşaatı yapan yüklenicinin, belirlenen yasalar ve tekniklerin dışına çıkmadan uygulamayı gerçekleştirmesi gerekmektedir. Uygulamayı yaptıran şantiye şefinin gerekli bilgi birikimi ve uzmanlığa sahip olması, denetleyen yapı denetim firmasının, belediyelerin, müfettişlerin inşaatları daha sık doğru denetlemesi gerekmektedir” denildi.
İMO Bursa Şubesi tarafından yapılan açıklama şu şekildedir:
2014 yılında iş kazası sonucu 1886 kişi yaşamını yitirdi ve bunun 423’ü inşaat sektöründe yaşanmıştır. 2015 yılına baktığımızda ise ilk 5 ayda 642 işçi iş kazası sonucu yaşamını yitirmiştir ve bu sayı her geçen gün gelen haberlerle artmaktadır. Türkiye, 100 bin çalışan başına ölümlü iş kazalarında Avrupa birincisi, dünyada ise üçüncü sırada iken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de her gün 172 iş kazası meydana gelmektedir. Bu kazalar, her gün ortalama 4 işçinin hayatına mal olurken, 6 işçi ise sürekli iş göremez hale gelmektedir. Yine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in açıklamalarına göre iş kazalarının yüzde 12,5’i inşaat sektöründe yaşanmakta ve bu ölümlerin yüzde 42’si yüksekten düşmeden kaynaklanmaktadır.
Yani iş güvenliği yaşadığımız acılara, uyarılara ve tüm tartışmalara rağmen sektörümüzün en önemli sorunlarından birisi olmaya devam etmektedir. Bursa’nın Nilüfer İlçesi Beşevler Mahallesi, Yıldırım Caddesi üzerinde 18 Haziran Perşembe günü bir inşaata beton göçmesiyle yaşanan kazada bunlardan birisidir. Kazada iki kişi göçen beton tabliyenin altında kalmıştır, göçük altında kalan bir işçi başından aldığı darbe nedeniyle yoğun bakımda tedavi görmeye devam ederken müteahhidin misafiri olan kişinin sağlık durumu iyiye doğru gitmektedir. Bu kaza bize tedbirler alınmadan ve teknik kurallara uyulmadan yapılan uygulamaların nasıl sonuçlanabileceğini bir kez daha göstermiştir. En büyük sorumluluk ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nındır. Uzun süredir beklenen ve 4 Nisan’da kabul edilen 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’ndaki değişikliklerle yasal zorunlulukların çerçevesi çizilmiştir. Müteahhit, iş güvenlik uzmanı, yapı denetim firması ve çalışanların yükümlülüklerinde ve cezalarda yeni düzenlemelere gidilmiştir. Kanuna; “İşverene iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda rehberlik ve danışmanlık yapmak üzere görevlendirilen işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı, görev aldığı işyerinde göreviyle ilgili mevzuat ve teknik gelişmeleri göz önünde bulundurarak iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eksiklik ve aksaklıkları, tedbir ve tavsiyeleri belirler ve işverene yazılı olarak bildirir. Eksiklik ve aksaklıkların düzeltilmesinden, tedbir ve tavsiyelerin yerine getirilmesinden işveren sorumludur. Bildirilen eksiklik ve aksaklıkların acil durdurmayı gerektirmesi veya yangın, patlama, göçme, kimyasal sızıntı ve benzeri acil ve hayati tehlike arz etmesi, meslek hastalığına sebep olabilecek ortamların bulunmasına rağmen işveren tarafından gerekli tedbirlerin alınmaması hâlinde, bu durum işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanınca, Bakanlığın yetkili birimine, varsa yetkili sendika temsilcisine, yoksa çalışan temsilcisine bildirilir”. “Çok tehlikeli sınıfta yer alan ve ihale ile alınan işlerde; teknolojik gelişme, iş gücü kapasitesinin arttırılması, üretim metotlarında yenilik gibi bir kısım unsurlar sağlanmadan üretim ve/veya imalat planlarına, iş programlarına aykırı hareket edilerek üretim zorlaması nedeniyle hayati tehlike oluşturacak şekilde çalışma biçimleri, işin durdurulma sebebi sayılır. İşyerinde durdurulan işlerde izinsiz çalışma yaptıran işveren ve işveren vekillerine üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir” gibi maddeler eklenmiştir.
Fakat yaşanan iş kazaları gösteriyor ki İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’ndaki değişiklikler yanlış uygulamaların ve kazaların önüne geçememiştir. Resmi gazetede yayınlandığı 23 Nisan tarihinden itibaren yürürlüğe giren Kanun değişikliği iş kazaları için caydırıcı olmamıştır.
GÖÇÜĞÜN NEDENİ TEKNİĞİNE UYGUN YAPILMAYAN İSKELENİN ÇÖKMESİ
Kaza ile ilgili İMO Bursa Şubesi Teknik Komisyonu tarafından bir inceleme gerçekleştirerek rapor hazırlamıştır. Komisyon başkanı ve aynı zamanda Uludağ Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün tarafından hazırlanan raporda, çalışmaların durdurulması ve teknik yeterlilik sağlandıktan sonra devam edilmesi gereken bir inşaatta ihmallerin nelere yol açabileceğini gözler önüne serilmiştir. Rapora göre; çökme proje hatası veya zeminden değil, tekniğine uygun tasarlanmayan kalıp sistemleri nedeniyle yaşanmıştır. İnşaat çalışmaları sırasında uyulması gereken Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nin kalıplarla ilgili bölümü Ek– 4-Yapı Alanları İçin Asgari Sağlık Ve Güvenlik Şartları Bölüm – II-Açık Mekanlardaki Çalışma Yerleri kısmına aykırı bir uygulama gerçekleşmiştir. Cadde üzerinde bulunan ve komşu binalarda olduğu gibi zemin katı dükkan olarak yapılan projede kat yüksekliğinin fazla olması nedeniyle kalıp direklerinin boyları fotoğraflarda görüldüğü gibi yetersiz kalmıştır. Bunu uzatmak için altlarına tuğlalar konmuş ya da yanal hareketi engellenmemiş mesnetler ve bağlantılar kullanılmıştır. Betonarme yapılarda genelde 1metrekarenin ağırlığı 1 ton civarında olmaktadır. Yani 100 metrekare bir dairenin betonarme ağırlığı yaklaşık 100 ton civarındadır. Beton döküldüğü zaman tüm bu ağırlık sadece kalıp direkleri tarafından taşınmaktadır. Dolayısıyla kalıp direklerinin bu yükü taşıyacak kapasiteye sahip olması gerekmektedir. Bu inşaat da görüldüğü gibi tekniğine uygun tasarlanmayan kalıp sistemleri bu ağırlığı taşıyamaz duruma gelmekte ve taşıyamadıkları ağırlığın etkisiyle ciddi göçükler meydana gelmektedir. Tuğlalar ya da sabit olmayan elemanlar üzerine direkleri mesnetlemek teknik açıdan uygun değildir. Zira statik açıdan bu kadar ağır bir beton yükünü, bu haliyle zayıf mesnetli direklerin karşılaması mümkün değildir.”
Yaşanan bu kazadan çıkartmamız gereken önemli dersler var. Bu tür iş kazalarının yaşanmaması ve yeni canlar yitirmemek için inşaatı yapan yüklenicinin, belirlenen yasalar ve tekniklerin dışına çıkmadan uygulamayı gerçekleştirmesi gerekmektedir. Uygulamayı yaptıran şantiye şefinin gerekli bilgi birikimi ve uzmanlığa sahip olması, denetleyen yapı denetim firmasının, belediyelerin, müfettişlerin inşaatları daha sık doğru denetlemesi gerekmektedir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun işveren, işçi ve yetkililere getirdiği yükümlülükleri net bir şekilde aktarması gerekmektedir. Bakanlık, çok tehlikeli işler sınıfında yer alan yapı gibi işlerde uyulması gereken kurallar ve güvenlik önlemlerini zorunlu hale getirmek için yaptırım gücünü ve denetimlerini arttırmalıdır. İMO Bursa Şubesi olarak tüm yetkilileri, işverenleri, denetleyen kurumları bu konuda daha duyarlı ve dikkatli olmaya davet ediyoruz. Artık ihmaller iş kazalarına ve ölümlere yol açmasın.