Türkiye, 7 Haziran seçimlerinden sonra koalisyon rüzgarına kapıldı fakat görüşmelerden hiç bir şekilde verim alınamadı. Seçmen 1 Kasım’da tekrar sandığa gidiyor, aday adayları belli oldu, Mehmet Aydemir’de AK Parti’den aday adaylık için başvurusunu yaptı. Orhanelili olan Aydemir ile neden aday olduğuna dair ve yaşanan siyasi gelişmeler üzerine samimi bir sohbet gerçekleştirdik.
Sorularımıza açık yüreklilikle cevap veren Aydemir, Bursa için kafa yorduğunu, vekil olması halinde bir çok projenin hayat bulması için çaba sarf edeceğini söyledi.
Mehmet Bey öncelikle sizi tanıyalım, biraz kendinizden bahseder misiniz?
1966 Orhaneli doğumluyum. İlk okulu Orhaneli’de okudum daha sonra İmam Hatip Lisesi’nde devam ettim ve birincilikle mezun oldum. Daha sonra Bursa İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldum. Ondan sonrada stajyer öğretmen olarak da Orhaneli Lisesi’ne atandım. Stajyerken müdür yardımcılığı görevine başladım. Daha sonra termik santral, Altıntaş ilk öğretim okullarında müdürlük yaptım. 1998’de farklı görüş itibariyle bizi görevden aldılar. Sonrasında ortaklarımızla beraber ticari faaliyetlerde bulunduk. 2014 yılında Orhaneli Kent Konseyi kurucu başkanı oldum oy birliği ile yine aynı yıl Sabiha Köstem ortaokulu müdürlüğüne atandım. Şimdi de AK Parti’den milletvekili aday adayıyım. Allah nasip ederse milletvekili olacağız.
Peki neden siyasete yer almak istiyorsunuz?
Biz 70’li yılları, 80’li yılları yaşadık. Siyasete ilgimiz o zamandan beri var. AK Parti kurulduğundan beri de AK Parti’ye çok büyük bir teveccühümüz var. Bürokraside olduğumuz için parti içinde yer almamız söz konusu değil ama dışarıdan destekledik. Gönlümüz hep AK Parti ile oldu. dışarıdan savunucusu olduk. En önemlisi de Bursa’dan bir adayız. Tabi konjektör neler getirecek bilemiyoruz. Şu an HDP ile büyük bir mücadele var bu mücadelede zaman zaman AK Parti’ye yükleniyor. Yüklenilmemesi lazım. Çünkü daha önceden barış deniyordu. Zaten dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, baldıran zehri de içsek bu işi çözeceğiz dedi. Şimdi barış baltalandı ama yine AK Parti suçlanıyor. Onun içinde bu konjektörel yapı ne getirir bilemiyoruz. Ben aday olursam hem eğitim hem ticaret hem de idarecilik açısından Karacabey ve Kemalpaşa’nın da dağ köylerini ele almak suretiyle beraber yüksek bir oy alacağımızı düşünüyorum. Bana derneklerden gelen, eğitim camiasından gelen intibalar bu yönde. Eğitim BİR-SEN adına da bir aday yok şu anda. Ben aynı zamanda onları da temsil ediyorum. Aday gösterilirsek şansımızın yüksek olduğunu düşünüyorum.
BURSA KONUSUNDA KAFA YORAN BİR İNSANIM
Vekil olmanız halinde Bursa için neler yapmayı düşünüyorsunuz?
Bursa için çok hedeflerim var. Ben milletvekili olayım da bir şekilde maaşımı alayım, mecliste parmak kaldırıp , emekli olayım diye bir düşüncem yok. Bursa için kafa yoran bir insanım. Benim he eğitim konusunda hem sağlık konusunda hem ulaşım konusunda hem de kentsel dönüşüm konusunda fikirlerim var. O fikirlerimiz daha da genişletip, proje haline getirip, bunu konuşmak, bu sorunlara çözüm bulmak istiyorum . Ben bu gün kentsel dönüşümün TOKİ aracılığıyla ya da benzer bir kurum tarafından yapılmasını istiyorum. Halk bu konuda çok tedirgin mesela iki katlı evi olan acaba benim evi ne olacak, bana bir daire mi verirler diye düşünüyor. Kentsel dönüşüm kazan kazan dediğimiz formülle çözülmeli. yani biz öyle bir kentsel dönüşüm yapmalıyız ki hem müteahhit zarar görmemeli hem vatandaş hem de orada çalışan mühendis zarar görmemeli.
DAĞ YÖRELERİNİ CANLANDIRMALIYIZ
Peki çarşamba bölgesini ele alalım, binalar eski, sokaklar dar, yeşil alan, oto park yok ve kat yüksekliği fazla oraya nasıl bir kentsel dönüşüm yapılmalı?
Çok kolay, devlet karar verdiği zaman çok kolay. Düşünün bir ilçeye üç bin tane, iki bin tane konut yapıyor. Hem de 100 lira taksitle ödüyor bunu halk. Vatandaşa hizmet için bir çok ilde bir çok ilçede bu toplu konutlar yapıldı. Neden yapılmasın ki. Mesela Merinos’u düşünelim. Ankara caddesinden başlayarak, çevre yoluna kadar olan alanı düşünün. Sadece bu bölge için kentsel dönüşüm yapılsa, cadde üzerlerine 3 -4 katlı plazalar, i yerleri yapılsa, etrafın konutlar yapılsa nasıl değerli bir bölge olur burası. O zaman buradaki plazalara fiyat biçemezsiniz. O zaman insanlarda karı çıkmaz, iş yerlerine yakın merkezi yerde oturmuş olacaklar. Yine sağlıkla ilgili AK Parti hükümeti çok büyük, başarılı çalışmalar yaptı. Bunu kabul etmek lazım. Ama buna rağmen hastanelerin buna ayak uydurmamasından dolayı ya da idaredeki eksikliklerden dolayı yoğun bakımda büyük sıkıntı yaşanıyor. Hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde yer yok. Türkiye güçlü bir devlet, mesela Keles’e 700 tane toplu konut yapıyor ama hala 1950’lerde 60’larda yapılmış hastanelerde insanlarımız tedavi oluyor. Bursa merkezde de durum aynı. Bir tek Şevket Yılmaz Hastanesi eklendi. Bu hastaneler yapıldığı zaman Bursa’nın nüfusu yüz bindi şimdi 3 milyon. Önce biz insanlarımızı tedavi ettirecek yerler yapalım. Benim düşüncem devlet bir ilçeye yedi yüz, sekiz yüz tane toplu konut yapıyor hastane neden yapmasın. Gösterişli olmasın, Nilüfer’e, Osmangazi’ye, Yıldırım’a büyük bir hastane yapalım. Hatta yolun hem altına hem de üstüne yapalım. Yoğun bakım üniteleriyle beraber, hastane sayımızı arttıralım. Benim bu konuda da projelerim var ve bu konuda da mesai harcamak istiyorum. Benim diğer önemle üzerinde durduğum konu; Eğitim. Eğitimde tecrübe ettiğim, bildiğim bir konu var. Kesinlikle ikili öğretimde okuyan çocuklarda müthiş bir kayıp var. O çocuk hayatın öğlenden sonra başladığını sanıyor. Şu anda da iki öğretimde görev yaptığım okulda aynı sıkıntı yaşanıyor. 5’inci, 6’ıncı sınıflar başarısız, 7’ince, 8’inci sınıflar çok başarılı. Halbuki beşinci ve altıncı sınıflarda okuyan öğrencilerin başarılı olması lazım. Bu durum tahin ettiğinizden daha fazla etkili. Ben bu okulu da 35’inci sıradan 6’ıncı sıraya yükselttim. Şu anda da kayıt haricinde 150- 200 öğrenci kayıt yaptırmak için bekliyor, okulun namından dolayı. Ben eğitimde ikili öğretimin bertaraf edilmesine inanıyorum. Mesela biz sınıfları 60-70 kişilerden 302lara düşürdük, tekrar 40’a çıkalım ama tekli öğretime geçelim. Çünkü o çocukları kaybetmeyelim. Öğlen okula giden çocuklar kesinlikle kaybedilmiş çocuklar. Bu konuda da ben yine gösterişten uzak okullar yapılmalı ikili öğretim problemini bu şekilde çözmemiz lazım. Orhaneli tarafından örnek vereceğim ama organik hayvancılık, organik tarım , Keles’de bulunan Kocasu var, orada rafting sporunun yapılması. Yüzde 90 oranında boşalan köyler var, orada biraz çalışma yaparak dağ turizmini, doğa turizmini canlandırmamız lazım. İnsanlar artık doğa ile iç içe olmak istiyor. Şehrin gürültüsünden telaşından kaçarak sakin huzur dolu bir yerde dinlenmek istiyor. Bu boşalan köyleri bu şekilde değerlendirebiliriz. Sanayicilerimizin, işadamlarımızın desteğiyle organik tarımı, hayvancılığı geliştirmemiz lazım. Onlar içinde çok önemli bu gelişmeler.
ADAYLAR İYİ SEÇİLMELİ, REHAVETE KAPILMAMALIYIZ
AK Parti 13 yıllık iktidarı sonrasında 7 Haziranda istediği oy oranına sahip olamadı, Sizce bunun nedeni nedir? Sandıktan neden koalisyon çıktı?
Bunun bir çok nedeni var, biz bunu bir iki madde ile açıklayamayız. Bir sürü etken var bunların arasında dış güçlerin etkisi var, PKK ‘nın güçlenmesi var, oradaki insanların HDP’ye barajı geçsinler diye vermiş olduğu oylar var. Maalesef CHP’nin ve Paralel Yapının etkisiyle kayan oylar var, Doğu illerimizde aday seçimlerinde yanlışlıklar yapıldı. Keza Bursa’da da oy oranı düştü, bazı dengeler gözetilmedi. Adayları belirlerken biraz daha dengeli olmalıydı. Diğer bir sebep ise şimdi AK Parti bir rüzgar, Recep Tayyip Erdoğan bir rüzgar, muhafazakar sağda başka bir parti yok ve girdiği her seçimi de kazanıyor. Bu dönemde de biz adayları belirleriz onlarda kazanır gözüyle bakıldı. Aday bakıyor benim sıram 9, o zaman çalışmama gerek yok nasıl olsa kazanacağım, böyle bir rehavet de vardı. Bu yanlış işte, 11’inci 12’inciyi getirmek için daha çok çalışmalı. En büyük yanlış bence bu oldu, rehavete kapılmak.
Çözüm sürecinde yapılan yanlış neydi ki bugün bu sorunları yaşıyoruz?
Çözüm süreci ilk dile geldiği zaman Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan o zaman başbakandı ve Abdullah Gül cumhurbaşkanıydı, biz o zamanda bu konuyu kendi aramızda konuşurduk ve dedik ki Tayyip Bey ile Gül Bey iyi niyetli ama karşılarındaki insanlar iyi niyetli değil. Bu yanlış bir proje ama değer dedik çünkü 40 yıldır itmeyen bir bataklık. 4-5 yıl şehitlerin olmaması çok güzel bir şey. İyi niyetle yapılmış büyük bir projeydi ama güvenlik açısından keşke daha dikkat edilseydi. Ben birilerini suçlamak istemiyorum içimden geldiği gibi konuşuyorum keşke oradaki valimiz, polisimiz, askerimiz güvenliğe biraz daha dikkat etseydi. doğru yapıldı, yanlış yapıldı bilemem ama bugün böyle bir şey ile karşı karşıyayız. Ve ordumuz orada bu yanlışı ortadan kaldırmak için çaba sarf ediyor ve bütün siyasi partilerimiz hiç bir rant elde etmeden destek olmalı. Bugün birlik olma zamanı, hep beraber destek olarak sorunumuzu çözmeliyiz.
Peki seçmen AK Parti’ye neden oy versin?
Ben bunun içinde bir çok neden sayabilirim. İstikrarın sürmesi için, ekonominin düzelmesi için, hava yolları, kara yolları, deniz yolları, tüneller, köprüler, sanayideki istikrar yani AK Parti’ye oy vermek için bir çok sebep var. Ayrıca şu anda muhafazakar sağın lider partisi AK Parti’dir ve MHP’nin oy oranının da yüzde 16’dan yukarı çıkması söz konusu değildir. Üçüncü bir parti de yok. Türkiye’de istikrarın devam etmesi için AK Parti’nin yüzde 41’lik oy oranından daha yukarı çıkması gerekir. Tek başına iktidar olması lazım. Bugün Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi, Türkiye’yi geçin başka ülkelerde de koalisyon olmuyor, Türkiye’de de olmadı. Ben mesela muhalefet partisinde olsaydım, Cumhurbaşkanını yalancı çıkarmak için kurardım koalisyonu. Bir sürü şartları öne sürerek, biz koalisyon kurmak istiyoruz demek inandırıcı değil. Hem CHP hem de MHP, AK Parti ile koalisyon yapmak istemedi.
Peki 1 Kasım’daki öngörünüz nedir? Sandık sonuçları değişir mi?
1 Kasım ile ilgili öngörüm şu, vatandaş durumu anladı, MHP’ye, CHP’ye, HDP’ye oy veren bir çok seçmen bu seçimde AK Parti’yi tercih edecek. Ben 1 Kasım seçimlerinde AK Parti’nin yüzde 45 ‘in üzerinde oy alacağını ve tek başına iktidar olacağını düşünüyorum. Tabi bu demokrasi hiç bir şekilde sonucun ne olacağı belli olmaz. Ama isterim ki sandıktan koalisyon çıkmasın.