ZİYARETLER

Ne güzel adetlerimiz var bizim. Bayramlarımız var, baklava böreklerimiz ve sarmalarımız var. Arada menü değişse de bayram hazırlığı denen bir olgu var…

Benim çok zor alıştığım adetler aslında. Babam memur olduğu için Ülkemizin bazı şehir ve ilçelerin de bulunma gibi bir zenginliğim olmakla beraber her memur ailesi gibi benim de çocukluğum bayramları tatil gibi algılamama sebep oldu. Evlendiğim de ise daha gelenekçi ve kalabalık bir aileye sahip olan eşimin aile düzenine alışmak beni biraz zorladı…Ama iyi ki zorladı…Tabi biraz yaş alınca da artık ziyaretler de yediğimiz baklava börekleri yapmak bize de düşer oldu…Ve bu tatlıyı sen mi yaptın ? gibi sorularla keyiflenmek de güzel oluyor hani…Zaman ile değişen dünyamıza, teknolojinin kapsadığı alanlarımıza güneş gibi doğuyor bayramlar…

Ne olursa olsun, nasıl olursa olsun gençler somurtarak geldikleri veya gittikleri yerlerden keyiflenmiş, iki sohbet etmiş olarak ayrılmaları da ayrıca duygulandırıcı…Belki eskiden bu kadar şart değildi bayram ziyaretleri ama biten diyalogların, ilişkilerin geliştirilmesi için bayram ziyaretleri zorunlu hale getirilebilir bence…Tabii tatil olarak değerlendirmek de mümkün bu günleri ama ben bizim uyguladığımız yöntemi söyleyeyim;  Ne olursa olsun bayramın birinci günü beraber kahvaltı ve bir kaç ziyaret daha sonra tatil…O zaman hem burukluğunu hem de eksikliğini yaşamıyorsun…Nerede olursan ol, ne yapıyorsan yap bayramın birinci günü tatil yerleri insana kendini garip hissettiriyor tecrübeyle sabit…Evet yoruluyor insan ama ne olursa olsun değiyor bu yakın veya uzak akraba olsa da değişmiyor hele hiç umulmayan bir ziyaret gerçekleştirdiğiniz de gülümsemeler daha yoğun neredeyse elle tutulacak mutluluklar yaşanıyor benden söylemesi…

Nasıl ki bir manzara seyredilmeye değer, nasıl ki bir coğrafya ziyaret edilmeye değer inanın bu ziyaretleri bu minval de görerek yapabilirsiniz…Arada bayram hazırlık stresinden çıkan kavgalar, önce senin ailen, benim ailem ziyaret edilecek tartışmaları da bayramın cilvesi….