Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nden, Nilüfer Belediyesi tarafından yaptırılması planlanan, Ataevler Kültürel Tesisler ve Meydan Projesi’ne ait, ön proje, uygulama projeleri, detay projeleri ve 3D Görselleri Temini işi” adıyla ilanı yayınlanan ihaleye itiraz geldi.
“Yarışmacı mimar olsun isteniyorsa o zaman işi yarışmaya açın, aksi takdirde bu ihale adrese teslim olur” denilen ve konuyla ilgili Nilüfer Belediyesine 3 soru yöneltilen Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nin açıklaması şöyle;
“Bursa Kamuoyuna
Nilüfer Belediyesi Destek Hizmetleri Müdürlüğü’nce açılan ve “Bursa İli, Ataevler Mahallesi’nde Nilüfer Belediyesi Tarafından Yaptırılması Planlanan, Ataevler Kültürel Tesisler ve Meydan Projesi’ne Ait, Ön Proje, Uygulama Projeleri, Detay Projeleri ve 3D Görselleri Temini işi” adıyla 12/08/2016 tarihinde onaylanan ve ilanı yayınlanan ihaleye yönelik açıklamamızdır.
Adrese teslim ihalelerin neredeyse normal işleyişe dönüştüğü günümüzün kamu kurumlarında, bu denli detaylı tarif edilmiş olan ve kentimizde proje üreten mimarların bu kadar özenle ayıklandığı bir ihale sürecine uzun zamandır denk gelmiyorduk.
Mimarlar Odası Bursa Şubesi olarak özellikle kamu binalarının projelendirilmesi sürecinde uygulanacak en doğru yöntemin proje yarışmaları olduğunu her fırsatta dile getirmekteyiz. Proje yarışmalarının; yüzlerce mimarın katkı sunduğu onlarca projenin arasından sıyrılan ve ortaya çıkan ürünün şaibeden uzak biçimde uygulanabildiği, meslek etiği açısından da tartışmasız en doğru yöntem olduğu hepimizin malumudur.
Ancak kimi belediyeler, kamuoyuna gösterdiklerinin aksine, şeffaflıktan uzak ihale süreçleriyle kimi işlerini seçimi önceden yapılmış bazı firmalara yönlendirebilmektedir.
Nilüfer Belediyesi’nin son açtığı ihale de benzer şekilde ihaleyi alacak ofisin çok öncesinden belli olduğunu haykırırcasına belli eden şartnamesiyle, adrese teslim ihaleler tarihine adını altın harflerle yazdıracak niteliktedir.(!)
Söz konusu ihale ilanında, proje müellifinin, “yapımı tamamlanmış mimari eser dalında en az bir uluslar arası ve en az bir ulusal yarışmada ödül almış olması” ön şart olarak koyulurken; ihaleye konu projenin “prestij” özelliğine vurgu yapılarak, “çalışma ekibinin teknolojik ve mimari gelişmeleri takip eden, benzer türde tasarımlara sahip, tecrübeli ve ödüllü bir proje ekibi olması önem arz etmektedir” denilmektedir.
Diğer yandan, aranan çalışma grubunun Mimar ve Mühendis ortakları için emsaline az rastlanır şekilde 25’er yıllık mesleki tecrübe şartı getirmektedir.
Bu ilan karşısında Nilüfer Belediyesine sorularımız vardır:
1) Kurum olarak proje yarışmalarına ve ödüllü mimarlara bu kadar önem veriyorduysanız; yıllardır neden bir tane dahi binanızı mimari proje yarışması ile elde etmediniz?
2) Madem mimari niteliği bu kadar önemsiyordunuz; yıllardır açtığınız ihalelerin birçoğu neden yalnızca mimari proje dışındaki kalemleri kapsamaktaydı ve neden mimari proje müellifinin yapım ihalesini alan firma tarafından “belirlenmesine” izin veriyordunuz?
3) Mimarlık yarışmasından kastınız, 1000 avroya uluslar arası, 1000 TL’ye ulusal ödül satışı yapılan ticari yarışmalar mı; yoksa gerçekten geçerli bir yarışma mevzuatına bağlı resmi yarışmalar mı?
Çok sürmez, yakın bir zamanda bu soruların cevabı ortaya çıkacak ve ihale ilanını yayınladığınız “yarışmacı ekip” herkes tarafından öğrenilecek…
Ancak yine de buradan Nilüfer Belediyesi’ne çağrıda bulunuyoruz:
“Prestij” projelerinizde nitelikli mimarlığa bu kadar önem veriyorsanız; yaptığınız binaların projelerini mimari proje yarışmalarıyla elde etmelisiniz.
Yarışmayla elde etmelisiniz ki, projelendirme ve uygulama sürecinde ortaya çıkabilecek her türlü şaibe iddiasından korunabilesiniz…
Yarışmayla elde etmelisiniz ki; hem Nilüfer’e, hem de Bursa’mıza mimarca tasarlanmış binalar, eserler bıraka bilesiniz.
