Tam 21 yıl önce, 1995 yılında Kuzey Irak'ta kurulan Türk askeri üssü, 1 Ekim oylanan tezkere ile 13 ay daha uzatıldı. İlginçtir bu karar Irak Meclisi’ni memnun etmedi. Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon yetkisi veren tezkere Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından kabul edilirken, Irak tarafından Türk askeri üssü, ilk kez 'işgalci güçler' olarak kabul edildi ve Irak topraklarından çıkarılması için gerekenlerin yapılmasına karar verildi.
Çok ilginçtir, bundan önce güven unsuru olarak görülen Türk askeri üssü ve sefer tehdit olarak görüldü acaba neden? Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonunun başarılı olması ve Türk ordusunun 1 ay gibi kısa bir sürede 900 kilometrekareyi aşarak bölgeyi kontrol altına alıp Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile birlikte, Suriye’nin kuzeyini terör örgütlerinden temizleme başlaması anlaşılan korku saldı.
Buna son günlerde “Olası Musul operasyonu” yüksek sesle konuşulması eklenince, Irak Meclisini korku ve endişeye kapılarak panik butonuna bastı. Türkiye’yi müttefik olarak görmek yerine karşısına almayı göze alan bu meclis, ürettiği kısır politikalar sonucu kendisine emredildiği gibi 3 perdelik rolünü soyundu.
Her fırsatta, gerek Irak gerekse Suriye’nin toprak bütünlüğünün korumasını gerekliğini ifade eden Türkiye, bölgenin Terör unsurlarının tamamen temizlenmesi gerektiğini vurguladı.Özellikle Musul operasyonu ile DEAŞ’a ciddi bir darbe vurmak isteyen Türk ordusu, ulusal güvenliğine bir tehdit olarak gördüğü DEAŞ’la en başından bu yana kararlı bir mücadele sergilemekte istemekte.
Türkiye’nin, tüm bu söylemlere karşın Irak Meclisin bu kararının arkasında elbette bir senaryo var. Öncelikli korku Türkiye’nin bölgeden bir daha geri çekilmeyeceği, olası Kuzey Irak’ta Kürt devletine izin vermeyeceği, PKK’nın Suriye kolu olan YPG ve PYD yaşam şansı tanımayacağı, DEAŞ’dan temizlediği bölgeyi Türkmenlerle ve Özgür Suriye Ordusu taraftarları ile dolduracağı, bölgede mutlak güç ve otorite olacağı düşüncesi elbette.
Bölgesinde hâkimiyeti kaybetmiş bir devletçik görünümünde olan Irak, elinden kayıp giden gücü Türkiye’ye kaptırmamak derdinde. Oysaki, Irak'a Mart 2003 işgaliyle birlikte gelen Amerikalı askerleri, Irak'ın batısındaki Enbar Vilayeti'ndeki Ayn el-Esed ve Bağdadi askeri üsleriyle Musul'daki Kayyara askeri üssünde varlık göstererek bölgede cirit atıyor. Amerikan askerinden rahatsız olmayan Irak Meclisi acaba neden Türk askerinden rahatsız?
Doğrusunu söylemek gerekirse Türkiye’nin adaletinden korkan Irak Meclisi, sırtını dış güçlere dayamış durumunda. Elbette korkunun ecele faydası yok. Türkiye, ulusal güvenliğine bir tehdit olarak gördüğü tüm terör unsurlarından kurtulmak istiyor, bunda da çok kararlı. Batılı devletler, ulusal güvenlik söz konusu olduğunda akıl almaz yöntemlere başvurarak, radikal kararlar alırken, aynı tavrın sergileyen müttefikine ön yargılı davranıyor ve bölgedeki otorite boşlu ile boğulan devletleri kışkırtılıyor.
Elbette bu ikiyüzlülük ile mücadele etmek, iyi bir dış politika siyaseti ile mümkün olabilir. Daha önceleri de dediğim gibi Dış Politika görünmeyenlerin görülmesi gereken bir siyaset sanatıdır. Ne olursa olsun, Türkmen dağından, Caber kalesine ve Musul’a kadar olan kontrol altına alınmalı ve güvenli bölge bir an önce oluşturulmalıdır.
Bu topraklarda bin yıldır adalet ile hükmetmiş bir ecdadın torunları olarak bize yakışan, evlerinden, yurtlarından ayrılan göçmenlerin bu bölgelere yerleştirmek ve güvenliklerin sağlamaktır…
