Anti tekel politikalar açısından Türkiye’nin 34’ten 26’ncı sıraya yükseldiği söyleyen Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak, “Rekabet bir ülkede önce piyasalardaki düzeni sağlar, sonra o ülkenin gücünü besler” dedi.
Uluslararası Rekabet ve Teknoloji Birliği (URTEB) tarafından düzenlenen ve Rekabet Kurumu Başkan Prof. Dr. Ömer Torlak’ın konuşmacı olarak katıldığı Rekabet Hukuku Konferansı, BTSO Çok Amaçlı Salon’da düzenlendi. ‘Piyasa, Rekabet ve Ahlak, Rekabet Hukuku ve Rekabet Kurumu’nun faaliyetleri ele alındığı konferansa; Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Abdülkadir Karlık, URTEB Onursal Başkan Zeki Zorlu, URTEB üyesi sanayiciler, OSB başkanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda üniversite öğrencisi katıldı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan URTEB Genel Başkanı Ahmet Özenalp, serbest rekabetin koruması ve haksız rekabetin önlenmesinin yanında, rekabet kavramının sadece sanayi ve ticaret değil, toplumun tüm kesimlerince doğru bir şekilde anlaşılması için çalıştıklarını söyledi. Bugün küresel rekabetin baskı altında olan girişimcilerin ‘adil rekabet şartlarına’ daha fazla ihtiyaç duyduklarının önemli bir gerçek olduğunu söyleyen Özenalp, “Çok zor ve tarihi günlerden geçiyoruz. Ekonominin yaşanan bu olağanüstü dönemden etkilenmemesinin mümkün olmadığını biliyoruz. Türkiye ekonomisi son yıllarda pek çok olağanüstü duruma karşı dayanıklılığını ispatladı. Yepyeni bir anlayış ile geleceği yakalayabileceğimize ve rekabet savaşlarında söz hakkımızın olabileceğine inanıyorum. Öte yandan, dünya bugün dijital dönüşümü yaşıyor. Dijital dönüşüme ayak uydurmak, yeniliklerin getirdiği fırsatları yakalamanın yanında, gerekli bilgi ve öngörüye sahip olmamıza bağlıdır” dedi.
ÖZENALP: MİLLET OLARAK REKABET EDEBİLİYORSAK VARIZ
“Bugün rekabet etmenin yolu dünyadan gözünü ayırmamaktan geçiyor” diyen Özenalp şöyle devam etti: “İşletmelerin rekabet üstünlüğü elde etmelerine bunun için çalışmalarına evet, ama bunu yaparken diğerleri üzerinde herhangi bir alanda uyguladığı zarar verici hareketler varsa buna hayır. Bunun için rekabetin kuralları olduğunu, rekabet etmenin bir ahlakı olduğunu, rekabetin bir hukuku olduğunu bilmemiz şart. Teşebbüslerin, rekabet ihlallerinin neler olduklarını önceden bilmeleri, sonraki birçok problemi ortadan kaldıracaktır. Bilgili ve bilinçli bir yönetici sadece mali açıdan değil, itibar açısından da teşebbüsü zor durumda bırakacak yaptırımlardan kaçınmak için gerekli tedbirleri almak zorundadır. Millet olarak rekabet edebiliyorsak varız. Rekabet gücün varsa, milletler camiasında sözün dinlenecektir. İşte bunun için rekabeti, onun kurallarını öğrenmek zorundayız.”
TORLAK: ÜLKEMİZİN REKABETÇİLİĞİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ
Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak da, toplumun her kesiminde rekabet konusundaki farkındalığı oluşturmak, geliştirmek, rekabet konusuna duyarlılığı artırmak için çalıştıklarını söyledi. Girişimcileri bir ülkenin, toplumun can damarı olarak tanımlayan Torlak, şunları söyledi: “Nitekim rekabeti yapanlar da bozanlar da girişimcilerdir, eğer mekanizma iyi kurulamazsa. Girişimcinin rekabeti bozması, piyasadaki rekabeti de bozuyor. Dolayısıyla rekabetçi bir ekonomiye ihtiyaç var. Rekabet bir ülkede önce piyasalardaki düzeni sağlar, sonra o ülkenin rekabetçi gücünü besler. Bu da daha inovatif yaklaşımlara sebep olur ve tüketici refahına olumlu bir katkı koyar.”
GÖSTERGELER SEVİNDİRİCİ…
Anti tekel politikalar açısından Türkiye’nin 2010’da 34’üncü sıradan 2014’te 26’ncı sıraya yükseldiği bilgisini veren Torlak, rekabetçilik ve pazar hakimiyetinin boyutu açısından da 15’ten 11’inci sıraya yükseldiğini dile getirdi. Torlak, “Bunlar olumlu gelişmeler olmasına rağmen, bu alanda daha alacağımız çok yol var. Diğer taraftan rekabeti fayda-maliyet yarışı olarak görürsek, böyle bir anlayışın bizi götüreceği yer duvara toslamaktır. Çünkü işin odağında insan var. İşletmelerin tek sorumluluğu kâr etmek değildir. İşletmelerin farklı sosyal sorumlulukları da var. Çünkü işletmeler toplumun ortak kaynaklarını kullanmaktalar. İşte burada rekabetin korumasına ihtiyaç var. Yani adil bir rekabet ortamının tesis edilmesi bakımından, piyasa ve rekabetin mekanik bir anlayışla değil de olması gerektiği gibi bir anlayışla sağlanmasına ihtiyaç var. Sağlıklı ve adil şartlarda işleyen bir piyasanın ortaya konması için de rekabet hukuku devreye girmektedir” ifadelerini kullandı.
Konferansta ayrıca, Rekabet Kurumu Dış İlişkiler, Eğitim ve Rekabet Savunuculuğu Dairesi Başkanı Ali Arıöz de, Rekabet Kurumunun faaliyetleri, rekabet hukuku ve ihlalleri konusunda bir sunum yaptı. Konferansın sonunda Torlak ve Arıöz’e plaket takdim edildi.