MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Türkiye’nin süper kahramanı ve ilk Cumhurbaşkanı..O, bugün ki Türkiye Cumhuriyetini, Osmanlının küllerinden oluşturdu. Avrupa’nın “hasta adamını” iyileştirdi ve bugünlere gelmesine neden oldu.
Kısa zamanda, inanılmaz işleri başaran, bir elin parmağını geçmeyen tarihi portrelerden birini oluşturdu. Türkiye’yi değiştirip, yaşayan, nefes alan ve saygı duyulan bir ülke haline getirmenin yanında, tüm dünyaya da örnek oluşturdu İstiklal Savaşı ile…
Her yaşayan canlı gibi, insan için değişmez kanun,vefatı engellenemedi.
10 Kasım 1938 günü saat 9:05’de, 1881 yılında açılan o mavi gözlerini, hayata kapadı.
Neden bunları anlatıyorum size?
78 Yıl önce ,bugün 10 Kasım olduğu için mi? Belki de..
Ama öncellikle, bunları anlatmamın nedeni, herkesin, Atatürk’ü iyi anlaması, bilmesi ve öğrenmesi için.
İkinci nedeni ise, Atatürk’ün ölüm yıldönümü, benim çocukluğum da dedem anlatırdı..
Hepimiz iyi biliriz..
10 Kasımlar, üzgünlük günleridir. En azından öyleydi ben çocukken. Atatürk’ün, 1938 yılında vefatı hiçbir şeyi değiştirmedi. 1980’li yıllarda da sanki 10 Kasım 1938 gibi yas tuttuk.
Türkiye, her 10 Kasım’da hüzünlenirdi..
Çok iyi hatırlarım.
O’na olan büyük saygıdan; Her 10 Kasım’da, ben çocukken, içkili lokantaları, sinemaları, barları kapatırlardı. İçki satılmazdı o gün.
Neden? Saygıdan ötürü mü?
Sanırım..
1942’de yine BİR ON KASIMDA;
1933–1939 yılları arasında İngiliz Büyükelçisi olarak Ankara’da görev yapan ‘SirPercyLoraine’ göre ATATÜRK;
“Cumhuriyet’in ilk günlerinde Atatürk, dönemin ve halkın modern yönetim için henüz hazır olmadığının farkındaydı.
Halk Osmanlı İmparatorluğu’nun gelenekleri nedeniyle sömürülmüştü. Ve bu böyle devam ettiği sürece toplumun değişmesi beklenemezdi.
Dolayısıyla halk kadar yöneticilerin de yeni devlet yapısına ve rejimin gereklerini yerine getirebilmek için eğitilmeleri gerekiyordu.
Bu arada Türkiye’yi modernleştirecek olan değerler sabit tutulmalı, elde olan imkânlar ölçüsünde ilerleme sağlanması için çalışılmalı idi. Hepsinden de önemlisi uygulanabilir bir ulusal ekonomi yaratılmalı idi
O 1923 yılında ulusuna seslenişinde dedi ki: Eğer on yıl içerisinde ulusal bir ekonomiye sahip olamazsak, Kurtuluş Savaşımız, verdiğimiz onca mücadelemiz ve fedakârlıklarımız boşa gidecektir.
Onun öngörüsü her ne kadar önceleri anlaşılmaz gelse de son derece doğru idi. Onun dünyadaki meydana gelmesi muhtemel gördüğü hadiseler, Türkiye’nin uluslar arası ilişkilerinde başarılı olabilmesi için izlemesi gereken yol gibi konulardaki öngörülerini daima meslektaşları ile paylaşırdı.
Ancak kabul etmek gerekir ki, meslektaşları O’nun öngörülerini anlamakta zorlanırlardı. Ancak o bu öngörülerin anlaşılması için bilgilendirirdi, tartışırdı, asla emir vermezdi.”der..
Atamızın ölüm yılı dolayısıyla onu sizlere, tekrar tekrar anlatmanın ne kadar önemli olduğunu şimdi, bugünlerde biraz daha fazla anlar olduk..
Ruhu Şad OLSUN!