Çok karıştırılan bir kavramı sınav zamanında yazma fırsatı doğmuş oldu. Kısaca tanımlarsak beklenti, belirli şekilde davranarak, belirli sonuçları elde edeceğimize dair inancımız ve bazen de inadımızı tanımlayan sözcük. Umut ise yaşanan her ne olursa olsun ışığımızın karardığını düşünmemek, yolun bittiği sonucuna varmamaktır. Umutlu olmak yılgınlığa sebebiyet vermez oysa beklenti yılgınlık oluşturur ve hatta sonuca varamadan vazgeçmelere sebep olur. Umut ta sınır yoktur herhangi bir şekilde olacağını bilme durumudur. Beklentide ise sınırlar vardır hatta çoğu zaman şekillidir. Ben kendi çalışmalarımı yaparken (yaprak ve tüy üzerine minyatür ve tezhip) çalıştığım zeminin çok hassas olmasından kaynaklı birçok kez bozulma yaşıyorum. Yaptığım çalışmaları beklentiyle yapıyor olsaydım hayal kırıklığı kaçınılmaz olurdu. Her bozulmadan sonra daha heyecanla, merakla ve dikkatle çalışıyorum. Bu durum benim daha farkında olmamı, daha canlı olmamı sağlıyor. Bana ne kadar sabırlısın dediklerin de her seferinde sabır değil sevgi diye düzeltiyorum. Temelinde sevgi yoksa sabrı yaşamak mümkün olmaz. Demem o ki çok çalışmak, çok emek vermek şekille belirlediğiniz sonuca vardırmayabilir. Hatta vardığınız sonuç beklentinizi karşılamadığı için sizi körleştirebilir. Bizler dünyevi kazanımlara dayalı bir takım hayat planları yaparız. Göklerin ise, bize manevi düzlemde performans kazandırmaya dayalı planları vardır. Zihin dünya kurallarını öğrenir ve sahip olduğu kişiye de bu bilgileri dayatır. Başarı ve başarısızlık zihnin bir algısıdır. Oysa bizi başarıya götürecek yol başarısızlığımızdan geçiyor olabilir. Birçok başarılı olmuş insanların başarılı olmak için harcadıklarına değmediğini söylediklerini duymuşsunuz ya da okumuşsunuzdur. Bununla beraber umduğumuz sonuca varmak için elimizden gelenin en iyisini yaparsak bu bize kendimizi iyi hissettirir. Ve içsel yolculuğumuzu bir sarmal gibi düşünürsek bazen tümden gelim bazen de tüme varım şeklinde olabilir. Bu bize yaşamımızdan lezzet almayı sağlar. Yaşamdan lezzet almayı bilmeyenler derin mutsuzluğa mahkûmdurlar. Çünkü mutluluğu sonuca bağlayan beline olta ile kemik bağlanmış köpeğin durumuna benzer. Bu durumda sonuca değil sürece odaklanırsak anne karnındaki ruh halimizi evrensel bütünlükte hissedebiliriz. Olması için çalışıp, olanı olduğu gibi kabul ederiz. Hayatın uzun bir süreç olduğunu hatırlatır musmutlu yaşamlar dilerim.
Gülgün Keser
Enerji & Yaşam koçu