Geçtiğimiz hafta içinde “Ali Aykurt O Rüşveti Aldı mı?” haberimiz üzerine gazetemize bir çok kişi ulaştı. Haberin doğruluğundan dem vurup, haberciliğimizi kutladılar, sağ olsunlar…
Ancak, başka bir şey daha oldu ki; ne yalan söyleyeyim benim bile ağzım açık kaldı, yok artık dedik hep beraber, okuyun, eminim ki siz de aynı tepkiyi vereceksiniz.
Öncelikle son yazımızda kaleme aldığımızı tekrar hatırlayalım:
“Son meclis toplantısından önce Ak Partiden 10 meclis üyesi olmasına rağmen kendisi dahil 5 kişiyle grup toplantısı yapıyor Aykurt ilçe binasında. Toplantıya Adnan Uludaş, Ayşe Filiz Alp, Davut Arı ve Ekrem Çohadar katılıyor. Üyelerden biri Aykurt’a kilit bir soru soruyor: “Mehmet Aslan’ın oğlundan Buski’ye işe yerleştirme karşılığı 10 bin Lira rüşvet aldın mı?” Şahsen ben sorunun muhatabı olmak bir yana orada bulunmayı dahi istemezdim. Düşünsenize birlikte yol aldığınız, aynı bayrağa hizmet ettiğiniz kişi rüşvet almakla suçlanıyor. Sorunun cevabı ne mi oluyor, koca bir HİÇ..! O meclis üyelerine verilmeyen cevabı belki gazetemize verir başkan, ilçe halkı da rahatlar, kendisi de…
İddialar bununla da sınırlı değil..! Bizi arayanlar diyor ki; “Sor bakalım; Halil İbrahim Ablay’ın oğlu Mustafa Ablay yine Buski’ye işe yerleştirirken hangi kriterleri dikkate almış Sayın Aykurt? İşin ehli miymiş, yoksa ihtiyacı var mıymış?” Elçiye zeval olmaz soralım biz de, ilçe teşkilatlarının gerçekten işe ihtiyacı olanlara yardımcı olması noktasında sıkıntı yok, ama dedik ya ihtiyaç varsa..! Derler ki bu oğul Orhaneli şartlarının çok üzerinde bir araçla işe gidip geliyormuş. İşe göre adam mı, adama göre iş mi veyahut da çıkarlara uygun adam bulup, o adama göre iş mi ayarlıyor acaba sayın Aykurt?”
Bu haber üzerine Orhaneli’de akıllara durgunluk verecek gelişmeler yaşanmış meğer. Bizzat gazetemizi ziyarete gelen Orhanelili bazı okurlarımız Ali Aykurt’un enteresan bir eylem içinde olduğunu belirttiler.
Sayın Aykurt, konu ve hedef saptırmayı çok iyi biliyormuş…! Neden böyle konuşuyorum, çünkü birçok yerden teyit aldım.
Aykurt, Orhaneli’de birçok kişiye gazetemizin isim karışıklığı yaptığını, o parayı alanın Ali Aykurt değil, Ali Yılmaz olduğunu söylüyormuş, son 3 gündür. Hatta durumu abartıp Ak Parti Osmangazi İlçe Başkanı Ali Yılmaz’dan bunu söyleyeceğinin iznini bile almış, nasıl mı?
Akıllara durgunluk verecek hamleler bunlar, anlatalım.
Ali Yılmaz’ı aradım ve sordum, o parayı siz mi aldınız başkan diye? Tecrübemiz insanların ses tonundaki iniş çıkışlardan, titremesinden, duraklamasından veya heyecanından kimin yalan söylediğini, kimin samimi olduğunu anlamaya yetecek düzeyde gelişti çok şükür, bunu da çevremizde her an karşılaşabileceğimiz düzenbaz siyasetçilere borçluyuz…!
Ali Yılmaz doğal olarak öfkelendi, o bahsedilen kişi benim uzaktan akrabam olur, nasıl alabilirim öyle bir parayı dedi. Çok mantıklı…
Ama öncesine gelelim. Mehmet Aslan’ın oğlu işe alınmadan önce hem bir Orhanelili, hem de güvenilir kişiliği nedeniyle Yılmaz’a referans sorulmuş, kendisi de babasını tanıdığını, uzaktan akraba olduklarını ve çalışmasında bir sakınca olmadığını bildirmiş. Ali Aykurt da bu süreçleri nedense çok yakından takip ettiği için, olanı biteni biliyor. 3 gün önce Ali Aykurt, Ali Yılmaz’ın yanına gelerek, hakkında çıkan iddialarla ilgili haberlerimizden bahsediyor. Yılmaz’dan “bahse konu kişiyle ilgili senin de referansın olduğunu söyleyeceğim” diyerek bunun iznini alıyor. Zemin hazır vesselam..!
Fakat bu söylem Orhaneli’ye gidene kadar “Ben almadım, Ali Yılmaz aldı o parayı, gazete isimleri karıştırdı”ya dönüşüyor. Yılmaz sorduğunda ise “ben öyle demedim, yanlış anlamışlar, ben söylemiştim ağabey, sana ne diyeceğimi” demek için de ortam çoktan oluşturulmuş.
Ali Yılmaz doğal olarak adının bu tür bir meseleye karışmasından çok rahatsız oldu… Kendisine hak vermemek mümkün değil, elinden tutup bir yerlere getirdiğin insanların ayak oyunlarıyla karşılaşmak insanı gerçekten üzer…
Şimdi Sayın Aykurt biz isimleri karıştırmayız, kimle ilgili yazı yazdığımızı biliyoruz, birçok yerden teyit ederiz bilgileri öyle yazarız. Hatta bak bu konularla ilgili yargı önünde aleyhine tanıklık yapacak arkadaşlar sıraya girmiş durumda..!
Arayan arayana sizinle ilgili ne yazık ki… Mesela bir okula öğrenci kaydettirmek isteyen birine o okul para ister, ben ne kadar isterler öğrenip size döneyim, diyormuşsunuz…
Yine başka biri iş için yardımcı olmanızı rica ettiğinde oraya işçi alırken para alıyorlar diyormuşsunuz…
Ve hatta diyorlar ki “Ali Aykurt parasız iş yapmaz”…! Ben demiyorum, bunları sizi tanıyanlar diyor Sayın Aykurt…!
Çok ayıp değil mi gerçekten “Ben almadım, Ali Yılmaz aldı demek?” Minareyi çalan kılıfı hazırlar bu olsa gerek, vallahi PES!!!