24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle basın açıklaması düzenleyen Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Numan Şeker; 12 Eylül askeri darbesinin ve kapitalist sistemin ürünü 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü sendika olarak kutlamadıklarına dikkat çekti. Öğretmenlerin toplumdaki itibarı artması gerekeceği yerde yapılan uygulamalarla her geçen gün daha da itibarsızlaştırıldığını ifade eden Numan Şeker, “Öğretmenlerin şiddete maruz kaldığı ve itibarsızlaştırıldığı bir dönemde Öğretmenler Günü’nün kutlanması anlamsız” dedi.
Eğitim-Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube Üyeleri’nin de katılımıyla sendika binasında Öğretmenler Günü ile ilgili basın açıklaması gerçekleştiren Başkan Numan Şeker, öğretmenleri bir günü sığdırılmış 12 Eylül darbesinin ve kapitalist sistemin ürünü bir günle hatırlamanın anlamsız olduğunun altını çizdi. Öğretmenlerin kutsal bir mesleği icra ettiğini işaret eden Başkan Numan Şeker, “Öğretmenlerimiz dünyada peygamber mesleklerinden olan kutsal mesleği icara ediyor. Böylesine bir vazifeyi yerine getiren öğretmenlerimize Milli Eğitim Bakanlığı’nın nasıl değer verdiğini darbe ürünü Öğretmenler Günü’nde dahi TEOG sınavlarını koymasıyla görüyoruz” dedi.
“OKULLAR BUGÜN YOLGEÇEN HANI”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenlere sahip çıkmamasını eleştiren Başkan Şeker, “Herhangi bir hastanede bir hasta yakınının sağlık çalışanına saldırmasını Sağlık Bakanlığı, ‘Yapılan saldırı bana da yapılmıştır. Karşılığı da kesinlikle verilecektir’ diyerek, çalışanına sahip çıkmaktadır. Hastanelerde sağlık çalışanlarına yapılan şiddetle ilgili birçok afişler var. Kanuni düzenlemeler yapılmaktadır” diyerek şöyle devam etti: “Ama öğrencinin yanlış bilgilendirmesiyle sınıfa gelerek veli, öğretmeni darp ediyor. Bu zamana kadar biz, Milli Eğitim Bakanından ‘Öğretmene yapılan saldırı bana yapılmıştır’ gibi bir ifade hiç duymadık. Söz konusu yaşanan olaylar ilgili bir tedbir alındığını da görmedik.” Bakanlığın okullarda yeterli güvenliği sağlayamadığını da belirten Numan Şeker, “Okullar bugün yolgeçen hanı. Bir takım kurumlara gittiğinizde x-ray cihazlarından geçersiniz, yanınıza birini verirler, ziyaretçi kartı verirler, kime gidileceği ve kiminle görüşeceği ilgili sorguya tabi tutulursunuz. Ama bir veli elini kolunu sallayarak sınıfı çıkıyor ve öğretmeni darp edip, hiçbir şey olmamış gibi okuldan ayrılıyor. Öğretmenlerin böylesine itibarsızlaştırıldığı bir zeminde öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutlamak gülünç oluyor” şeklinde konuştu.
“PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİNDEN DOLAYI ÖĞRENCİLER ÖĞRETMENLERİ İLE ALAY EDİYOR”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni düzenleme ile getirdiği performans değerlendirmesinin öğrencilerin öğretmenleri ile alay konusu olduğunu söyleyen Şeker, “Bakanlığın öğretmenleri nasıl değerlendirdiğine baktığınızda 8 kaynaktan değerlendirdiğini görüyorsunuz. Öğrenci, müdür, müdür yardımcısı, okul aile birliği başkanı tabiri caizse Allah’ını seven öğretmene not verecek. Böyle bir değerlendirme ile siz öğretmenin itibarını nasıl yükselteceksiniz. Avrupa’da bunun kriterleri var. Burada çalışan ile çalışmayan ayırt edilmesi gerekiyor. Beş tane bilgi ve belgeye dayalı objektif kriter konulur ona göre de değerlendirme yapılır. Notu kırıldığında da öğretmen, ‘Müdürüm nereden notumu kırdın?’ dediğinde; müdür belgesini ortaya koyar, ‘Notun bundan kırıldı’ der. Ama öğrencinin öğretmene not verdiği sistemde liselerde öğrenciler, öğretmenlerine ‘Hocam bana yazılıda not verirken, dikkat et. Ben de sana not vereceğim’ diyerek öğretmenle alay ediyor. Böyle bir itibarsızlaştırmanın olduğu bir süreçte sendika olarak ‘Öğretmenler Günü’nü kutlamanın bir anlamı yok’ diyoruz”
“6 YIL DOĞU GÖREVİ ŞARTI İLE VERİLEN KADRO, PSİKOLOJİK TRAVMALARA NEDEN OLACAK”
Sözleşmeli öğretmenlerin 6 yıl zorunlu doğu görevi ile kadroya alınmasına da değinen Numan Şeker, hiçbir özendirmesi olmayan doğu görevinin öğretmenlerde psikolojik travmalara sebep olacağının belirterek, “Sözleşmeli öğretmen kapsamında 26 yaşında genç bir arkadaşımız, Hakkari’ye gitti. Bu arkadaşımız, 32 yaşında geri dönecek. Peki bu öğretmen arkadaşımız geleceği için hiç mi program yapmayacak, evlenmeyecek mi, çoluk çocuk sahibi olmayacak mı, nasıl olacak bu? Geçmiş dönemlerde yapılan fazla maaş uygulaması gibi özendirmeler sözleşmeli öğretmenler içinde yapılmalıdır. Kaldığı süreç öğretmenlerin katlandığına değmelidir. Geldiğinde bir daire alırım, bir araba alırım diyebilmelidir. Yoksa bu şartlarda zorunlu diyerek, öğretmenlere yapılan uygulama, aile düzenini bozabileceği gibi birçok psikolojik travmalara da neden olacaktır. Mecbur kalan öğretmenler, istemeyerek olsa da doğu görevini kabul ediyor. 340 bin eğitim fakültesi mezun iş için kapıda bekliyor. Dünyanın hiçbiri yerinde böyle bir şey yok” diyerek sözlerini şu cümlelerle tamamladı: “Eğitim-Bir-Sen olarak, bu vesileyle erkek kamu görevlilerine dayatılan kılık-kıyafet zorunluluğu, öğretmenlerin kariyer basamaklarına ilişkin yaşadıkları belirsizlik, ek ders esaslarındaki adaletsizlikler, öğretmen açığı, atama ve yer değiştirme süreçlerinde yaşanan problemler, yönetici görevlendirme süreçlerinde mahkeme kararlarının doğurduğu sorunlar, öğretmene şiddet gibi, çözüme kavuşturulması gereken sorunların bir an evvel aşılmasını ümit ediyoruz. Öğretmenlerin gönülden katılacakları, kökü derinlerde bir Öğretmenler Günü özlemiyle, tüm öğretmenlerimizin emeklerinin değerinin anlaşıldığı, mesleğin itibarının ön plana çıktığı, sorunlarının çözüldüğü günlere erişmeyi diliyoruz.”