BALGÖÇ Başkanı Doç. Dr. Yüksel Özkan ve yönetimi, CHP Bursa İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. Ülke gündeminin konuşulduğu buluşmada CHP İl Başkanı Şadi Özdemir, aklıselim herkesin başkanlık sistemine karşı gelmesi gerektiğini söyledi.
BALGÖÇ Başkanı Doç. Dr. Yüksel Özkan ve yönetimi, CHP Bursa İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. CHP Bursa İl Başkanı Şadi Özdemir ile gündeme dair sohbette bulunan Özkan; “Ülkenin gündeminin yoğunluğu nedeniyle daha önce bir araya gelemedik. BALGÖÇ kamu yararına çalışan bir dernektir. Temelde Atatürkçü bir toplumuz. Hangi siyasi temelden gelirse gelsin üyelerimizin Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılığı tartışılmaz. Bu sebeple CHP ile de bir bağımız var. Ortak üyelerimiz var” dedi. 15 Temmuz süreci sonrasında bir kamu derneği olarak kendilerine de bazı sorumluluklar düştüğünü belirten Yüksel Özkan; “Bir hukuksuzluk varsa, birileri bu ülkenin geleceğine saldırmışsa bunun hesabını hukuk içinde vermelidir. Biz BALGÖÇ olarak Ergenekon ve Balyoz davalarına da şüpheyle baktık. Askerimiz bizim gözbebeğimizdir. Bu yüzden yakıştıramadık. Cemaatlere karşı her zaman şüpheyle baktık. İnsanlara hizmet vermek için böyle ayrılıkçı oluşumlara gerek yok. Hemşeri dernekleri de kültürünüzü, geleneklerinizi yaşatmak, unutturmamak adına vardır” ifadesini kullandı. “Eğitimden, pozitif bilimden uzaklaşmamak lazım” yorumunda bulunan Özkan sözlerini şöyle sürdürdü: “İnançları tartışmıyoruz ama pozitif bilim üretme derseniz dünyanın gerisinde kalırsınız. Gelişmiş ülkeler arasında yerinizi alamazsınız. Birçok cemaatlerde dinin temellerinden uzaklaşılmış. Maalesef cahil bir toplum haline geliyoruz. İnsanlar çocuklarını eğitim alsınlar diye bir yerlere gönderiyor. Bu aslında devletin sorumluluğundadır. Konya’da, Adana’da yaşanan olaylar içimizi, yüreğimizi yakan olaylardır. Kaderci bir toplum olduk. Çalışır, üretir, tedbirinizi alırsınız o zaman dersiniz ki ben her şeyi yaptım, kader budur. Engelleyemezsiniz bazı şeyleri. Ama çalışmazsanız, üretmezseniz, tedbirinizi almazsanız o zaman böyle bir kadercilik olmaz. Ülkedeki ekonomik gelişmeler de bizi kaygılandırıyor. Ülkemizin geleceği konusunda duyduğumuz endişeleri dile getiriyoruz. Demokrasinin vazgeçilmez, olmazsa olmaz temelinde muhalefet yatar. Herkes muhalefet yapmalıdır. Her sivil toplum örgütü de pozitif anlamda muhalefet yapmalıdır. Doğruyu alkışlamalı yanlışlarını da her yerde vurgulamalıdır. Duyarlı ve hoşgörülü olmalıyız. Suç oranı giderek arttı. Üzerimize çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Başta öz muhasebemizi yaparak, kendi ailelerimizden başlayarak çocuklarımıza iyi bir eğitim, iyi bir terbiye vermeli ve ülkemizin geleceği konusunda duyarlı kılmak zorundayız. Size CHP Bursa yönetimi olarak başarılar diliyoruz.”
ZOR BİR SÜREÇTEN GEÇİYORUZ
Yüksel Özkan’ın ardından konuşan Şadi Özdemir, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek sözlerine başladı. “BALGÖÇ örgütlenmesini uzun zamandan beri takip eden, bilen bir bireyim” diyen Özdemir; “BALGÖÇ önemli işlevler üstleniyor. Bütün hemşeri derneklerinden daha fazla misyon üstleniyor. Çünkü göçmenlerin hem burada hem yurtdışında çeşitli sorunları var. Bunların çözülmesi anlamında çalışmalarını başarıyla yürüttüğünü gözlemliyorum. Ülkesini seven, ülkenin bütünlüğünü isteyen, Mustafa Kemal Atatürk’e sevgi ve saygıyla bakan, barışçı bir örgütlenmedir. BALGÖÇ bizim için her zaman dikkate aldığımız bir örgüttür” açıklamasında bulundu. Özdemir sözlerini şöyle sürdürdü: “Göçmenlerin ayrışması göçmenlerin aleyhinedir ama her şeyden önce göçmenlerin ayrışması Türkiye’nin aleyhinedir, Bursa’nın aleyhinedir. Onun için birleşmek gerekir. BALGÖÇ Bursa için çok değerli bir kurumdur.” Türkiye’nin ekonomik olarak da siyasi olarak da zor bir süreçten geçtiğini hatırlatan Özdemir; “Ülkenin büyük çoğunluğu Türkiye’nin geleceğiyle ilgili kaygı duyuyor. Biz bir arada barış içinde yaşıyorduk. Etnik ve mezhep temeli üzerinden siyaset yapmak Türkiye’yi böler. Ne yazık ki devleti yönetenler ve devlet olanlar ki bugün devlet kimliğini koparıp kendileri devletin yerine geçtiler, onlar siyaseti etnik ve mezhep üzerinden yapıyorlar. Türkiye çok kültürlü bir yer. Her milletten insan var. Bizi bir arada tutan Cumhuriyet’in yurttaşlık değerleridir, Cumhuriyet değerleridir, laikliktir. Herkesin kendi kimlik ve inancıyla rahatlıkla yaşayabileceği bir ortam yaratmaktır. Son 13 yıl çok ötekileştirilerek geçti. Orduyu, bürokrasiyi, adaleti her şeyi kendilerine bağladılar. Özellikle yargının, caminin, kışlanın siyasallaşması, medyanın tekelleşmesi Sayın Cumhurbaşkanı’nın kontrolüne geçmesi, hatta hükümet de yok ortada böyle bir durumda Türkiye’yi yeniden toparlamak ve ayağa kaldırmak çok zor. Biz de kaygılıyız. Her şeye karşı olan ve dini duyguları kullanan bir partinin sonuçta getirdiği ahlaki çöküntü de ortada. Uyuşturucu bağımlılığı son 13 yılda yüzde 678 artmış. Çocukların cinsel istismarı yüzde 34 artmış, cinsel taciz yüzde 449 artmış. Adam öldürme yüzde 261, fuhuş yüzde 790 artmış. Bu, ahlaklı toplum yaratacağım diye Atatürk’ e bile ayyaş diyen kişinin yarattığı toplum” dedi.
PARTİLİ CUMHURBAŞKANI OLMAZ
“Toplumun durumu böyleyken ekonomide de durum aynı. 3 Ekim’den bugüne Türkiye’nin borcu 140 milyar dolar arttı” diyerek sözlerine devam eden Şadi Özdemir; “Bu borcun özel sektör ayağı da var. Geçen yılki değerlere göre devletin borcu 242 milyardan 672 milyara çıkmış. Özel sektörün dış borcu 2002’de 43 milyarken bugün 289 milyara çıkmış. 52 yılda verilen cari açık 43 milyar dolar, 13 yılda verilen cari açık 472 milyar dolar. 2 milyar karşılıksız çek varken, 27 milyara çıkmış. 8 milyon protestolu senet varken, 10 milyara çıkmış. İcra dosyası 8,6 milyondan 23 milyona çıkmış. Tüketicilerin banka borcu 381 milyar, eski parayla söylersek katrilyon. Çiftçinin banka borcu 60 katrilyon. Esnafın banka borcu 80 katrilyon. Yani Türkiye’nin bu anlayışla bundan çıkması çok zor” ifadelerini kullandı. Gelir dağılımı, sosyal adalet açısından da Türkiye’nin çok zor durumda olduğunu belirten Özdemir; “Bu darbe kalkışmasından da ben o FETÖ’cüleri general yapan, daire başkanı yapan, verdikçe veriyor dualarını yapanların asıl hesabı vermesi gerekenler olduğunu düşünüyorum. Bir öğretmen işe girebilmek için cemaatçi oluyor, onu şimdi mesleğinden atıyorlar. Beraber yürüdük şarkısını söyleyenler, bütün kanunları yasaları dolandırarak o konuma gelebilmesi için 20 yıl gerekirken onları o konumlara yükseltenler, ülkesini seven generalleri tasfiye edenlerdir. Esas yargılanması gereken bunlardır. Bu ülkenin temeline dinamit koyan bunlardır. Bu cemaatle savaşıyor ama diğer yanda Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı başka cemaatlerin elinde. Siz devletten liyakati çıkarırsanız, kişinin cemaatine vs. göre rol verirseniz bir gün o da sizin başınıza bela olur, yine yanıldım dersiniz” dedi. “CHP çözüm sürecine karşı çıkıyor dediler. Oysa çözüm sürecinin ne olduğunu hiç anlatmadılar” diyen Özdemir: “Bu süreçten vazgeçtiler ama bugün bile biz ne olduğunu bilmiyoruz. Şimdi de anayasa ve başkanlık diyorlar. Peki başkanlık diye getirdiğiniz nedir? Biz bilmiyoruz, başbakan da bakanlar da bilmiyor. Neye karşıyız veya evet diyelim? Ama sürekli bir algı yönetimiyle iyi bir şeymiş de sürekli karşı çıkılıyormuş algısı yaratıyorlar. Türkiye’nin başkanlık sistemine ihtiyacı yok. Şimdi konuştukları gibi partili Cumhurbaşkanı olursa şu olacak; Cumhurbaşkanı yargının yarısını atayacak, diğer yarısını da meclis atayacak ama aslında yine kendisi atayacak. Türkiye’de bütün yargıyı bir kişinin atadığı bir sistem olabilir mi? Nerede yasama, yürütme, yargı, bağımsızlık, özgürlük?” ifadesini kullandı.
HERKESE BÜYÜK İŞ DÜŞÜYOR
“Burada aklıselim herkesin bu sistemin karşısında olması lazım. Bu parti meselesi değil, ülke meselesidir. Hiçbirimizin hakkı, hukuku kalmaz” yorumunda bulunan CHP İl Başkanı Şadi Özdemir; BALGÖÇ gibi etkili ve alanı geniş grupların bu konuda bir duruş sergilemesi gerektiğine inandığını belirtti. Özdemir; “Çünkü iş CHP, MHP, AKP meselesinin ötesine geçti. Tek adam diktatörlüğüne döndü. Demokrasiye inancı yok. Kendi milletvekillerine güvenmiyor. Toplumun ve ülkenin geleceği için, vakit çok geç olmadan bir duruş sergilemek gerekiyor” açıklamasında bulundu. Dış politika ile ilgili de görüşünü belirten Şadi Özdemir; “Etrafımızda bize güvenen tek bir devlet kalmadı. Bu söylemlerinin tamamı çok tehlikeli. Rusya’yla yakınlaşmak doğru bir şey olabilir teorik olarak. Hatta bence her ülkeyle iyi ilişkiler içinde olmak durumundayız. Ama bizim enerji kaynaklarımızın şu anda yüze 50’si Rusya’ya bağlı, nükleer santraller bitince yüzde 75’i Rusya’ya bağlı olacak. Bu, bir ülke için felakettir. Tüm enerji kaynaklarını bağlarsan, şalteri indirdiği anda karanlıkta kalırsın. Üretemezsin, savaşamazsın, yaşayamazsın. Konuşmalarının tamamı iç siyasette kendi bloğunu tutmak üzerine kurgulanmış. Ülkenin geleceğini planlayan bir durum yok. 2002’de G20’de 17. Sıradaydık. 2023’de 10. Büyük ekonomi olacaktık, hedefimiz buydu. 2016’da 19. Sıraya geriledik, bu tempoyla gidersek 2023’te G20’nin dışındayız. Dolayısıyla nereden bakarsanız ekonomiden, eğitimden, bilimden, sanattan her alanda hızla geriye gidiyoruz” diyerek sözlerine son noktayı koydu.