Günümüzün eğitimli gençliği arayış içinde…
Görülmeyen gençler, artık ortaya çıkmak istiyor, himaye edilmek istemiyor.
Projeler yapmak istiyorlar..
Üretmek istiyor…
Dünyanın ekonomik dengelerini değiştirdiği günümüzde, bizde ki eğitimli ve parlak beyinli gençlerimize yol açıp, destek veremiyoruz..
Maalesef örnek sayılacak gençlerimiz, ne yaparsa kendi başlarına yapıyor, gidebildikleri yere kadar gidiyor ve çoğu zaman da, ya aralarda bir yerlerde kayboluyorlar, ya da onları başka ülkeler için hizmet eder noktaya sürüklüyoruz.
Oysa, Milli Mücadele başlamadan önce Ulu önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK 1918’de kendi el yazısı ile;
”Her şeye rağmen muhakkak bir ışığa doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletin hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlaksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ışık sermeye ve anlamaya çalışan bir gençlik görmemdir.” Gençlere güvenini yazıya dökmüştür.
Dünyanın en zenginler listesine ve dünya markası bilişim şirketlerine bakın hemen hepsi gençlerin eseri…
Hemen hepsi de niye hep gelişmiş ülkelere kaçıyor?
Hepsi de süper devletlerden mi yetişmiş? HAYIR.
En iyiler, hep oraya gidiyor…
Sanırım kendilerini orada daha iyi geliştirebileceklerine inanıyorlar…
Gidiyorlar da, biz onlara ne kadar sahip çıkabiliyoruz?
Devlet, zenginler, sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve diğer kurumlar, gölge etmesinler başka ihsan istemeyiz noktasına nasıl geldik?
Neden bazı yetişmiş gençliğimizi, ülkemizde kalmalarına ve yetişmelerine yardımcı olamıyoruz..?
Ar-Ge için onlara, ciddi kaynaklar ayıramıyoruz…
Neden onları takip edemiyoruz?..
Neden onları Cemaatlerin ellerine bırakıyoruz..
****
Saygılı gençlik ile, şımartılmış ve pısırık yetişmiş bir gençlik aynı şey değildir.
Saygılı olacak, hakkını kimseye yedirmeyecek bir gençlik gerekir bizlere.
Robot olan değil, robot icat eden bir gençlik gerekir bizlere…
İnsanımızdaki ‘toplumsal bilinç eksikliği’ kendini iyice hissettiriyor.
Eğitimli veya eğitimsiz çok sayıda genç, esen rüzgârlarla sağa sola savrulmasın…
Bazı durumlarda, olabildiğince çekingen davranabildiğimiz halde, kimi durumlar da ise; her şeyi ortaya açıkça koyabiliyoruz.
Anında şiddete başvuruyoruz…
Gençlere, çok kötü örnek oluyoruz…
***
Ülkemizde ki çoğulcu GENÇLİK ise;
Hiç kimsenin umurunda olmayan yüzde SEKSEN GENÇLİK…
Futbol..
Magazin,
Varsa yoksa diziler…
Sosyal Medya,
Ve İnternette, evinden çıkmadan oyun bağımlısı olanlar,
Oyundan etkilenip, aynı şeyleri dışa vurum yapanlar,
Vurup, kırmanın meşru olduğunu sananlar,
Kandırılan, teröre ve terörizme hizmet edenler..
Hayatı toz pembe gören ve gösterenler,
Siyaseti, çok seviyesiz bir şekilde yapıp, birbirimizi yedirmeler..
Cep telefonu, İpod yenileme arzusu..
Nereye kadar sürecek bu seviyesizlik?
Aynen devam mı..?
Bence HAYIR!
Sevgiyle kalınız!