Toplumcu Düşünce Enstitüsü tarafından düzenlenen konferansın açılış konuşmasını yapan
Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “Demokrasinin tüm kurul ve kurallarıyla
işletilmesi için Nilüfer’de gösterdiğimiz çabanın tüm yurda yayılması en büyük dileğimiz”
dedi.
Toplumcu Düşünce Enstitüsü tarafından “2017 yılına bakarken Türkiye’de Hukuk Düzeni,
Ekonomi ve Dış Politika-Güvenlik: Sorunlar, Beklentiler, Siyasal Yaklaşımlar” konulu
konferans düzenlendi. Konak Kültürevi’nde gerçekleşen konferansa katılım büyüktü. Nilüfer
Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in açılış konuşmasını yaptığı konferansa eski Başbakan
Yardımcısı Murat Karayalçın, İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu ve Prof. Dr. Hurşit
Güneş konuşmacı olarak katıldı.
BOZBEY: TOPLUMDA KORKU HAKİM
Konferansın açılış konuşmasını Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey yaptı. Türkiye’de
son 15 yıllık süreçte hukuk düzeni, ekonomi, dış politika, güvenlik ve siyasi alanlarda büyük
sorunlar yaşandığını belirten Başkan Mustafa Bozbey, “Ülkemizin bugün içinde bulunduğu
ortamda, üstelik kamuoyuna gerektiği gibi anlatılmadan alelacele gerçekleştirilmeye çalışılan
anayasa değişikliği hamlesiyle iyice gerilen bir ortamda, bu buluşma, uzmanların gözüyle
yaşananlara ayna tutacak. Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir.
Ama bugün geldiğimiz noktada, hukuk konusunda hangimizin içi rahat? Hangimiz tam
anlamıyla bu ülkede gerçek bir adalet olduğunu söyleyebiliyor? Olağanüstü hal koşullarında
gerçekleştirilen uygulamalar hukukun üstünlüğü ilkesiyle ne kadar örtüşüyor?” dedi.
Toplumun büyük bir kesiminin korkudan dilsiz kesilmiş durumda olduğuna dikkat çeken
Bozbey, “En önemlisi özgür basın diye bir kavramdan asla söz edemiyoruz. 150’ye yakın
gazeteci tutuklu. Var olan yayınlara da güven, son araştırmalara göre dip yapmış durumda.
Kadir Has Üniversitesi’nin açıkladığı araştırma sonuçlarına göre medyaya güven %15,1.
Yargıya güven 35,5. Ekonomi, dış politika ve güvenlik anlamında da dar boğazdayız”
şeklinde konuştu.
Türkiye’de en önemli sorunun barış, işsizlik ve terör olduğunu ifade eden Başkan Bozbey,
“İstanbul Barosu Başkanı Sayın Mehmet Durakoğlu, Prof. Dr. Hurşit Güneş ve Murat
Karayalçın tüm bu başlıkları hepimize ayrıntılı olarak değerlendirecek. Ama ben, 1999’dan bu
güne Nilüfer’in kent yöneticisi ve bir vatandaş olarak gerçekleştirdiğimiz hizmetlerden
herkesin mutlu, huzurlu bir ortamda yararlanmasını umut etmek istiyorum. Yaptığımız
parklarda, bisiklet yollarında, kültürevlerinde, kütüphanelerde, kısacası her hizmette tek bir
hedefimiz var. İnsanların huzurlu bir ortamda bu hizmetlerden yararlanabilmesi. Ben, bu
kentten yükselen bir ses olarak kavgasız, savaşsız, gözyaşı olmayan; hukukun üstünlüğünün,
adaletin, barışın, bağımsız yargının ve özgür basının hâkim olduğu bir ülke istiyorum.
Demokrasinin tüm kurul ve kurallarıyla işletilmesi için Nilüfer’de gösterdiğimiz çabanın tüm
yurda yayılması en büyük dileğimiz. Umarım Türkiye’nin özlediği günlere bir an önce
kavuşuruz” dedi.
DURAKOĞLU: TÜRKİYE'DE ADALET TALEBİ YOK
Türkiye’deki temel sorunlardan birinin yurttaşların adalet talebinde bulunmaması olduğunu
belirten İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu da şöyle konuştu: “Bizim böyle bir
eksikliğimiz var. Adalet, ekmek kadar su kadar gereklidir. Bizim ülkemizde yurttaşlar aş, iş,
su istiyor ama adalet istemiyor. Bunu değiştirmemiz gerekiyor. Yurttaşın adalet talebi
olmadığı zaman, siyaset kurumunun olayın içine girmesi, hukuku kendi ölçülerine göre
biçimlendirmesi hepimizi büyük bir sarmalın içine sokuyor. Hukuk, siyaset stratejilerinin
parçası haline geliyor. Hukuksuzluk, yargı eliyle meşrulaştırılıyor. Biz, bu ülkede yargıyı
bağımsız kılamadık. Bunun sebepleri arasında da talep eksikliğine ilişkin değerlendirmeler
var. Türkiye’de yargı bağımsızlığı, sanki sadece yargı görevi yapanların bir sorunuymuş gibi
tespit edilmeye çalışılıyor. Temel eksiklik noktalarından biri budur. Yargı bağımsızlığı, böyle
bir temelde değerlendirilecek bir olgu değildir. Hak elde etme inancının önemli ölçüde torpil
algısına dayalı olması ya da arkasına birini alarak yaşamda güçlü olma iddiası, toplumsal
anlamda çok ciddi eksikliklerin oluşmasına yol açtı. Bir toplum adaletsizse, o toplum
yaşanılası bir toplum değildir. Kaostur aslında.”
Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin 2011 yılından itibaren Atatürkçü dış siyaset
çizgisinden saptığını kaydeden Murat Karayalçın da, “Bu çizgiden ayrılmış olmamız,
Türkiye’nin güvenliği ve istikrarı açısından çok önemli sorunların ortaya çıkmasına yol
açmıştır. Güneyimizde devletler çöküyor. Atatürkçü dış siyasetten ayrılmanın yol açtığı bir
başka önemli sorun da, teröristlerin güney sınırımızda cephe açmış olmasıdır” diye konuştu.
Prof. Dr. Hurşit Güneş de konferansta ekonomi alanında değerlendirmelerde bulundu.