İşadamı Ali Ağaoğlu Uludağ’da basın mensuplarıyla bir araya gelmiş ve yaptığı açıklamalar sonucunda Uludağ Milli Parkı’nın yönetimi hususunda basın ve yayın organlarında gerçeği yansıtmayan haberlere yer verilmiştir.
Bu haberlerde Uludağ’ın orman kanunu ile yönetilemeyeceği, Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun inadından vazgeçerek Uludağ’ın yönetimini Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne vermesi gerektiği, Uludağ’ın ötekileştirildiği ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın Bursa’ya gıcıklığının olduğu gibi akla ziyan ifadeler yer almaktadır. Bu haberlere istinaden aşağıdaki açıklamanın yapılması uygun görülmüştür.
Keşke bu toplantıda yapılan açıklamaları haberleştiren basın mensupları otel yöneticilerinden aldığı bilgilere ilave olarak Uludağ Milli Parkı Müdürlüğü veya Bursa’da bulunan Doğa Koruma ve Milli Parklar Bursa Bölge Müdürlüğü yetkilileri ile de konuşarak yazısını yazmış olsa idi. O zaman inanıyoruz ki bu tür yanlışlıklara düşülmezdi.
Ağaoğlu Hotel için Bakanlığımızca tahsis yapılmış, ancak tahsis sınırlarının dışına çıkılarak imar planına aykırı olarak orman alanına kaçak bina yapılmıştır. Bu kaçak binalar 2000 yılından önce dönemin siyasilerince bürokratlar üzerine yapılan baskılarla gerçekleştirilmiştir.
Bu kaçak yapıların yıkılıp imara uygun hale getirilmesi için ilgili firmaya tebligat yapılmış, ancak bu güne kadar bir işlem yapılmamıştır. Yapılan haberlerde Ali Ağaoğlu’nun çileden çıktığı ifadelerine de yer veriliyor. Bir kişinin veya firmanın çileden çıkmaması için tahsise ve mevzuata aykırı inşaat yapması ve bunun devamı mı gerekiyor?
Ayrıca haberlerde Ali Ağaoğlu’nun, tesisin anahtarını yetkililere verdiği ve otelini kapattığı ifade ediliyor. Mezkur kişişifaen bunu Bakanlığımıza da söylemiş ama tesis mahkeme kararı ile kapatılmıştır. Tesisin tahliye edilmesini önlemek için de Mahkemede dava açılmış olup, davalar Bakanlığımızın lehine sonuçlanmıştır. Bu işler sözle ve blöf ile yürütülemez.
Diğer yandan medyada yer bulan haberlerde Uludağ, Erciyes Dağı kayak merkezi ve Palandöken Dağı kayak merkezleri ile kıyaslanmaktadır. Öncelikle altının çizilmesi gereken bu misal olarak verilen kayak merkezlerinin milli park statüsünde bulunmamasıdır. Dolayısı ile buralar, birer kayak merkezi olarak planlanmış ve düzenlenmiştir. Uludağ’da ise hem orman alanı hem de Milli Park vasfı bulunmaktadır. Burada yapılacak işlerin Milli Park Gelişim Planlarına uygun olarak yapılması mecburiyeti kanuni bir vecibedir. Milli Park statüsünün kaldırılması halinde ise Uludağ’da çivi çakmak bile mevcut orman kanununa göre mümkün değildir.
Ayrıca bir milli parkın yönetiminin belediyelere devredilmesi örneği dünyada yoktur. Uludağ Milli Parkı’nın 2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu kapsamında “Milli Park”, 6831 Sayılı Orman Kanunu kapsamında ise “Ormanlık Alan” statüsünde bulunması hasebiyle Bursa Büyükşehir Belediyesine devredilmesi mümkün değildir.
Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun inadı ve Bursa’ya gıcıklığı hususuna gelince, bu tek kelimeyle abesle iştigaldir. Böyle bir şeyin olması söz konusu bile değildir. Bakanlığımızın Bursa’ya yaptığı yatırım ve hizmetlere bir göz atılması halinde böyle olmadığı açıkça ortaya çıkacaktır. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Bursa’ya son 14 yılda içmesuyu, sulama, ormancılık, korunan alanlar ve meteoroloji alanlarında 2,6 milyar liradan fazla yatırım yapmıştır ve yatırımcı kurumlar arasında Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın ardından ikinci sırada gelmektedir.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Uludağ’ın ülke mirası olarak en güzel şekilde korunması ve tabii güzelliğine zarar vermeden kullanılması gereken bütün tedbirleri almaktadır. Uludağ’ı istediği gibi yönetmek kimsenin haddine değildir ve birileri istiyor diye Uludağ Milli Parkı kimseye feda edilmeyecektir.