Mart 2017’de tüketici fiyatlarının %1,02 düzeyinde arttığı ve yıllık enflasyon oranının %11,29 düzeyine yükseldiği gözlenmiştir. TCMB, Mart ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faiz oranını %8 düzeyinde sabit bırakarak değişikliğe gitmemiştir. Döviz kuru hareketlerinin gecikmeli yansımaları ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki baz etkisi nedeniyle kısa vadede enflasyondaki belirgin yükselişin devam edebileceği öngörülmektedir. FED’in Mart ayı içinde yapmış olduğu faiz artırımına yönelik başarılı sözlü yönlendirmesi ve ardından oluşan iyimser ortam, küresel risk iştahını destekleyerek gelişmekte olan ülkelere portföy girişlerini beraberinde getirmiştir. Bu durumun TCMB’nin elini rahatlattığı ve enflasyona yönelik tepkisini politika faiz oranı ya da koridor aracılığıyla değil geç likidite penceresi (GLP) ile vermesinde rol oynadığı anlaşılmaktadır.
Dış ticaret açısından mevcut veriler, TL’de yaşanan değer kaybının ihracat üzerindeki etkisinin güçlü olmadığı ve enerji fiyatlarındaki artış eğiliminin ithalat faturasına yansımaya başladığı görülmektedir. AB ile yaşanan politik sorunlara bağlı olarak yeni projelerin gelmeme olasılığı ve turizm gelirlerinin de zayıf seyredeceği dikkate alındığında dış ticaret açığındaki genişlemenin sürmesi beklenmektedir.
2016 büyüme oranı %2,9 olurken kişi başına gelir 10.807 dolar olarak gerçekleşmiştir. Son çeyrek itibariyle büyümenin itici gücü hane halkı tüketimidir. Ancak yıl itibariyle büyümenin en önemli unsurunun kamunun tüketim harcamaları olduğu, yatırımların zayıf seyrini sürdürdüğü ve net ihracatın büyümeye negatif katkı verdiği görülmektedir. Büyüme, beklentilerin üzerinde gerçekleşse de ekonomi 2009 krizinde bu yana en zayıf büyüme performansını sergilemiştir. Geçen yılın son çeyreğinden itibaren büyümeyi desteklemeye yönelik olarak alınan tedbirlerin 2017 yılı ilk çeyreğine yansıması beklenmektedir.
Günal BAYLAN
BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı