
Günlük yüzlerce kullandığımız, ‘O’ iki kelimeyi son haftalarda kullanırken çok korkar olduk.
‘O’ iki kelime için, yeri geldi silahlar konuştu, yeri geldi halay çekildi.. Ne oldu bize? Değerlerimizi kaybettik.. Güvenimizi kaybettik.. İnsanlığımızı kaybettik.. kalkmasından bir gün önce, babasıyla akşamın ilk saatlerinde küçük güneş balıklarından yakaladı. Sonra oltasına yem takıp, oltayı fırlatma talimi yaptı. Yem suya değdiği zaman gün batımında suda altın haleleler oluşturmuş, daha sonra gölün üzerinde ay doğmuştu. Oltasının hızla çekildiğini hissedince, oltay Balık suya düşer düşmez, şöyle bir çırpındı ve gözden kayboldu. Çocuk bir daha bu kadar büyük bir balık tutamayacağından emindi.. Bu olay bundan tam kırk yıl önce oldu. Bugün o çocuk New York City’nin ünlü mimarlarındandır. Çocuk haklıydı. Bir daha o kadar büyük bir balık tutamadı. Fakat ‘değerler’ konusunda bir ikilem yaşadığı zaman hep o balığı gözünün önüne getirir. Babasından öğrendiği gibi ‘değerler’, doğru ile yanlışın ne olduğu konusunda çok basit bir konudur. Güç olan yalnızca değerlerin uygulanabilmesidir. Yine o sihirli iki kelimeyi kullanamadım. Karar sizin!.. Doğru olanı yapma kararı belleklerimizdeki canlılığını hiçbir zaman yitirmez. Fırsatlardan yararlanmak değil, doğru olanı yapmaktır önemli olan. Hepiniz değerlerinizi kaybetmeden sevgiyle kalın……. |