- Osmangazi’de ‘Ermeni Meselesi’ne Yeniden Işık Tutuldu
- Timsal Karabekir, “Topraklarımızda Ermeni Toplu Mezarı Yok, Ancak Birçok Şehirde Toplu Türk Mezarları Var”
- Karabekir, “Aklı Başındaki Ermeniler, Osmanlı’ya İhanet Ettiklerini İtiraf Ediyor”
Osmangazi Belediyesi’nin düzenlediği ‘Ermeni Meselesi’ konulu konferansta Kurtuluş Savaşı’nın büyük komutanlarından Kazım Karabekir’in kızı Timsal Karabekir, sözde Ermeni soykırımını hiçbir aklı başında Ermeni’nin kabul etmediğini söyledi.
Ördekli Kültür Merkezi’nde gerçekleşen konferansa; Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Vali Yardımcısı Nevzat Ergün, Osmangazi Kaymakamı Enver Ünlü, Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu, çok sayıda vatandaş ve öğrenciler katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, “Türkiye, jeopolitik olarak çok önemli bir konumda. Ne kadar önemli olduğunu Ortadoğu’da Suriye ve Irak’taki olaylara baktığımız zaman da görüyoruz. 100 yıl önceden, Osmanlı Dönemi’nden beri buraları sorunlu bölgeler olmuş. Herkesin gözü burada ve burası bir geçiş noktası. Dolayısıyla buraları kontrol altında tutmaya çalışmışlar. Yine Ortadoğu’da bir sürü sıkıntılar var. Oynanan oyunların hepsi de buraya yönelik. Herkesin sırtı dönük veya yandan bakıyor ancak, hedef burası” diye konuştu.
“Haçlı Hiçbir Zaman Emellerinden Vazgeçmez”
Özal döneminde Japonların eğitim sistemlerinin incelendiğini ve geleneklere bağlı olmalarına rağmen nasıl bu kadar ilerlediklerinin araştırıldığına değinen Başkan Dündar, onların verdiği yanıtı şu şekilde ifade etti: “Onlar da ‘Biz çocukları önce Nagazaki’ye, Hiroşima’ya götürür, yıkımı gösterir, ardından da yüksek teknolojilerimizi, hızlı trenleri, fabrikalarımızı gösteriyoruz. Bu şekilde hem geleneğimize hem de teknolojimize bakarız diyor. Ama sizde çok şeye lüzum yok. Çanakkale’ye götürün diyor. Orasını görsünler bu yeter deniliyor. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethettikten sonra ilk işi Çanakkale’nin en dar yerine boğaza Seddülbahir ve Kilitbahir kalelerini yapmak oluyor.”
460 sene geçmesine rağmen tabyaların ve kalelerin kurtuluş mücadelesinde işe yaradığını anlatan Başkan Dündar, “Haçlı hiçbir zaman emellerinden vazgeçmez. Şimdi 100 yıl sonra 15 Temmuz hain saldırısı da yeniden ülkeyi parçalama girişimiydi. Ama elhamdülillah, bu millet uyandı, bayrağına, vatanına sahip çıktı. Bunları püskürttü” dedi.
“1326 Ruhuyla Yolculuğumuza Yeniden Çıktık”
Başkan Dündar, Türkiye’nin 100 yıl öncekiyle bugünü arasında dağlar kadar farklar olduğunu belirterek, “Farklı bir yerdeyiz. Artık çalışıyoruz, üretiyoruz. Katkılarımız var. Herkesin katkısı var. Bu ülke buraya gelirken de alın teriyle geldi. Onun için stratejik bir yerdeyiz. Bu bilinçle birlikte ülkemizi sahipleneceğiz. Bayrağımızı gökten indirmeyeceğiz. Tarihte olduğu konuma 1326 ruhuyla Osmanlı’yı kuran bu şehirde aynı inançla aynı yolculuğa bugün de çıktı. O zamanlar 3 kıtaya gidilmiş şimdi sorumluluğumuz daha yüksek 5 kıtaya gidilecek” diye konuştu.
4,5 Yaşında Suikast Girişimi
Timsal Karabekir de konferansta, babası Kazım Karabekir’in arşiv fotoğraflarıyla yaptığı sunumla; milli mücadele öncesi, sırası ve sonrasına ait anıları paylaştı. Dinleyenleri tarihi bir yolculuğa çıkaran Karabekir, sözde Ermeni soykırımını hiçbir aklı başında Ermeni’nin de kabul etmediğini söyledi. Timsal Karabekir, “Doğu’da Türkler ve Ermeniler kardeş ilişkileri içinde yaşarken, bir dedikodu çıkıyor ki Rusya’dan bir grup Ermeni araya nifak sokmak üzere gelmektedir. Bu nedenle padişah, dedem Mehmet Emin Paşa’yı asayişi korumak adına Van’a gönderiyor. Van’daki yaşadığı dönemi çok güzel anlatırdı. Zaten aşçıları da Ermeni’ydi. Ailenin en küçük evladı, babası nereye gitse ben de yaverim deyip peşinde gidiyor. 4-5 yaşlarındaki küçük yaver, bir Rus generalin de bulunduğu toplantıda babasının peşinde ve Rus general kendisine bir soru soruyor. Sen büyüyünce ne olacaksın diyor. Cevap hazır, kumandan olacağım diyor. Kumandan olup ne yapacaksın dediği zaman, yurduma göz dikenin gözünü oyacağım diyor. Rus general çok etkilendim evladınızdan diyor ve kendisine bir hediye gönderiyor. Rus general küçük bir silah veriyor. Dedem asker olmasına rağmen oyuncak zannedip bakarken, ateş alıyor. İçindeki tek kurşun babaannemin gözünün yanından geçiyor. İleride kendisine tehlike olacağını düşündüğü komutana bir suikast düzenlemiş Rus General. 11 yaşında babası koleradan ölünce İstanbul’a dönüyorlar. Fatih Askeri Rüştiyesi, Kuleli Askeri Lisesi’nde okuyor. Kars’ı kurtarmayı daha öğrenciyken aklına koyuyor ve Allah Kars’ı kurtarmayı 2 kere nasip ediyor” dedi.
“Hür Öl, Esir Yaşama”
Kazım Karabekir ile İsmet Paşa’nın yakın arkadaş olduğunu anlatan Karabekir, 31 Mart Vakasından, Balkan Savaşlarına kadar pek çok döneme değindi.
Balkan savaşlarında Şükrü Paşa’nın kurmayı Kazım Karabekir, Bulgarlara esir düştüğünü ve bir otelde tutulmasına karşın esaretin ona ağır geldiğinin vurgusunu yapan Karabekir, “Bugün müzesine gelirseniz, mutlaka levhasını duvarında göreceksiniz, ‘Hür öl, esir yaşama’ esaretin nasıl bir zul olduğunu bizzat yaşayarak bizlere anlatmaya çalışıyor” dedi.
“Erzurum’da Ermeniler Türkleri Katletti”
Kazım Karabekir’in 1916’nın Nisan ayında Kut’ül Amare’yi kuşatan 18. Kolordu’nun komutanlığına atanarak doğu cephesine gittiğini anlatan Karabekir, “3 Şubat 1918’de Erzurum’a gidiyor. Erzurum yanmış, yıkılmış durumda. Oradaki manzarayı babamın notlarından anlatayım; (Şehre yaklaştık, uzaktan baktık, insanlar beni gülerek karşılıyor. Bir tuhaflık vardı. Bu insanlar hiç kımıldamıyordu. Yakına görünce gördük. Her biri Ermeniler tarafından canlı canlı kazığa oturtulmuştu. Ölürken acıdan yüzleri kasılmış, uzaktan gülüyor gibi görünüyorlardı. Allah benim gözlerimin gördüklerini dünya gözüyle kimseye göstermesin)” dedi.
“Topraklarımızda Ermeni Toplu Mezarı Yok”
Kazım Karabekir’in 100 yıl önce Ermeniler’in yaptığı zulüm ve katliamlarına açıklık getirmesi için vesikalar yazdığını açıklayan Karabekir, “Rus generalin arşivinde bulduğumuz Ermeni mezalimine ilişkin anıları var. Erzurum’da açılan toplu Türk mezarlarına baktığımızda her birinin üzerinden kanlı Kur’an-ı Kerim parçaları, ay yıldızlı düğmeler çıktı. Iğdır’daki mezarlarda ben de oradaydım, aynı şekilde kanlı Kur’an-ı Kerim parçalarını gördük. Bütün araştırmaların karşısında gördük ki bizim toraklarımızda bir tek toplu Ermeni mezarına rastlanmadı. Ama açılmayı
bekleyen yüzlerce toplu Türk mezarı var” diye konuştu.
Tehcir konusuna da değinen Karabekir, “Hiç kimse ihanetten bahsetmiyor, bir kişiden başka. Ermenilerin Başbakanı Ovanes Kaçaznuni, evet diyor Osmanlı tehcirde haklıydı. Çünkü biz ihanet ettik. İhanet ettiğini itiraf ederek gerçeği söyledi. İçimizde ya gafil ya hain olanlar Ermenilerden çok Ermenilere alkış tutuyorlar. Babam derdi ki aklı başında Ermeniler, neyin ne olduğunu bilir bana düşman değillerdi. Ama içimizdekilere bir şeyler dememiz lazım ki haklı davamızda haksız olmayalım” dedi.
Karabekir, babasının Ermeni çocuklarına sahip çıktığını şu sözlerle ifade etti: “Hangi milletin evladı olursa olsun, çocuk kutsaldır. Ortada bulduğu Ermeni çocuklarını yetimhane götürüp, onlara da baba oluyor. Yetimhanedeki Ermeni çocuklar da şükran ifadesi olarak karakalem Kazım Karabekir resmini yapıyorlar. Bu resim bile bizlere yapıştırılmaya çalışılan iğrenç sözde soykırım için başlı başına bir cevaptır”