Ülkemizdeki öğrencilerin, okuduğunu anlama 2006’dan beri düşüşte..
Fen, matematik ve okuma alanlarından en az birinde ileri düzeyde performans gösterenler; OECD genelinde yüzde 15.3 iken, Türkiye’de yüzde 1.6. PISA verileri önemli bir gösterge..
Bu yıl üniversite yerleştirme 74.7. Bu sonucun yüzde 65’e kadar düşebileceği söyleniyor.
NEDENİ:
BİR- Orta ve lise eğitiminde kalite ÇOK düştü.. Tüm lise türlerinde öğrencilerin sadece yüzde 31’i ön lisans ve lisans programlarına yerleşebildi.
Meslek liseleri, teknik liseleri bir kenara bırakırsak Anadolu liselerinin çoğunun başarısı geriledi.
Her yere açılan imam hatip okul öğrencileri, en düşük başarıyı elde etti.
İKİ – Gençlerin üniversite mezunu olma gibi bir dertlerinin olmadığını görüyoruz; üniversite mezunu işsizlerin oranına, iş bulabilenlerin de okumayanlarla aynı kategoride tutularak asgari ücrete talim ettirilmelerine baktığımızda haksız da sayılmazlar aslında. Mezun olanların iş bulma şansları sıfır..
Artık nitelikli insan kaynağı en önemli sermaye. Nitelikli insan kaynağının temelini de kaliteli eğitim oluşturuyor.
İşverenler işe personel alırken “kritik düşünme, problem çözme, detaylara dikkat etme, yazma ve okuduğunu anlama” gibi becerilere sahip olanları tercih ediyor.
Şuan çok tercih edilen alanlar:
Gıda – tarım.
Enerji – doğal kaynaklar.
Bilim – teknoloji.
Yapılan yeni bir araştırmaya göre yeni teknolojiler yani dijitalleşme, robot teknolojisi, yapay zekâ, 2055 yılında Türkiye’de 12.8 milyon kişinin işini elinden alacak. Hani en fazla istihdam yaratan inşaat sektörü var ya, bu alanda da robotlar devreye girecek. Tuğlaları harçlayıp duvar ören robotlar olacak.
IPSOS’un 2016 yılı araştırması: Türkiye’yi anlama kılavuzu.
Toplumun yüzde 39’u hiç kitap okumuyor.
Yüzde 49’u sinemaya gitmiyor.
Yüzde 66’sı konser, tiyatro gibi herhangi bir etkinliğe katılmamış!
En sık yapılan aktivite yüzde 85 ile televizyon izlemek.
2000-2015 arasında ithal edilen cep telefonları için ödenen tutar 23.4 milyar dolar olmuş. Çin; 1992’den 2012’ye yüksek teknolojili ürün ihracatını yüzde 5’lerden yüzde 25’lerin üzerine çıkarmış.
Eğitim bütçemiz artarken, okul binaları, sınıf sayıları artarken çocuklarımızın başarısı düşüyor.
Bunun nedenlerini artık iyice dillendirilmeye başlandı..
Japonya’daki Toyohashi Teknoloji Üniversitesi’nin geliştirdiği proje ile 5 yılda cep telefonlarımız düşüncelerimizi yazıya dökecekmiş.
Forbes’ın belirlediği ve geleceğimizi şekillendirecek en inovatif şirketler listesinde yapay zekâ ve biyoteknoloji girişimleri ağırlıklı…
Kentleşme hızla sürüyor ama bir farkla. İşin içine dijital teknolojileri her boyutu ile de katarak…
Oxford Üniversitesi’nin araştırması ilginç.
Yapay zekânın önümüzdeki hangi yıllarda insanın görevlerini devralacağını hesaplamışlar. Buna göre:
Bir dilden başka dile çeviri 2024,
Lise düzeyindeki bitirme ödevleri 2026,
Sürücüsüz araçlar 2027,
Perakende sektöründe robotlar 2031,
Robotların çok satanlar listesine giren kitaplar yazması 2049, cerrahi 2053 yılında robotlar tarafından yapılacak..
Bu GENÇLER, “teknolojide söz sahibi olma, üretme, kritik düşünme, problem çözme, detaylara dikkat etme, yazma ve okuduğunu anlama” yoksa, gelecekte ne iş yapacaklar?