BURSA- Eğitim Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Numan Şeker, yaptığı basın açıklaması ile yeni adı Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) olan üniversite giriş sınavını değerlendirdi. Görüş alışverişi yapılmadan, konunun hassas ve sıkıntılı noktaları tecrübeler ışığında değerlendirilmeden açıklanmasını eleştiren Numan Şeker, yeni sınavın açıklanan yönüyle pek çok sıkıntıyı da beraberinde getireceğine dikkat çekti.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç’ın yükseköğretime geçişte uygulanacak yeni sistemin ayrıntılarını kamuoyuyla paylaşmasının ardından Eğitim Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Numan Şeker, yaptığı basın açıklaması ile YKS’yi değerlendirdi.
“EĞİTİMİN PAYDAŞLARI İLE DANIŞILMALIYDI”
Milyonlarca adayı, aileyi ve toplumun geleceğini ilgilendiren üniversiteye giriş sisteminde yapılacak değişikliklerin eğitimin ilgili paydaşlarıyla görüş alışverişi bulunulmadan açıklamasının son derece yanlış olduğunu belirten Numan Şeker, “Genel itibariyle yükseköğretime geçiş sisteminde yapılan yeni düzenlemede bir sadeleştirmeden ibaret olmayan önemli ve kapsamlı değişiklikler içeren, bazı alanlara önemli müdahalelerin yapıldığı görülmektedir. Bu tür değişiklilerin hem ortaöğretim hem de yükseköğretim sistemi üzerinde büyük etkilerinin olması muhtemeldir. Milyonlarca adayı, aileyi ve toplumun geleceğini ilgilendiren üniversiteye giriş sisteminde yapılacak değişikliklerin; eğitimin ilgili paydaşlarıyla görüş alışverişi yapılmadan, konunun hassas ve sıkıntılı noktaları tecrübeler ışığında değerlendirilmeden, dahası demokratik teamüller yerine getirilmeden YÖK tarafından açıklanması, bir eksiklik olarak görülmektedir” dedi.
“ÖĞRENCİ YIĞILMASIYLA KARŞI KARŞIYA KALINABİLECEK”
Sınavdaki toplam soru sayısının azaltılması, ölçmenin daha az hassas yapılması anlamına geldiğini ve bunun öğrenci yığılmasına neden olacağının altını çizen Şeker, “YGS’ye ve LYS’ye göre yeni sınavın fiilen tek aşamaya indirilmiş olması ve toplam soru sayının azaltılmış olması, ölçme ve değerlendirme ilkeleri çerçevesinde değerlendirildiğinde, sınavın geçerliğini azaltmıştır. Özetle, sınavdaki toplam soru sayısının azaltılması, ölçmenin daha az hassas yapılması anlamına gelmektedir. Soru sayısının azaltılması nedeniyle, aynı sayıdaki nette çok fazla sayıda öğrenci yığılabilecektir” diye konuştu.
“LİSE EĞİTİMİNİ OLUMSUZ ETKİLEYECEK”
YKS’de Adayların girecekleri sınavların kapsamlarının daraltılmış olmasının ortaöğretimi olumsuz şekilde etkileyeceğini vurgulayan
Numan Şeker, “YGS’de tüm adayların Türkçe ve Matematik testlerine ilaveten Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri alanlarındaki temel bilgi ve becerilere sahip olması beklenmekte. Ancak, yeni sistemin ilk oturumunda Sosyal ve Fen Bilimleri alanındaki sorular tümüyle kaldırılmıştır. Adayların girecekleri sınavların kapsamlarının daraltılmış olması, ortaöğretimi olumsuz etkileyecektir” diyerek şöyle devam etti: “Öğrenciler sınavda yapmak zorunda olmadıkları ders gruplarını ihmal edeceklerdir. Bu ise lise eğitimini olumsuz etkileyecek bir husustur.”
“AYNI GÜNDE İKİ SINAV STRESİ DAHA ÇOK ARTIRACAK”
İki sınavın aynı gün yapılmasının aday üstünde daha çok stres artıracağını işaret eden Şeker, “YGS Mart-Nisan aylarında, LYS ise Haziran ayında yapılmaktaydı. İlk aşama sınav sonucu belli olduktan sonra LYS’ye girmeye hak kazanan öğrenciler belirlenmekteydi. Hatta 1980’li ve 1990’lı yıllar boyunca başarılı bir şekilde uygulanan ÖSS ve ÖYS de aynı şekilde iki aşamalı bir mantığa sahipti. Yeni sistemde iki oturumun aynı günde yapılacak olması, fiilen aşamalı sistemin kaldırılması demektir. Böyle bir müdahale, öğrenciler üzerindeki sınav baskısının azalmasına değil, tam tersine artmasına neden olacaktır. Çünkü farklı günlerdeki oturumlarda yapılan sınavlarda öğrenciler, herhangi bir oturumdaki dezavantajlarını diğer günlerdeki oturumlarda kapatmaya çalışmaktaydılar. Ancak yeni sistemde bunun yapılması mümkün görülmemektedir” şeklinde konuştu.
“İLK YILDA ALINAN PUANIN SONRAKİ YILLARDA GEÇERLİLİĞİ TARTIŞMA YARATACAK”
İlk aşama sınavından alınan 200 ve üzeri puanın bir sonraki yıl da kullanabilecek olması önemli bir değişiklik olduğunu hatırlatan Numan Şeker, “Bu durumda, ilk aşama testlerinde mutlaka test eşitlemesinin yapılması ve soruların yeterlilik düzeylerine göre hazırlanması gerekir. Aksi takdirde, kamuoyunda, ilk aşama sınav puanlarının iki yıl kullanılması büyük tartışmalara neden olacak; bir önceki yılın sınavının daha kolay olduğu ve birinin bundan dolayı daha yüksek puan aldığı ama soruların sonraki yılda zor olduğu ve düşük puan aldıkları gibi tartışmalara kapı aralayacaktır.”