Muhterem milletimiz! Değerli basın mensupları..
Bir yanlışın düzeltilmesi 60 yıl sürer mi?
1959 yılında Avrupa Birliği’ne girmek için Türkiye’nin yapmış olduğu başvuru 20. Ve 21. Yüzyılın en buyuk yanlışlarından ve rezaletlerinden biridir.
Türkiye’nin kendi bağımsızlığından vazgeçip, Avrupa’nın Hıristiyan devletlerinin iki dudağının arasından çıkacak kararlara göre yönetilmesinin kabulü anlamına gelen bu başvuru, 60 yıldır ensemizde boza pişirilmesine neden olmuştur.Tek taraflı verilen tavizlere doymayan Avrupa, gümrük birliğinin kendi lehlerine olan tek taraflı uygulamasından tutun da, en verimli topraklarımız olan Güneydoğu su havzalarının yönetimini ileride devralma taahhüdü dahil, akıllara ziyan tavizleri almalarına rağmen hala doymamışlardır.
29 Ekim 2004 tarihinde bu iktidar tarafından İslam düşmanı papa heykelinin gölgesinde imzaladıkları Avrupa Birliği anayasası ve ilgili mevzuatın başımıza ne çoraplar ördüğünün hala farkına varılamamıştır. Tam 13 yıl önce imzalanan bu anayasayı ve binlerce sayfalık ekini, okunup, müzakere bile edilmeden imzalamayı büyük bir zafer şeklinde havai fişeklerle kutlayarak milletimizi yanıltmışlardır.
Bu imza başımıza ne çoraplar ördü? İşte birkaç tanesi:
Bütçemize milyonlarca lira maliyet açan, Avrupa Birliği Bakanlığı 13 yıldır sırtımızda büyük bir kambur olmaya devam ediyor. Bu bakanlığın kurulması ile İslam Birliği çalışmaları tamamen durduruldu ve
Avrupa Birliği komisyonu TBMM nin üzerinde bir güç olarak hayatiyetini devam ettiriyor.
İnancımız, gelenek ve mazbut yaşayışımızın gerekleri olan, kanun ve mevzuatımız değiştirilerek, domuz eti ve mamullerinin serbestçe soframıza gelmesinin önü açıldı.
Aile hayatımızı yiyip bitiren zina gibi bir fiil suç olmaktan çıkarıldı.İçki, kumar, uyuşturucu gibi kötülüklerin kaynakları yaygınlaştırılarak bu günkü acınacak durumlara düşürüldük.
Eşcinsellik gibi lanetlenmiş ve ahlaksız davranışlar serbest ve saygın bir hale getirildi.
Dinler arası diyalog ve medeniyetler ittifakı gibi süslü etiketler adı altında Hıristiyanlık propagandaları ve misyonerliği aldı başını gidiyor.Üstelik Avrupa Birliği organları milletimizi ve yöneticilerimizi her gün aşağılayan söylem ve kararlar almalarına rağmen hala kapıda beklemeye razı olunduğunu esefle görmekteyiz!
Buradan iktidara sesleniyoruz! Yetti artık toplumumuzu çürüten değişiklikler!
Yetti artık aşağılandığımız!
Yetti artık eğitim sistemimizi onlara uyduracağız diye yap boz yaptığınız uygulamalar!
Yetti artık hepimize karşı yapılan hakaretler!
Bitirin artık şu işi!
Başvurunuzu geri çekin…!
Bırakın artık Avrupa Birliği rezaletini!
Onurumuzla daha fazla oynanmasına müsaade etmeyin!
Kaldırın Avrupa Birliği Bakanlığını, kurun İslam Birliği Bakanlığını!
Eğer siz bunu yapmazsanız, Saadet Partisi geliyor. Biz geliyoruz ve bu 60 yıllık rezalete son vereceğiz inşallah …
Katılımınız için hepinize teşekkür ediyoruz. İL BAŞKAN YARDIMCISI GÖKHAN GERÇEK