Ak Parti Nilüfer İlçe Başkanı Celil Çolak ile Bursa’nın son günlerdeki siyasi gelişmelerini, kentsel dönüşümü, Bursa’nın marka konumlandırmasını ve daha birçok konuyu konuştuk. Çolak’ın gözünden siyaseti ve Bursa’yı sayfalarımıza taşıyoruz.
Son günlerin siyasi durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz ?
Son günlerde gördüğümüz siyaset 2019’un hazırlıklarıdır. Birçok ilin il başkanı görevden alındı ve yerine yeni başkanlar atandı. Bu ilçe başkanlarına da sirayet edecek. Bursa özeline baktığımız zaman, il yönetimi görevden alındı. İlçe başkanlıklarının kongre süreçleri de bu sebepten ertelendi. 1 hafta 10 gün içerisinde her şey netleşecek ve kongrelere gidilecek. Aynı zamanda Büyükşehir Belediye Başkanı da görevden alındı. Bugün itibariyle muhtemelen Yıldırım, Osmangazi ve İnegöl’ün Belediye Başkanlarından biri 2 Kasım Perşembe günü Büyükşehir Belediye Başkanı seçilecek. Recep Altepe’nin iyisiyle kötüsüyle yaptığı olumlu işler vardır. Yeni bir başkan seçilecek ve bu yeni seçilen başkan ile de 2019 yılına kadar gidilecek. Bazen seçimle gelenin seçimle gidişini beklediğinizde kayıplarınız fazla olabilir. Dolayısıyla o süreci beklememek lazım. 2019 yılında Ak Parti’nin oy kaybetmeye tahammülü yok.
Kamuoyu yoklamaları ve anketlerle ölçülen sonuçlar da demek ki halkın bu görevden alınmayı istediğini gösteriyor. İktidar körlüğü olmaması lazım. Belediyelerin ve ilçe yönetimlerinin de kendilerini eleştirmesi ve bir yanlışı var ise o yanlıştan da dönmesi lazım. Gelinen süreçte değişim ve dönüşüm olacak. Bunun önü de alınamayacak. Görevden alınan il başkanlarının da 1 kişi dahil FETÖ’den alındığını düşünmüyorum. Bu görevden almalar tamamen yönetimle ilgili, yıpranmışlıkla ilgili olabilir.
İyi Parti adında yeni bir parti kuruldu. Sizce nasıl bir çıkış yaptı, parti ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Bence İyi Parti’nin çok fazla halk tabanlı bir çıkışı olmadı. Ak Parti’den öncesini yani 2002 yılının öncesini düşündüğümüzde Türkiye kötü yönetiliyordu, ekonomi çökmüş durumdaydı ve de rahmetli Ecevit’e yazar kasa atılmıştı. Ak Parti böyle bir dönemde çıkış yapmıştı. Bugüne baktığımızda Avrupa ekonomisi çökmüş vaziyette ve etrafımızda savaş var, biz de savaşın içindeyiz. Avrupa zor bir durumda, dünya zor bir süreçten geçiyor. Fakat Türkiye şu an çok güçlü ve ekonomimiz gittikçe büyüyor. Nüfusumuz da genç nüfustan oluşuyor. Türkiye 5.5 ile büyüyor. Türkiye’de aslında İyi Parti’nin mecrasında bir boşluk yok. CHP’den MHP’den ihraç birkaç kişinin kurduğu bir parti. FETÖ ile ilgili, ekonomi ile ilgili, Kürt politikası veya Güney Doğu Anadolu politikasıyla ilgili hiçbir söylemi dahi yok. Bana göre içi boş ve halkta da karşılık bulmayacak. Çünkü Ak Parti’nin geliş sürecindeki olaylar şu anda yok. Bir boşluk yok. Devlet yapımız sağlam. Karizmatik bir liderimiz var. Ben bu yeni partinin çok başarılı olacağını düşünmüyorum.
Sizce yeni seçilecek Büyükşehir Belediye Başkanı Bursa’ya neler yapmalı, nasıl bir yol izlemeli?
Yeni gelecek Büyükşehir Belediye Başkanı’nın önündeki 1 numaralı sorun trafiktir. Bizim araç sirkülasyonunu çok iyi sağlamamız ve bir mantalite değişikliğine gidip toplu taşıma araçlarını kullanmaya başlamamız gerekiyor. O da bizde gelişmiş durumda değil. Anketlerde de Bursa’nın 1. sorununun ulaşım olduğunu görüyoruz. Bu sorunları çevre ve işsizlik sorunları takip ediyor.
Kentsel dönüşümle ilgili ne düşünüyorsunuz ?
Ben kentsel dönüşümün en büyük savunucularından biriyim. Özellikle Nilüfer’de yapılmasını ben istiyorum. Önce Nilüfer’de olmalı çünkü ben Nilüfer’den sorumluyum diyorum her zaman. Nilüfer’de özellikle ova kesiminde yani sıvılaşma potansiyelinin yüksek olduğu bölgelerdeki(Ataevler, Özlüce, Ertuğrul) binalar maalesef deprem yönetmeliğine göre yani depreme göre inşa edilmemiş. Kentsel dönüşümün çıkış noktası depremsellikti aslında. Kentsel dönüşümde vatandaşımız şirazesinden çıktı. İstekleri çok ultra noktalara taşıdılar. Vatandaş, hurda binalarını 800 binden satarsa, müteahhit de kar etmeye çalışırsa bu işin içinden çıkılmaz. Yani kentsel dönüşümün 3 bileşeni var. Belediye, müteahhit ve vatandaş. Tek bir kişiyi suçlayamayız yapılan hatalarda. Ben her yıkılan binada mutlu oluyorum. Çünkü o çürük binaların içinde durmuyorlar artık. Ben orada sorumluluğumu atıyorum. Birçok binamız zemine uygun teknikle yapılmamış. Onun için binalar bir an önce yıkılıp yenisi yapılmalı. Depremin ne zaman geleceğini bilemeyiz.
Bursa sizce turizm kenti mi sanayi kenti mi, Bursa’nın nasıl bir marka konumlanması olmalı?
Turizm aslında birinci öncelikli olarak görülüyor. Tarım, tarihi kültür ve sanayi altyapısını da göz ardı edemeyiz. Eğer biz bunları dengeleyebilir de turizmimizi öne çıkarabilirsek çok güzel olur. Benim Afyon’a her gittiğimde içim acıyor. Termal kenti Bursa’dır. Biz bu termal turizm işinde gerçekten geriden geliyoruz. Türkiye’de çok Bursa aşığı insan var. Bursa, güvenlik kalitesinde dünyada başlıca şehirlerden geliyor. Bizim Bursa’da konaklama süresini artırmamız lazım. Alternatiflerimizi artırmamız lazım. Köylerdeki butik otelleri faaliyete geçirmeliyiz. İnanın böyle bir yol izlersek Bursa’da çok ilerleme kaydederiz. Bizim kayak turizmimiz, denizimiz, yaylamız var ama biz bunları maalesef pazarlayamıyoruz. Baktığımızda turizm geliştiğinde sanayimizde ürettiğini burada pazarlama imkanı bulacak. Aslında hepsi birbirini olumlu anlamda etkileyecek.