Açıklanan yeni sistem, dersanelere olan bağımlılığı azaltıp, sınav yarışını sona erdirir mi?
Kabul etmek mümkün değil.
Pekala;
Bakan Yılmaz’ın açıklamaları:
– “Eğitim bölgesi ve sınavsız mahalli yerleştirme sistemini getirdik. Bu sistemde veli ve öğrencimiz adresine en yakın okula yerleştirilecek.
– Başvuruda öğrencinin karşısına 5 okul çıkacak, tercih yapacak.
– Her okul türüne göre hiçbir öğrencimizi, istemediği bir başka okul türüne yerleştirmeyeceğiz.
– Bundan sonra, adres bölgelerindeki liselere farklı akademik düzeylerde farklı ilgi ve birikimdeki öğrenciler gelecek, akademik çeşitlilik sağlanacak ve bu, okulun başarı seviyesini yükseltecek.
– Tercihe bağlı ve adrese en yakın okula yerleştirme olacağı için bu yaştaki öğrencilerin üzerinden sınav baskısı kalkmış olacaktır.
– Esas gayemiz sınavsız liselere geçişi sağlayabilmektir.
– Ülke genelinde belirlediğimiz farklı illerdeki sınırlı sayıdaki okulumuza sadece isteyen 8. sınıf öğrencilerimizin girebileceği bir sınav hazırladık, isteğe bağlı. Bu liselerin ismini ve sayısını mayıs ayı gibi açıklayacağız.
– Velilerimiz çocuklarını bu sınava ister yönlendirir isterse de yönlendirmez. Bir liseye yerleşmek için bu sınava girmek zorunlu değildir. Mevcut TEOG’da mutlaka sınava girmek zorundaydınız. Sınav mecburiyeti ortadan kalktı.
– Sınav yerelde yapılacak ama bütün sorular merkezden Bakanlığımızca hazırlanacak.
– Sınav sonuçlarını da kısa süre içerisinde yani haziran ayı içerisinde ilan edeceğiz.
– Sınav çoktan seçmeli soruların yer aldığı, sözel ve sayısal olmak üzere iki bölüm ve tek oturumdan oluşacak. Sınav temel dersleri içerecek. Toplam 60 soru olacak ve 90 dakikalık bir süre verilecek. Sınavı 8’nci sınıf müfredatı ağırlıklı olmak üzere 6., 7. ve 8. sınıf ders müfredatına ve müfredatla amaçladığımız kazanımlara, ders kitaplarımıza uygun şekilde yapacağız.
– Gerek bizim liselere kayıt sisteminde gerekse Yükseköğretim Kurulu’nun liselerden üniversitelere geçiş sisteminde yaptığı değişikliklerin bütün amacı 21. yüzyılı Türkiye’nin yüzyılı yapmaktır.
– Beş tercih, bulunduğu yere en yakın bir tercihtir. Bir de bu sınava girenler için de beş tercih veriyoruz. Ancak gerek bu
sınava girenler, gerekse de adrese yakın olarak kaydedilecek öğrencilerin duyurusunu aynı anda yapacağız ve merkezi olarak yerleştireceğiz.
– Biz, eğitim bölgelerini oluştururken, o şekilde oluşturacağız ki velimizin istediği meslek lisesi de olsun, velimizin istediği Anadolu lisesi de olsun, velimizin istediği imam hatip lisesi de olsun. Dolayısıyla bu eğitim bölgesi oluşturması, bu sorunu ortadan kaldıracak.
– 8’inci sınıf ağırlıkta olmak üzere, 6, 7 ve 8’inci sınıftaki ders kitaplarının müfredatı ve kazanımları çerçevesinde, hepsini öğrencilerimize soracağız. Biz 6, 7 ve 8, hangi müfredatla öğrencilerimize ne veriyorsak hepsini bir şekilde ölçeceğiz . 60 dakikada mı 30’a yakın ders ve yüzlerce konu taranacak?..
Hepsi çok güzel gibi görünüyor..
Bakan’ın konulara vakıf olmadığı her cümlesinden belli oluyor!
Kontrolü altındaki liseleri, farklı kategorilere ayırması ise kabul edilemez.
Sınava, adayların yüzde 10’unun girmesi öngörülüyor ki, en büyük yanılgı bu noktada yaşanacak.
Yüz binlerce öğrenciyi 60 soru yeterli mi?.
İkamete dayalı kayıt sistemi ise çoktan iflas etti. İlkokulların önündeki servis araçları ve şişirilmiş notlar bunun en çarpıcı örneği…
Okul bölgeleri, belki büyük şehirlerde mümkün ama küçük yerleşim bölgelerinde, göç hareketliliğini artırmanın ötesine geçemez!..