İnsanların konforlu ve kaliteli bir yaşam sürebilmeleri için yaşam alanlarının ses, su, nem, sıcak ve soğuktan korunması gerekmektedir. Binaların ömrünü uzatan yalıtım uygulamaları, aynı zamanda enerji tasarrufu ve enerji verimliliğini de beraberinde getirir. Tüm bu olumlu etkilerine rağmen sizce doğru yalıtım uygulayıcısı kaç firma var ve insanlar bu konuda ne kadar bilinçli. Bunun gibi merak edilen pek çok soruyu İMSİAD Başkanı Adil Gökçadır’a yönelttik. İşte Gökçadır’ın izolasyon ve yalıtım hakkındaki düşünceleri.
Yalıtım ve izolasyon sektöründe merdiven altı üretim oldukça fazla. Siz dernek başkanı olarak bu konuda ne düşünüyorsunuz ve nasıl önlemler alınmalıdır ?
Türkiye’de maalesef müteahhitler gibi pek çok şeyin standardı belli değil. Hayata dokunan müteahhitlerin bir kriteri yok. İsteyen herkes müteahhit olabiliyor. Malzemenin kriterinden ve kalitesinden önce düzelmesi gereken noktalar var. Bu işi bilmeyen biri, arkasındaki hiçbir sorumluluğu düşünmeden ucuz malzemeleri rahatça kullanabiliyor. Fakat aklı başında bir müteahhit, aklı başında bir kullanıcı kesinlikle malzemenin yanıcı olup olmadığını, ne kadar ve nasıl kullanılması gerektiğini sorgular. İşin tuhaf yanı Almanya’da 2 bin 700 müteahhit var Bursa’da ise bu rakam 3 bin 250. Bizde müteahhitlik konusunda korkunç bir enflasyon var. Bunun sebebi de en başta dediğim gibi bir standardın olmaması. Bazı sorunlara değinmeden önce çözülmesi gereken dağlar kadar sorunumuz var. Önce bunları çözmeli daha sonra bir adım öteye geçmeliyiz.
Türkiye, izolasyonsuz binalar ve kalitesiz yapılan izolasyonlar nedeniyle senede milyar dolarlar kaybediyor. Biz İMSİAD olarak bu sorunları çözmek için elimizden geleni yapıyoruz fakat maalesef yetersiz kalıyoruz çünkü bizim bu konuda bir yetkimiz yok. Biz sadece öneriyor ve anlatıyoruz. Ama anlattıklarımız dinlenmiyor. DOSAB’a başkan olduğum dönemden beri bakanlarımıza, milletvekillerimize, başbakanlarımıza vermediğimiz dosya kalmadı. Yıllarca köşe yazıları yazdım. Bugüne kadar hangisiyle ilgili bir gelişme var diye sorarsanız tatmin edici bir cevap veremem. Maalesef çok duyarsız bir toplumuz ve bu nedenle bir şeyleri düzeltemiyoruz. İnşaat sektörünün onlarca sorunu var. BTSO ‘nun seçimlerinde sektörün sorunlarını aşabilmek adına sektörün sorunlarını iyi bilen, sorunları teşhis edebilen ve çözüm önerileri getirebilen kişileri seçmeye gayret ettik.
Sorduğunuz soruya gelecek olursam, maalesef merdiven altında bu tip malzemeler üretiliyor. Halbuki yanıcı maddeler olduğu için son derece tehlikelidir. Özellikle boya merdiven altına en uygun malzemedir. Kimya ise merdiven altı için en uygun ve en karlı sektördür. Bir boyayı 5 liraya da üretebilirsiniz 15 liraya da. Görüntüleri aynı olur fakat kaliteleri tabi ki farklı olur. Bunu da denetleyen kimse yok.
Su izolasyonu doğru yapılıyor mu, nasıl olmalı ?
Su izolasyonu yapılması konusunda yasal bir zorunluluk yok. Aslına bakarsanız binanın temelinin tamamen su içinde kalması bina için faydalıdır. Çünkü betonun ömrü uzar. Fakat bunun için betonlarımızın sağlam olması gerekir. Sağlam değilse ve kılcal olarak suyu emerse içindeki demiri paslandırır. İçindeki demir paslandığında ise betonun kalitesi düşer. Dolayısıyla o riski göze alamadığımız için su izolasyonu yaparak bütün temeli sudan arındırırız. Fakat bahçemizi sularken bile bina için risk oluştururuz. Bunun için binanın belli bir seviyede yükseltilmesi gerekmektedir. Ayrıca binanın çevresinde bir koruma tretuvarı yapılmalı ve her önleme rağmen gelen suyu uzaklaştıran bir drenaj sistemi kurulmalıdır. Bütün bunlar doğru yapıldığında bina nemden ve rutubetten arındırılmış olur. Onun dışında binayı yağmurdan korumak için de çatılara izolasyon yapılmalıdır. Balkonları ve tuvaletleri de izole etmekte fayda vardır.
Binamızı suya karşı korurken rüzgara ve ısıya karşı da izole etmeliyiz. Bunun için tavsiyemiz çok büyük camlar yerine biraz daha küçük camlar kullanılmasıdır.
Binalar bu kadar korunurken aynı zamanda havasız kalmıyor mu ?
Duvarlarımızda kullandığımız tüm malzemeler rahatça hava geçirir fakat duvarı xypex ile kapladığımızda maalesef duvarların nefes almasını engelliyor. Başka türlü de koruma sağlamak mümkün olmuyor. Bunun için tavsiyemiz mutlaka güneş görecek bir ev seçmek, doğu-batı istikametini iyi belirlemek, pencereleri açıp evi havalandırmaktır.
Bu sektörün kriterleri ne olmalı ?
Bize göre ilk kriter müteahhidin yüksek eğitim almış olmasıdır. İmza yetkisi bulunan herkesin eğitimli insanlardan oluşması lazım. İkinci kriterimiz firmaların karnelendirilmesidir. Örnek olarak yeni mezun olmuş bir mühendise en fazla 2 katlı bina yapabileceği yönünde bir karne verilmeli, 5 sene eğitim almış, 20 inşaat yapmış birine 5 katlı bina yapabileceği konusunda bir karne verilmelidir. Müteahhidin tecrübesi, bilgisi ve kariyeri artıkça karne oranı da artmalıdır. Müteahhit insan yaşamına dokunan kişidir. Barajlar, tren yolları, asfaltlar, iş yerleri, evler, fabrikalar gibi her yerde müteahhidin eli vardır. Dolayısıyla hayatın ne kadar kaliteli olmasını istiyorsak müteahhidi de o kadar kaliteli seçmeliyiz.
