Bursa’da bürokrat olarak birçok görevde bulunan Mahmut İnan, çalışma hayatına Devlet Su İşleri’nde başlamış, Bursa Çevre İl Müdürlüğü, Sanayi Ticaret İl Müdürlüğü gibi kurumlarda müdürlük yaptıktan sonra OSGB Çevre Danışmanlık firmasını kurmuş, 2016 yılında ise Pimay Led Aydınlatma firmasına ortak olarak kariyerine bu yönde devam etmiştir.
Bursa’nın ticaret hayatını, turizmini ve sorunlarını ele alan Mahmut İnan, Bursa’da bürokrasinin yavaş işlediğinin altını çizerek, aslında çözülemeyecek hiç bir sorun olmadığını ifade ediyor. Yılların tecrübesi ile değerlendirmelerde bulunan İnan, belediyelerin yanı sıra halkın da duyarlı olması gerektiğini belirtiyor.
Bursa siyasetin ve birçok aktivitenin hızlı aktığı bir şehir. Bununla beraber de yanında getirdiği pek çok sorun mevcut. Öncelikle Bursa’nın ulaşımını ve trafiği nasıl değerlendiriyorsunuz ?
Bursa’da yakın zaman yapılan bir ankette Bursa halkının %80 ‘ininin trafikten şikayetçi olduğu gözlemlenmiştir. Yerel yöneticilerimiz ve Valiliğimiz de bu durumun farkındadır. Şu an Bursa’daki trafikte geçmişte yapılan ulaştırma hareketlerinin de hataları vardır. Sanayinin gelişmesiyle göç aldık ve bu göç baskısına dayanamayarak oldukça geride kaldık. Hafif raylı sistemlerin Bursa’nın trafiğine çözüm olmadığı anlaşılmaktadır. Bir gün gelecek ki raylı sistemler sökülecek, yer altından geçecek metro sistemi getirilmek zorunda kalınacaktır. Belediyelerin 2050 yılına kadar stratejik hamleler ve vizyoner bir bakış açısıyla bu olguları ve sorunları yeniden planlamaları gerekmektedir. Şu an halk terminale kolay ulaşabilsin diye yapılmakta olan bir T2 hattı vardır. Ancak orası prestij sahibi bir yoldu ve orada birçok çınar ağacı mevcuttu. Yol daraltıldı ve ağaçlar kesildi. Bu projenin ileriki dönemlerde yine yeterli olmayacağı da öngörülmektedir. Dolayısıyla ana arterlere metro yapılmalı ara sokaklarda ise belediye otobüsleri ile ulaşım sağlanmalı. Dolmuş ve minibüslerin de kaldırılması gerekiyor. Bu doğrultuda aslında sadece belediyelere yüklenmek de doğru değildir. Halkımızın da bu konuda duyarlı olması gerekmektedir. 30 yıllık bir bürokrat olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bu şekilde yapıldığında olumlu olarak yansımayacak hiçbir sonuç yoktur.
Trafik kadar Bursa’da en çok eleştirilen bir diğer durum da kentsel dönüşüm. Siz kentsel dönüşümü nasıl değerlendiriyorsunuz ?
Çok iyi niyetlerle çıkarılan bir yasadır fakat ancak uygulamalarda çok ciddi başarılar elde edilemedi. Kentsel dönüşüm, gerçekten ihtiyaç duyulan yerlere yapılmalıyken Nilüfer gibi çok da ihtiyacı olmayan bir bölgede uygulandığında insanlarda bir güvensizlik başlıyor ve rantsal dönüşüm söz konusu. Atık suyu miktarı artıyor, araç sayısı artıyor, sağlık ocakları yetersiz kalıyor.Bu konunun çok iyi irdelenmesi gerekiyor. Hepimiz çocuklarımıza daha iyi bir gelecek verebilmek için çalışıyoruz. Kirli, yeşil alanı az bir ortamda kimse yaşamak istemez. 5 tane dairemiz yerine tane olsun.
Sizce Uludağ doğru yönetiliyor mu, turizm açısından yeterli bir seviyede mi ?
Uludağ baktığımız zaman antik çağlara dayanır. Mitolojide tanrıçaların savaşları gözlemlediği bir yer olarak görülür. Ancak Erciyes ve Palandöken bile bizleri geçmiş durumda. Oteller bölgesinin imha edilmesi gibi bir çalışma söz konusu şu an ama doğrusu bu değildir. Uludağ’ı biz 12 ay boyunca nasıl kullanmalıyız bunu planlamamız gerekir. Büyükşehir bir proje hazırlıyor, Orman Bakanlığı milli park olduğu için itiraz ediyor. Bir çok başlılık söz konusu ve yol kat edemiyoruz. Uludağ yolunda da sıkıntı var ve aslında dağlara araba ile çıkılması da doğru değildir. Gondollar ya da dişli trenlerle dağa çıkılması en doğrusudur. Bir başka konu ise halkın becerisine göre kayak pistleri yapılmalıdır. Aynı zamanda insanların kaybolmaması için her noktaya bayraklar konulmalıdır. Bunları planlamak çok zor değil ama Bursa birkaç idareci hariç çok amatörce yönetildiği için ciddi projeler üzerinde çalışılamıyor. Gelecek nesiller için değil gelecek seçimler için çalışıyoruz.
Bursa Osmanlı’nın ilk başkenti ve birçok tarihi değerimiz mevcut. Turizm ile ilgili neler söylemek istersiniz ?
Özellikle hanlar ve hisar bölgesinin, Yeşil’in, Emirsultan’ın bir tarih koridoru şeklinde ele alınıp oraların kendi özgün yapılarıyla desteklenerek düzenlenmesi gerekiyor. Devletteki israfın önlenip buralara yatırım yapılmalıdır.
Çevre yolu ve şehir içi yolların kalitesini nasıl buluyorsunuz ?
Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Büyükşehir Belediyesi’nin bir asfalt tesisi yok. Sıcak asfaltı müteahhitler yapıyor bu da zaman zaman tartışmalara yol açıyor. Halkımız bu kötü yollara layık değil. Ana arterlerde bile yamalardan geçilmiyor. Az önce de belirttiğim gibi T2 yolunu da hiç doğru bulmuyorum. Oradan metro geçmeliydi ve bu yer altından olmalıydı.
Yerel Gündem 21 ile kent konseylerini kıyasladığımızda çalışma mantıklarını nasıl buluyorsunuz ?
Yerel Gündem 21, 1992 yılında Rio Sözleşmesi ile ortaya çıktı. Yani bu sürdürülebilir kalkınma olarak tanımlandı ve herkesin kendi ilinde sürdürülebilir kalkınmayı nasıl devam ettirebileceği şeklinde bir beyan haline getirildi. Birleşmiş Milletler nezrinde bu çalışmalar yapıldı ve biz de Türkiye olarak buna imza attık. Yerel Gündem 21’lerin merkezinde ise kent konseyleri vardır. Kent konseylerinin yapısına baktığımız zaman bir tarafta, yerel yönetimler bir tarafta, sivil toplum kuruluşları, ticaret sanayi odaları ve merkezi yönetim vardır. Kentle ilgili bütün bileşenler bir araya gelmiş oluyor ama burada dikkat edilmesi gereken şey burada bulunan insanların fikirlerini özgürce söylemeleri lazım. Gelin görün ki şimdilerde burası belediyenin bir şubesi haline getirildi. Belediyelerin kent konseylerine karışmaması gerekir. Kent konseylerindeki kişilerin demokratik bir şekilde sunulan fikirlerini belediyelerin somut bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekir. Kentin gelişmesinin önünü tıkamamamız lazım.
BESOB’un ilk etabı teslim edildi. Projeyi nasıl değerlendiriyorsunuz ?
BESOB benim projem. Çevre Müdürlüğü yaptığım dönemlerde Küçükbalıklı, Anadolu Mahallesi gibi yerlerde dokumacılar mevcuttu. Alt taraf dokumacı atölyesi iken üst tarafta oturan insanlar vardı ve burada ikamet edenlerden ses olduğuna dair sürekli şikayet alıyorduk. Biz de bu esnafı bir araya getirerek kent dışına çıkaralım dedik. Projemize TOKİ’den büyük destek aldık. Yerel yönetimlerin de o bölgeye yollar ve sosyal donatı alanları inşa etmesi gerekiyor.
Bursa’daki KOBİ’ ler ne durumda, KOBİ’ ler ile ilgili neler yapılmalı ?
KOBİ’ler sanayimizin %95’ini temsil ediyor. İhracatı da ciddi anlamda yüklenmiş durumdalar ancak büyük bir desteğe muhtaçlar. Bürokratlar, iş adamlarımızı zora koşmasınlar. İki taraflı düşünmek lazım.
TEKNOSAB Projesi ile ilgili neler söylemek istersiniz ?
Bu proje eğer taahhütlerde durulursa Bursa’ya faydalı olabilir ancak eski alışkanlıklar devam ettirilip çıkarlar işin içine girerse faydalı olur mu bilemeyiz. Bu işlerde temsil ettiğiniz kitlenin pastasını büyütmeye çalışmak, onlarla rekabete girmemek önemlidir.