CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık, üyesi olduğu TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, bütçe maratonunun son gününde, Maliye Bakanlığı bütçesinde yaptığı konuşmada, “2016’dan 2017’ye ücretler yüzde 8 artıyor; ancak 2017 enflasyonu yüzde 11.6 Daha yüksek olan gıda enflasyonunu ise hiç dikkate almıyorum. Yani satın alma gücü düşüyor, hane halkında refah kaybı var, borçlarında artış var ve takibe alınan bireylerde çok artış var” uyarısında bulundu.
Vatandaş geçinemediği için borçlanıyor!
Yoksulluk oranının yüzde 20’leri aştığını, hane halkı borcunun milli gelire oranının 2002’de yüzde 1.7 iken şimdi yüzde 15’e çıktığını vurgulayan Karabıyık, “Vatandaş geçinemediği için borçlanıyor. 1.300.000 kişi bireysel kredi borcu ve kredi kartı borcundan dolayı takipte. Ayrıca vergide de adaletsizlik var. OECD Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün 34 ülkesinde, dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 35, dolaysız vergiler ise yüzde 65 seviyesinde. Ülkemizde ise dolaysız vergilerin toplam vergi içindeki payı yüzde 67. Yani, vergide ciddi bir adaletsizlik var” dedi.
Torba yasayla değişik ürünlere getirilen vergilerle vatandaşın sırtına yük bindiğini hatırlatan CHP’nin ekonomi kurmaylarından Karabıyık, “Diğer taraftan, Avrupa’nın en pahalı benzini de bizde. ÖTV oranı benzinde yüzde 42, cep telefonunda ise yüzde 25.” hatırlatmasını yaptı.
Tüketicide Güvensizlik Artıyor
Türkiye’nin toplam borç stokunun gayrı safi yurtiçi hasılaya oranının 15 yılda yüzde 104’ten yüzde 138’e yükseldiğini de belirten Lale Karabıyık, “Reel sektörün toplam borç stokunun GSYH’ya oranı 2002’de yüzde 26 iken şimdi yüzde 73’e yükseldi. Diğer taraftan tüketici güveninde de azalış var. 2011 yılından bu yana da tüketici güveni düşüyor; yüzde 91 seviyesinden yüzde 63.7 seviyesine indi. Bildiğimiz gibi 100’ün altına düştükçe güvensizlik artıyor” dedi.
Tüketici Güven Endeksindeki soru bazında endekslerin yanıtlarını da gündeme getiren Karabıyık, “Tüketici, 2016 yılı hariç genel ekonomik durumun giderek kötüleştiğini beyan ediyor, haneler maddi durumlarının kötüleştiğini ifade ediyor, iş bulma umutlarının azaldığını söylüyorlar. Bu veriler hane halkının tasarruf etme ihtimalinin de azalmış olduğunu gösteriyor. Son dönemde yapılan anketler incelendiğinde vatandaş, Türkiye’nin en önemli sorunları önce ekonomik sorunlar.” diyor; ekonomik sorunları terör, dış politika ve eğitim takip ediyor. ” açıklamasında bulundu.
Bir kısır döngü sürüp gidiyor!
Diğer taraftan, hormonlu bir büyümeyle mali disiplin bozulduğunu, büyüme verilerinin güzel olduğunu; ancak sürdürülebilirliğinin önemli olduğunu belirten Karabıyık, “Kapasite kullanım oranını etkilemediğini de gördük, bu da büyümenin sürdürülebilir olmadığını gösterdi. Bunun yanı sıra, sadece cari açık değil, bütçe açığı da veriyoruz, SGK açıkları da bütçe üzerinde önemli bir yük teşkil ediyor. Türkiye ekonomisin yapısal sorunları var ve bu sorunlar maalesef çözülebilmiş değil. Ancak iç tüketim pompalanarak ve açık vererek, bu açığı dışarıdan finanse ederek büyüme sağlayabilen, faiz lobisine çalışan ve vatandaşın yükünü çektiği bir yapıda görünüyoruz. Tabii, böyle olunca ekonomide kredi hacmini artırarak, bazı destekleri de vererek büyüme pompalanıyor, bu da dengeleri bozuyor. Sonra, dengeyi sağlamak için de yeni önlemler getiriliyor yani bir kısır döngü sürüp gidiyor. Borçlanma ihtiyacı duyduğumuzda başvurduğumuz küresel finans kaynaklarımızda en fazla batı ülkeleri ağırlıkta. Bu ülkeler de ülkeye gelirken riske bakıyorlar, bir de gelire bakıyorlar; riski düşükse, geliri yüksekse geliyor; aksi durumda, yine gelse bile daha maliyetli geliyor. Tabii, riski yükselen bir ülkenin faiz oranını da arttırması burada kaçınılmaz hâlde. Hükûmet ise faiz uzaydan gelmiş gibi davranıyor, “Niye bu faizler yüksek? Düşürün” diyor. Bunu da anlamak mümkün değil. Faizin düşmesini tabii ki arzu ederiz; ancak bunu ortaya çıkaran sebepleri de göz önüne sermek lazım” sözleriyle önemli uyarılarda bulundu.
Yılın ilk on ayında kurulan şirket sayısının yüzde 14 arttığını; ancak kapanan şirket sayısının da yüzde 38 arttığını açıklayan CHP’li Vekil, geçen yıl ise kapanan şirketlerin oranının yüzde 26’lar seviyesinde olduğuna dikkat çekti. “Sektörel bir fark var mı?” diye bakıldığında bütün sektörlerin hemen hemen aynı olduğunu; ancak inşaat artıyor diye övünülen inşaat sektöründe bile kurulan şirket sayısında yüzde 14 artış, kapanan şirket sayısındaki artış ise yüzde 121 artış olduğunu belirten Lale Karabıyık, inşaat sektöründe bile geçen yılın iki katı kadar şirket kapandığını gündeme getirdi.
Örtülü ödenekte önemli bir artış göze çarpıyor!
Kamu maliyesinin son durumuna bakıldığında, bütçedeki açığın büyüme ölçüsünün ekonominin büyümesi önündeki en önemli engel olarak görünmeye devam ettiğini vurgulayan Lale Karabıyık, “Ekim ayı bütçe gerçekleşmeleri raporundaki veriler kamu dengesindeki bozulmanın hızlanarak devam ettiğini gösteriyor. Aylık bazda, geçen yılın ekim ayında 104 milyon lira düzeyinde olan bütçe açığı 2017’nin aynı ayında 3,3 milyar liraya yükselmiş yani fark yüzde 3 binden fazla. Bütçe 2016 yılı Ocak-Ekim döneminde 12,1 milyar lira açık vermişken 2017’nin aynı döneminde bu açık 34,9 milyar dolara çıkarak yükselmiş. Önceki seneye kıyasla bu yıl bütçe disiplini gerçekten ortadan kalkmış, kamu dengesi bozulmuş gibi görünüyor. Tabii, bunun iki etkisi olur diye düşünürüm; birincisi, bu durum enflasyonu artırır, ikincisi de bütçe açığının finansmanı için borçlanma ihtiyacını arttırır. Bunların her ikisi de büyümenin sürdürülebilir olmasını tabii ki zorlaştırır. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa bir yıl içinde bütçeden ayrılan ve denetlenmeyen harcamalar yapma esnekliği sunan örtülü ödeneğe bakıyorum, örtülü ödenekte de önemli bir artış göze çarpıyor. Yalnızca 2017 Ekim ayında yapılan harcama 418 milyon lira.” sözleriyle açıklamasını tamamladı.