BAŞINIZ AĞRIMADAN TANSİYONUNUZU ÖLÇTÜRÜN
KARDİYOLOJİ UZMANI DR. ALKAN: BELİRTİ VERMEDEN CİDDİ HASARLAR DOĞURABİLİYOR.
BURSA – Hipertansiyonun ortaya çıkış nedenleri arasında genetik yatkınlık ve aşırı tuz tüketiminin ilk sıralarda yer aldığını belirten Kardiyoloji Uzmanı Dr. Alkan Kürşad Altan, hipertansiyonun, yıllarca hiç belirti vermeden, herhangi bir şikayete yol açmadan beyin, kalp, böbrek ve damar sistemine hasar verebileceğini dikkat çekti.
Damar içindeki kanın, damar duvarına yaptığı basıncın yüksek olmasına hipertansiyon denildiğini belirten Doruk Sağlık Grubu’ndan Kardiyoloji Uzmanı Dr. Alkan Kürşad Altan, hipertansiyon tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok sık görülen önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyledi.
Hipertansiyonla birlikte, organları besleyen atardamarlarda tıkanma, genişleme ,yırtılma meydana gelebildiğine işaret eden Dr. Altan, bunun sonucunda da kalp damar hastalıkları, inme ve böbrek yetersizliği gibi ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabildiğini hatırlattı.
Hipertansiyon teşhisinin, hastalığın tedavisindeki en önemli aşamalardan birisi olduğunu kaydeden Dr. Altan, “Erişkin nüfusta hekim tarafından yapılan standart ölçümle kan basıncının 140 /90 mmhg ve üzerinde olması hipertansiyon hastalığının olabileceğini gösterir. Hipertansiyonun ortaya çıkış nedenleri arasında genetik yatkınlık ve aşırı tuz tüketimi ilk sıralarda yer alır. Ancak hastaların yüzde 95’inde yüksek tansiyon nedeni belli değildir. Hipertansiyon yıllarca hiç belirti vermeden, herhangi bir şikayete yol açmadan beyin, kalp, böbrek ve damar sistemine hasar verebilir. Hipertansiyon için sessiz düşman tabiri de kullanılmıştır. Bu sebepten baş ağrısı ve benzeri şikayetleri beklemeden düzenli aralıklarla tansiyon ölçümü yapılmalıdır. En belirgin şikayetler arasında baş ağrısı, baş dönmesi, başta uyuşma hissi, nefes darlığı, çarpıntı ve göğüs ağrısı sayılabilir” diye konuştu.
Kronik bir hastalık
Hipertansiyonun kronik bir hastalık olduğunun altını çizen Kardiyoloji Uzmanı Dr. Alkan Kürşad Altan, “Hastanın şikayetinin olmaması tansiyonun normal olduğu anlamına gelmez. Bu sadece tansiyon ölçümü ile anlaşılabilir. Uzun dönemde yüksek tansiyona bağlı ölümcül hastalıkların önüne geçmek sadece düzenli tansiyon ölçümü ve düzenli kardiyoloji kontrolleri ile mümkün olabilir” dedi.
Tuz alımını kısıtlayın
Hastalığın tedavisiyle ilgili de açıklamalarda bulunan Dr. Altan, “Hipertansiyon tedavisinde amaç kan basıncı değerlerinin 140/90 mmhg’nın altına düşürmektir. Hastanın şeker hastalığı, böbrek yetersizliği ve organ hasarı varsa kan basıncının daha da düşük olması hedeflenir. Hipertansiyonun tedavisinin temelinde yaşam tarzı değişiklikleri vardır. Düzenli egzersiz bunların başındadır. Haftanın 5 günü 30dk süreyle yapılan tempolu yürüyüş oldukça faydalıdır. Bunun dışında tuz alımının kısıtlanması, kilo kontrolü, alkol ve sigaranın bırakılması tedavinin en önemli basamağıdır. Tüm bunlara rağmen istenilen kan basıncı değerleri sağlanamazsa ilaç tedavisi mutlaka düşünülmelidir. İlaç tedavisinin etkinliği, yaşam tarzı değişiklikleri ile direk bağlantılıdır” şeklinde konuştu.