Bir yılı geride bırakırken, geçtiğimiz yıllarla birlikte, ‘pişmiş tavuğun başına gelmeyen’ sorunlar bölgesi ve kadım tarihi sebebiyle Türkiye’nin başına geldi. Bu sorunlarla bir-bir baş etmek zorunda kalan Ülkem, artık hedeflenen yarınlara ulaşmak için, Norveç–İsveç gibi çok az sorunla mücadele edip gerçek gündemine dönmeli.
Kadım tarihi itibari ile dünya tarihinde derin izler bırakmış olmanın verdiği misyonla, dünya sorunlarını da gündeminden eksik etmeyerek gelişimi sürdürmek, gerçekten her ülkenin başarabileceği bir durum değildir. Hem iç politika hem dış politika hem öngörülmesi mümkün olamayan sorunlarla baş etmek, Türkiye asıl istenen seviyenin altında kalmasına sebep olmuştur.
Bu sayfalarda sıkça artık Türkiye Cumhuriyeti’nin olması gereken seviyelere ulaşma zorunluğunu dile getirmiştim. Sorunlar yumağı içerisinde hem kalkınmayı sağlamak hem de sorunları tek tek aşmak hangi kolay olmadı yine de bu başarıldı. Bu konuda iktidar partisini tebrik etmek lazım.
Yine de arzu edilen seviye çok uzaklarda. Hedef sanıldığı gibi yakında da değil. Bir İsviçre olmak dünden bugüne geçmek kadar kolay değildir. Atılması gereken çok adım var. 2018’de olmazsa olmazımız, parti içi demokrasi için çıkarılması gereken partiler kanunu olmalıdır. Bununla birlikte liderlere değil, halka hesap veren milletvekillerin asli görevlerine dönmeleri gerekmektedir.
Bu ilk adımla birlikte artık, sosyal devlet olmuş Türkiye’nin, gerçek demokrasisine de kavuşmaya başlaması gerekmektedir. Sonraki adım da Hukuk konusunda olmalıdır. Gerçek Adalet için, Hukuk’un değil Adalet’in üstünlüğün söz konusu olduğu kanunların yapılması ve uygulanması gerekmektedir.
Potansiyeli bu kadar yüksek bir milletin bu iki adımın startını yeni yılda vermesi hiç de zor değildir. Bu konuda Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tutumu önemli rol oynayacaktır.
Ben tünelin sonundaki ışığının çok yakında bir zaman da görülebileceğini düşüyorum. Elbette iktidar partisinin reorganizasyon bu konuda beni umutlandıran ilk adımdır. Yine de atılması gereken yapılması gereken on yıllarca birikmiş çok konu var. 2019 bunun için bir milat olacaktır. Fakat 2019’un başarısının sırrı 2018’e bağlıdır.
2018 de bu hazırlığı yapmayanlar, kısır döngülerden kurtulamayan Türkiye’nin geçmiş yılların Déjà vu’larını yaşamasına sebep olacaklardır.
Bu konuda MHP gibi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’nin de artık elini taşın altına sokması gerekmektedir. Bu sadece iktidar partilerinin yapabileceği bir iş değildir. Umarım CHP 2018’de, Türkiye’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün çizgisine döner ve eleştiren partiden, öneren partiye evrim geçirir.
Atılması gereken, yapılması gereken o kadar çok konu varken, iyi veya kötü olduğuna bakmadan sadece rakip gördüğü iktidar partisinin eleştirme adına siyaset yapanlar kendilerine çeki düzen verir. İster inanın ister inanmayın, ister görün ister görmezden gelin, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) bir çıta koydu.
Tüm partilerin ortak amacı, rakip gördükleri iktidar partisini aşağı çekmek değil, onları yakalamak ve çıtağı daha da yukarılara taşımak olmalıdır. Bunun içi partiler kanunu çok önemli. Oturdukları koltuğun çok kaygan olduğunu görmeden kimse paçaları sıvamıyor. Bu küçücük adım göreceksiniz kelebek etkisini yaşatacaktır.
Umarım 2018 yılı, Türk dünyası ile birlikte Türkiye’nin, özlenen beklenen gelişmiş ülke standartlarına kavuşabileceğimiz yılların başlangıcı olur.
