Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, medya kuruluşlarının Ankara temsilcileri ile sohbet toplantısında bir araya gelerek, gündeme ilişkin soruları cevapladı. Verdiği mesajlar ile devlet adamların muhalefet partisi olsa bile ülkesi için nasıl çalışması gerektiğinin dersini verir nitelikteydi.
Bu Devlet Behçeli’nin ilk icraatı da değildir. 57. Türkiye Hükümletin ekonomik sıkıntıları ile boğuştuğunda erken seçimi dillendiren ve yönlendiren kişi de kendisidir. Hükumette Başbakan Yardımcısı olarak görev de alsa, değişimin işaret etmiş ve gerçek milliyetçi duruş sergilemiştir.
Bu duruş 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı seçiminde de kendini göstermiştir. Hatırlanacağı üzere, 27 Nisan tarihinde TBMM’de yapılan Cumhurbaşkanlığı birinci tur seçimlerinde 357 kabul oyu çıkmasına karşın 367 üyenin Mecliste hazır bulunması gerektiği gerekçesi ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından oturumun iptali için Anayasa Mahkemesi’ne dava açılmış ve karar iptal edilmiştir. 6 Mayıs 2007 tarihinde Mecliste yapılan iki yoklamada da toplantı yeter sayısının bulunamayışı yüzünden 11. Cumhurbaşkanı seçilememiş ve erken seçime gidilmiştir.
Yapılan erken seçim ile Adalet ve Kalkınma Parti’nin 363 Milletvekili ile iktidara tek başına gelmiş fakat 367 milletvekili olmadığı için orta çıkabilecek muhtemel bir Cumhurbaşkanlığı krizini Bahçeli, 367 üyenin Mecliste hazır bulunması sağlayarak çözmüştür. 1980 öncesi kaosun en yakından yaşayan siyasi bir lider olan Bahçeli, gerek gezi parkı olaylarında gerekse HDP ve DBP’nin “öz yönetim” açıklamaları ile terör örgütü PKK ile şehirlerde çıkarttığı terör olaylarında, Ülkü Ocaklarını kontrol altığında tutmuş ve sokak çatışmasının önüne geçmiştir.
15 Temmuz darbe girişiminde hemen sonrasında sergilediği milliyetçi duruş ile devletin çıkarlarını, parti çıkarlarının önünde tutmuş ve FETÖ terör örgütünün karşısında dimdik ayakta durmaya başaran milli liderlerden olmuştur.
2017 Türkiye anayasa değişikliği referandumu ile Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçişi desteklemiş, gelecek nesillerin kısırdöngülerle yaşamasını engelleyen siyasi aktörlerden biri olmuştur.
Son olarak da Bahçeli, MHP’nin 3 Kasım 2019’da, Türkiye’nin geleceğini dikkate alarak, birliğini, dirliğini, etrafındaki ateş çemberini, yurt içinde ve yurt dışındaki birtakım kaosçu faaliyetleri de göz önünde bulundurarak, hareket edeceğini belirterek, “Düşüncemiz cumhur ittifakıdır” demiştir (Bana göre bu sadece cumhur ittifak değil aynı zaman da milli bir ittifaktır).
Buna göre MHP’nin, Cumhurbaşkanlığı ile hükümet etme sisteminde, Cumhurbaşkanı adayı göstermeyeceğini belirterek, seçimlerde Yenikapı ruhuyla hareket ederek, Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleme kararı almıştır.
Tüm bu hareketler, hükümette olmadan icraat nasıl yapılırın örnekleri verir niteliktedir. İcraat yapmak Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı gibi bir kişiye karşı olmak değildir. Siyasi vizyondan yoksun bir Genel Başkanın artık siyasi literatürümüzden çıkması gerekmektedir. Ülkemiz, iyi veya kötü olduğuna bakmadan sadece rakip gördüğü iktidar partisinin eleştirme adına siyaset yapan siyasetçilerden kurtulmalıdır.
Bahçeli yaptıkları ile gerçek bir Milliyetçi Duruş sergilemektedir. Türkiye’nin Devlet Bahçeli gibi Milliyetçi Duruş, Milli Duruş sergileyen siyasetçilere ihtiyacı vardır. Çünkü asıl Milli duruş veya Milliyetçilik budur. Umulur ki diğer milli partilerde bunu örnek alsınlar.
