Neden sevgi? Neden saygı? Nerede kaldı bu topluluk? Yıllardır beraber yaşamış, kenetlenmiş bu MİLLET NEREDE? Kardeş kardeşi tanımaz bir aymazlıkla karşı karşıyayız. Sen busun..! Sen şöylesin..! Demekle nasıl MİLLİYETÇİ bir ülke olabiliriz? Ne bu güvensizlik, ‘SEVGİSİZ’ lik..?
***
Son birkaç yıl içinde Türkiye, kabuk değiştirmeye başladı.. Köyde kentte, kahvede, yolda, trafikte, iş yerinde, toplu çalışma ortamında; bir birimizi dinleyecek kültürü, olgunluğu kaybettik..
Tartışma kültürünü kaybeden yüzde ellinin üzerinde bir halkla karşı karşıyayız..
Hep ‘BEN’ egosuna sahip bir topluluk içinde yaşamaya başladık… Ülkemiz de; gönül , ruh olarak bölünmenin sınırına geldik..
Bazı yerlerde ruhsal kopuşlar başladı..
Gönülden ayrışmanın içine sürükleniyoruz.
Renk, ırk, etnik gurup avına başlama haberleri duyulmaya başladı..
Sokak da, yol da, otobüste ve her yerde; Kadınlara taciz ve yol ortasında kadın dövmek; ne mertlik, ne yiğitlik ne de insanlıktır..
Vay Güzelim Türkiye’nin haline!
***
– Nefret, bir canlıdan, belirli bir düşünceden duyulan tiksinti, sevgisizlik ve dolayısıyla karşıtlığı içermektedir. – Bir şeyden nefret etmek, çoğu kez nefret edilen şeye karşı hoşgörüsüzlüğü de beraberinde getirir. – Tahammülsüzlük, hoşgörüsüzlük, olumsuz düşünce ve duygular nefretin tipik özellikleridir. – Hoşgörüsüzlük ise zaman zaman karşısında yer alan bir düşünceyi, bir dünya görüşünü, bir yaşam biçimini ortadan kaldırmaya ya da en azından onun yaşam alanını daraltmaya kadar varabilir.
***
SEVGİ ve SAYGI Karşısındakinin acısını kendi acısı, karşısındakinin sevincini kendi sevinci olarak görmektir. Dolayısıyla sevgi, beraberinde empati duygusunu da getirir. Empati duygusu ise bir toplumda insan ilişkilerinden tutun, devlet-birey, devlet-yurttaş ilişkisine kadar demokratik, eşitlikçi ve paylaşımcı bir toplumsal düzenin kurulmasına daha çok yardım eder. Bunun için de dini, cinsiyeti, ırkı ne olursa olsun insanı odak noktası yapar.
***
Saygıyı ve sevgiyi insanlar çocuk yaşta öğrenir.
Büyüdükçe de geliştirir..
Bu yüzden çocukların eğitimi ailede başlar. Ailede bir çocuğa
insanlara karşı saygı duyması öğretildiyse bu çocuk hayatı boyunca
insanlara saygılı davranır. Fakat ailede çocuğa iyi bir eğitim
verilmediyse bu çocuk hiçbir zaman insanlara saygılı davranmaz. Bu
yüzden hem ailesinde hem de toplumda karışıklıklara sebep olur.
Toplumda saygı tek başına yeterli değildir. Saygının yanında
insanlar birbirine sevgi de duymalıdır. İnsanlar birbirlerini severse her
zaman diğerlerine yardım etmek ister.
Bu sayede birinin bir sıkıntısı olduğu zaman bütün toplum o kişiye
yardım eder. O kişinin acısını paylaşır ve sıkıntısını azaltır.
Üzülerek belirteyim ki; Ülkemiz hızla bir iç ve dış çatışmaya sürüklenmek istenmektedir. Bu ülkenin halkı olarak birbirimize duyacağımız sevginin, farklılıklarımızla birlikte yaşamak iradesinin en başta emperyal güçlere atılmış güçlü bir tokat olacağı da gün gibi ortadadır.
Bir toplumun halkı birbirini seviyor ve saygı duyuyorsa, o toplumda huzur var demektir.
Eşit hukuk, eşit demokrasi ve özgürlük sevgiyi ortaya