CHP Bursa İl Örgütü, İl Başkanlığında düzenlenen basın açıklamasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun şehit cenazelerine CHP İl Başkanlarının alınmamasına yönelik talimatına sert tepki gösterdi. 81 ilde eşzamanlı olarak gerçekleştirilen açıklamada konuşan İl Başkanı Hüseyin Akkuş, Süleyman Soylu’nun toplumsal çatışma ve kaos çağrısı yaptığını ifade ederek; “Bu sorumsuz ve hadsiz tutum açıkça ateşle oynamaktır. Şehitlerimiz arasında ayrım yapan anlayış, şimdi de şehit cenazeleri üzerinden milleti bölmek peşindedir” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Örgütü, İl Başkanlığında düzenlenen basın açıklamasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun şehit cenazelerine CHP İl Başkanlarının alınmamasına yönelik talimatına sert tepki gösterdi. PM Üyesi Orhan Sarıbal, Divan Katip Üyesi Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Milletvekili Yüksel Özkan, İl Kadın Kolları Başkanı Vildan Özkula, İlçe Başkanları ve çok sayıda partilinin katılımıyla 81 ilde eşzamanlı olarak gerçekleştirilen açıklamada konuşan İl Başkanı Hüseyin Akkuş; “Büyükorhanlı şehidimize bir kez daha Allah’tan rahmet, ailesine ve ülkemize başsağlığı dileklerimiz sunuyorum. Ancak dün yaşanan kötü bir saldırı vardı. O saldırıyı yapan Özgür Taşkın ve Erdinç Kaya denilen şahıslar ile ilgili hukukçularımızla birlikte şikayetlerimizi yapacağız. Bunlarla ilgili sürecin yönetilmesini, emniyetin gerekli açıklamayı yapmasını ve gözaltına alınmalarını istiyoruz. Büyükorhan’da şehit cenazesinde yapılan bu saldırıları Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanlığı olarak kınıyoruz. Şehit gelmeyecek dediler, vaatleri buydu ama şehit cenazelerine Cumhuriyet Halk Partililer gelmeyecek şekline dönüştürdüler. CHP’lileri askere almayacaklarmış gibi tavır sergilediler ve bu yüzden 81 ilde eşzamanlı olarak Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanları olarak basın açıklamasında bulunuyoruz” dedi.
KAOS PLANI
Hüseyin Akkuş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ‘Valilere, CHP İl Başkanlarını bundan sonra şehit cenazelerinde protokole almayın talimatı verdim’ sözleriyle toplumsal çatışma ve kaos çağrısı yaptığına dikkat çekerek; “Bu sorumsuz ve hadsiz tutum açıkça ateşle oynamaktır. Şehitlerimiz arasında ayrım yapan anlayış, şimdi de şehit cenazeleri üzerinden milleti bölmek peşindedir. Şehitlerimiz siyasi partilerin değil milletimizin evlatlarıdır. AK Parti Genel Başkanı Erdoğan bu açıklamanın neresindedir? Eğer bu açıklamayı reddedip derhal İçişleri Bakanı hakkında gereğini yapmazlarsa, bilinmelidir ki bu münferit birinin densiz bir açıklaması olmaktan çıkar, derin yerlerde hazırlanmış soysuz bir kaos planı olduğunu gösterir. Daha yeni tamamlanan seçimlerin toplumda gerilimleri yok edip sükunet ve huzuru tesis etmesi beklenirken, toplumu terörize eden bu açıklama eğer densiz bir çıkış değilse o zaman yeni dönemin çatışma ve kaos üzerinden kurgulandığının delilidir. Terörün kökünün kazınması ve bir daha şehitlerimizin gelmemesi en büyük arzumuzdur. Ancak şehit cenazeleri olması durumunda bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bütün yöneticilerimiz, milletvekillerimiz, il başkanlarımız ve örgütlerimiz tam kadro halinde orada, şehitlerimizin huzurunda olacaklardır. Hiç kimsenin bunu engellemeye gücü yetmeyecektir. Ortaya çıkabilecek olayların tek sorumlusu Süleyman Soylu ve ona imkan veren iktidardır” açıklamasında bulundu.
ORHAN SARIBAL: İNSANLARIN ÇATIŞMASINI İSTİYORLAR
İl Başkanı Hüseyin Akkuş’un ardından söz alan PM Üyesi Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, İçişleri Bakanı’nın görev ve sorumluluklarını hatırlatarak; “İçişleri Bakanı’nın görevi şehitlerin üzerinden siyasi polemik yapmak değil şehidin gelmemesidir. Biz buradan açık bir şekilde söylüyoruz; Bu iktidar, AKP Genel Başkanı, reis olarak adlandırılan kişi ve o reise biat ederek, şirin görünüp kendi koltuğunu korumak isteyen, çetevari, mafyavari bir anlayışla bu ülkeyi zapturapta alıp terbiye etmek isteyen o adı menkul bakan şunu çok iyi bilmeli, bu ülkeyi eğer bölmek istiyorlarsa ancak bu kadar bölebilirler. Bu ülkeyi eğer ayrıştırmak istiyorlarsa ancak bu kadar ayrıştırabilirler. Bunun iki adı var; Bir, bu toplumda çatışmayı sahaya indirerek insanların çatışmasını istiyorlar. İki; bu ülkeyi bu iktidar, AKP, saray ve bu bakanlarla bölmek istiyorlar. Çok açık ve net. Seçimden önce söyledik. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu uzun süren çalışmalar sonrası birkaç partiyle bir ittifak kurdu. Bunun nedeni toplumdaki duygusal ayrışmayı gidermek, toplumsal bütünlüğü yeniden sağlamak, toplumsal dayanışmayı yeniden birleştirebilmek, farklı partilerle yan yana gelip AKP’nin 16 yıllık saray rejimiyle beraber ayrıştırdığı bu toplumu tekrar yan yana tutmaya çalışmaktı. Bunu başarabildik aslında. Meclis’te pek çok parti temsil ediliyor artık” diye konuştu.
GERÇEK GÜNDEME DOKUNMAYACAKLAR
Ülkenin çok büyük ekonomik sorunları olduğunu vurgulayan Sarıbal, iktidarın bu konulara hiç değinmediğini ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı: “Şu anda ticari faizler yüzde 25, mevduat faizleri yüzde 19. Siyasal iktidar ülkenin gerçek gündemine kesinlikle dokunmayacaktır. Ülkenin gerçek gündemini yok edebilmesi için bizim gibi geri kalmış toplumların iki gerekçesi vardır; biri din ve inanç sömürüsü, biri ırkçılık ve terörizm. Bu iktidar da bu iki sopayı elinden bırakmayarak kendi tabanını konsolide etmek istemektedir. Ama buradan AKP’ye oy vermiş sade yurttaşlarımızı da uyarmak isteriz. Faşizm ve diktatörlük ve gericilik ve terörizm eğer hep birlikte önüne geçmezsek, hep birlikte dayanışma, hep birlikte gerçekten bir dostluk, arkadaşlık ve kardeşlik bağı oluşturamazsak onların da ayağına kadar bulaşacaktır. O yüzden buradan bir kez daha yüksek sesle haykırıyoruz; İçişleri Bakanı’nın hem istifa edip hem de toplumun karşısına çıkmayacağı bir yere gitmesi lazım. Çünkü bu topraklarda birçok faşist geldi gitti. Ama bunun kadar ağır bir faşisti hiç görmedi bu topraklar. Havasıyla, suyuyla, taşıyla, toprağıyla, yeryüzüyle bu tür faşistlere, bu tür ceberrut yapılara da bu topraklar müsaade etmeyecektir. Biz hep birlikte, sadece Cumhuriyet Halk Partisi değil, bu ülkenin bütün yurtseverleri, bütün aydınları, bütün demokratları farklı farklı kültürde, dinde, inançta olan herkes yani farklı zenginliklerimiz olan herkes bir araya gelip hep birlikte haykırmalı; yaşasın demokrasi, yaşasın özgürlük, yaşasın kardeşlik, kahrolsun faşizm.”