Her Türk ailesinin en önemli değeri çocuklarıdır.
Biz onları öyle koruma altına alıyoruz ki, sonunda onlar kendilerini koruyamaz duruma düşürülüyor.
Neden mi?
Bakın size iki önemli konuyu anlatayım:
Bir: Eğitim
İki: Öğretim
Eğitim;
ilk önce ailede başlar. Eğer aile tam eğitim alamamış ise, çocuğuna da eğitimi tam veremez. Çocuğun doğumunda başlayan eğitim evreleri vardır.
Aman çocuk ağlamasın!
Aman çocuk aç kalmasın!
Aman çocuk düşmesin ve yürümesin!…
Aman şunu yapmasın! Bunu yapmasın!..
Diye her an koruma altına alınırsa; İşte hata orada başlar. O çocuk pısırık, kendi özgüveni olmayan olumsuz davranışlar gösterir..
Bu çocuk Çeşitli örgütlerin eline kolayca düşer..
Öğretim;
Bu konu her şekilde kazandırılır. Aile ben çocuğumun : ’ hekim ’ olmasını istiyorum der.. Özel kurs, özel öğretmenve özel üniversiteyle ’ hekim ’ olur…
Ama eğitim ve kültür eksikliği varsa; o çocuk evlenip çocuk sahibi olduğunda, aldığı eksik eğitimle çocuğuna, ne kadar “EĞİTİM” verebilir?..
Bunun gibi benzeri tam eğitim alamayan çocuklarımız, bilinen örgütlerin tuzağına kolayca düşer.
İşte; Kamuoyunda “Adnan Hoca” olarak bilinen A.O. ve 34 arkadaşı 18 Kasım 1999 tarihinde gözaltına alındı, tutuklandı. Serbest kalmıştı.
11 Temmuz’da düzenlenen operasyonda gözaltına alınan, aralarında A. O.’ın da bulunduğu 92 şüpheli soruşturmada..
Ve sanık A.O’nun belirlediği kurallarla uyguladıkları farklı cinsel anlayışlarını devam ettirebilmek için bir ekibin, yaşı küçük çocukların da bulunduğu kızları, sahip oldukları lüks yaşam tarzları ve sosyal mevkileriyle etkileyip gruplarına katıyor.
Bu kızlar ile doğal olmayan yollardan neredeyse bütün örgüt üyelerinin ilişki kurduğu, bunu ‘Ecir’ adını verdikleri bir ibadet şekli olarak benimseyip uyguluyorlar. Bu ilişkileri ileride örgütleri aleyhine konuşulmasını ve gruptan ayrılmalarını engellemek için bir kişinin sorumlu olduğu bir ekip gizli kamera ile kayda alıyor.
Bu acı gerçekleri yaşamamak için;
Doğumdan başlayan “EĞİTİM” çok yerinde, bilinçli ve seviyeli olmalı..
Ülkemizin karnesi,Kimin Umurunda!
2016 TÜİK verilerine göre:
-16 milyon kişi, yoksul..
-29 milyon kişi, iki günde bir et yiyemiyor.
-52 milyon kişi, borçlu yaşıyor.
-50 milyon kişi, bir hafta tatil yapamıyor.
-13.5 milyon kişi, konut masrafında zorlanıyor.
-18.6 milyon kişi, kış ısınmasını karşılayamıyor.
-23 milyon kişi, ciddi para sıkıntısı çekiyor.
2002’de Türkiye dış borcu, 129 milyar dolar iken..
2017’de Türkiye dış borç; 452 milyar dolara çıktı.
Yeni ve son model; cep telefonu, yeni araba , yeni ev..
Düşüncesizce harcama, nereye kadar?..
Ci-ci çocuklarımız, bizim servetimiz olmalı!..
Onların eğitimlerine de servet harcanmalı!..