Nirvana ya ulaşmak bazılarımızın bildiği, bazılarımızın bildiğini sadığı, bazılarımızın kulağına çalınan, bazılarımızın da bilmeye gayret ettiği bir terim. Kaba tabirle doruk noktası, tepe, zirveye ulaşmak anlamında kullanılır. Aslında anlamı daha derin ve basittir. Heva, heves ve arzularına gem vura bilirsen nirvanaya ulaşabilirsin. Tasavvufta da vuslata ermek anlamına hemen hemen eşdeğerdir. Peki neden böyle bir kavram çıkmış. İnsanoğlu neyi arar?? İnsanoğlu iki dünya arasındadır. Hem dünya dediği bedeni ve zihinden oluşan hem de beden ve zihin ötesi evrensel ve ruhsal (kişisel olmayan) bir dünya arasındadır. Doğumdan itibaren öğrendiği, bildiği dünyanın acılarını yaşar. Örneğin gençliğin, yaşlılığa yaşamın, ölüme varlığın, yokluğa terk etmesinden kaynaklı acı, hasret,gurbet, hayal kırıklıklarını yaşaya durur. Diğer yandan içinde var olan gücün, arayışın bunların ötesi olmalı duygusunun peşine düşer. Üretilen acılardan gerçek acıların peşine. Aslında varlığını sorgular. Sorgularken bulduğu cevaplar zihninin ve bedeninin ötelerini işaret eder. Ve ona ulaşmak orada kalmak ister. İşte insanlığın var olduğundan beri değişip dönüşse de hepsinin özü aynı olan felsefe budur. Yaklaşık olarak bütün inanışların arayanlara sunduğu öğretiler temelde birbirine yakın şeyler söylerler. Özetlemek gerekirse
+ İnancı imana çevirebilmek (bilmekten yaşamaya geçmek) bunlara vakıf olmuşsan yola çıkmış sındır demektir. Bir başka şekilde sıralarsa
Yolda yolcu olduğumuzu hayatımıza girenlerinde bazen uzun bazen kısa yoldaşlar olduğunu unutmamak dileğiyle…uğurlar olsun