Cumhuriyet Halk Partisi Gürsu İlçe Başkanı Cavit Kaya, Gürsu’da yaşanan ve yerel yönetimler tarafından görmezden gelinen sorunlardan söz etti. Gürsu’da sağlık, sanayinin tarıma olan zararı, kaçak yapılaşma gibi pek çok sorunun bulunduğunu belirten Kaya, “Nüfus artışının bu denli yüksek olduğu bir ilçede bu sorunlar yakın zamanda çözülmeli” dedi.
“Öncelikle Gürsu’daki ulaşım sorunundan bahsetmek istiyorum” diyerek sözlerine başlayan Cumhuriyet Halk Partisi Gürsu İlçe Başkanı Cavit Kaya, “Gürsu Bursa merkeze 8 km mesafede, merkez ilçe konumundadır. Fakat hiçbir şekilde kamu yararına yapılan hizmetlerden yararlanamıyoruz. 94 yılında 12 bin olan nüfusumuz bugün 100 bine dayanmış durumda. Nüfus artışı 25 yılda çok hızlı bir şekilde arttı. Bu tabii ki iyi bir şey değil. Gürsu Toprak Koruma Kurulu’nun denetiminde olan 1. derece tarım arazisidir. Ancak ne Toprak Koruma Kurulu ne de yerel yönetimler bu arazileri koruyor. Yerel yönetimleroy deposu olarak gördükleri yerlerdeki kaçak inşaatlara izin verdikleri için nüfusu bu kadar kısa bir zamanda arttı. Bu durum her şeyden önce ulaşımdaki sıkıntıyı doğurdu. Gelen göçün neredeyse yüzde 90’ı gelir düzeyi düşük insanlardan oluşuyor. Gürsu’da çoğunluk kesim toplu taşıma kullanıyor ama maalesef metro bize 2 km mesafede. Siz bu nüfus artışına karşı gereken yolu, alt yapıyı karşılayamazsanız bir yerde tıkanıp kalırsınız. Ulaşım şu an Gürsu’da felç olmuş durumda” dedi.
“HASTALAR ARITMANIN KOKUSUNDAN CAMLARI AÇAMIYOR”
Gürsu’daki imar ve sağlık sorunların söz eden Kaya, “Celal Bey parkının orada, Gürsu’nun nüfusu 10 bin civarında iken çoğu ilçede olmayan sağlık ocağı ve lojmanı yapıldı. Bu park tarihi eser niteliğinde. Tüm ağaçlar en az 100 yıllık. İçerisinde çok az bir alan var oraya da zamanında küçük bir sağlık ocağı yapıldı. Yerel yönetim bu parka spor kompleksi yapmak isteğini söyledi. Spor kompleksini 500 veya 1000 metre kare yere sığdırmak mümkün mü? Biz bu sağlık ocağını yıkıyoruz dediler. Spor Bakanlığı bir miktar para göndermiş, o parayı almak için yaptıkları zarar yaptıkları hizmeti geçti. Bu sırada asırlık çınar ağaçları kurumaya başladı. Bunun yanında Gürsu’ya bir hastane lazımdı. Hastane gerçekten bizim için bir ihtiyaç çünkü 100 bin nüfuslu bir ilçeyiz. Tarım arazisi vasfını kaybetmiş, Uludağ OSB’nin sosyal donatı alanı olarak ayırdığı 160 dönümlük bir arazi vardı. Biz hastanenin buraya yapılmasını istedik. Fakat hastane arıtma tesisinin yanına 10 dönümlük bir araziye yapıldı. İçeride hastalar arıtmanın kokusundan camları açamıyor. Oraya aynı zamanda acil hastaların ulaşımı zor oluyor. Hastane daha merkezi bir yerde olmalıydı. Hastane konum olarak hem tarım arazisine zararlı, hem de Gürsu halkı için oldukça uzak kalıyor.
“ANAYASININ HALLER KANUNUNU YOK SAYDILAR..!”
Kaya, mevcut yönetiminyerel yönetimler haller kanunu kapsamında Gürsu’ya hal yapmaya kalktığını, fakat ruhsat alamayıp belediyeyi zarara uğrattığını dile getirirken sözlerine şöyle devam etti: “Belediyenin köy merası olarak anılan 60 dönümlük bir arazisi vardı. Anayasada belirtilmiş olan haller kanununa göre şehir merkezine 30 kilometreden daha kısa bir mesafe var ise başka bir hal yapılamaz. Merkez hal şehirlerde tektir. Herkes kendi kafasına göre hal yapamaz. Gürsu zaten şehir merkezine 8 kilometre mesafede. Buna karşın ‘biz yaparız olur’ dediler. Gürsu Belediyesi hali yap işlet devret şeklinde bir firmaya yaptırdı. Hal olarak ruhsat alamadı, o kadar yatırım ve 60 dönümlük arazi boşa gitti. Bir önceki belediye başkanı da Buski’ye olan borcuna karşılık burayı verdi. Buski de buraya soğuk hava deposu vs yapacağını söyledi. Birçok insan mağdur oldu. İnşaatçılar, demirciler, geri dönüşümcüler ise parayı buldu. 60 dönümün 30 dönümünü Kaymakamımızın da yardımıyla eğitim vadisi olarak büyükşehirden almayı başardık. Oraya okul yapmayı planlıyoruz. Diğer kalan 30 dönümü ise Tarım A.Ş. soğuk hava deposu olarak kullanacakmış” şeklinde konuştu.
“ÇOCUKLAR 50 KİŞİLİK SINIFLARDA OKUYOR”
Gürsu’da okul yapıldığını fakat yapılan okul sayısının yeterli olmadığını belirten Kaya, özellikle Suriyelilerin çok fazla doğum yaptığını ve bu çocukların o okullara zamanı geldiğinde sığamayacaklarını belirterek, “2018 senesinde çocuklar 50 kişilik sınıflarda okuyor. 3 milyon nüfuslu metropol bir kent olmamıza rağmen eğitimin durumu ortada. Gürsu’da birkaç Anadolu ve İmam Hatip lisesi yapıldı. Fakat bu okullarda 18 kilometre uzağa, TOKİ’lerin olduğu bölgeye yapıldı, karda kışta çocukları oraya taşıyorlar. Bu yolda kazalar da oldu. İtirazlarımız doğrultusunda okulu taşıtmayı başardık. Biz İmam Hatip liselerine karşı değiliz yanlış anlaşılmasın ama bize imam kadar makine mühendisi ve doktor da lazım.
“TARIMDA BOYAHANELERDEN ÇIKAN PİS SULAR NEDENİYLE KANSEROJEN MADDELER VAR”
Organize Sanayi Bölgesi ile ilgili sorunlardan söz eden Kaya, “OSB’lerin belli bir yüzölçümünün olması gerekir. Bizim ne fiziksel özelliklerimiz ne de yüzölçümümüz buradaki küçük sanayinin OSB niteliği taşımasına müsaade etmiyor. Bu küçük sanayiyi OSB’ye sokmak zorunda kaldık. Biz de bunu onayladık. Nedeni ise kaçak yerleşime izin verildiği gibi kaçak sanayiye de izin verilmeye başlanmış olmasıydı. Biz bunu onaylarken ‘OSB’yi sınırlandıralım, sanayi tarıma zarar vermesin, sanayiden ekmek yiyenler de tarımdan zarar görmesin’. OSB olduktan sonra Yeşil Çevre Arıtma Tesisi kuruldu. Bu arıtma tesisi sanayinin bitimine yapılması, fabrikalardan çıkan suların arıtılıp ovaya verilmesi gerekiyordu. Fakat şu an boyahanelerden çıkan sular Gürsu’yu turlayıp, Samanlı tarafına gidiyor. Biz arıtma tesisinin OSB’nin bittiği yere yapılmasını söyledik. Bizim sözümüz tabii ki dinlenmedi. Şu an Gürsu’da yapılan tarımda boyahanelerden çıkan pis sular nedeniyle kanserojen maddeler var.