Mehmet Eraslan’dan, disiplin suçu işlediği gerekçesiyle partiden uzaklaştırılan Ali Uluşahin arasında sosyal medya üzerinde yaşanan tartışmayla ilgili açıklama geldi. Eraslan, sosyal medya üzerinden kendisi hakkında yapılan haksız eleştirilere tepki gösterdiğinde karşılaştığı tehdit ve hakaretleri anlatarak, Uluşahin benden yönetimden istifa etmemi istedi, ben bu tehditleri görmezden geldim. ” dedi.
CHP Bursa İl Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Eraslan’dan, disiplin suçu işlediği gerekçesiyle partiden bir süreliğine uzaklaştırılan Ali Uluşahin arasında sosyal medya üzerinde yaşanan tartışmayla ilgili açıklama geldi. Eraslan, sosyal medya üzerinden kendisi hakkında yapılan haksız eleştirilere tepki gösterdiğinde karşılaştığı tehdit ve hakaretleri anlatarak, Uluşahin benden yönetimden istifa etmemi istedi, ben bu tehditleri görmezden geldim. ” dedi.
2008’de Orhan Altunöz’ün talebi üzerine Saadet Partisi’ne katıldığını ve 1 yıl süreyle orada üye olarak kaldığını belirten Eraslan, kendisine Rozet takan kişinin dönemin SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş olduğunu dile getirdi. Geçmişte SP dışında herhangi bir partiyle ilişkisi olmadığını söyleyen Eraslan, “Kurtulmuş daha sonra AK Parti’ye geçti. Dolayısıyla SP’ye üyelik fotoğrafımı, Kurtulmuş’un da varlığı nedeniyle AK Parti üyeliği olarak yorumlayıp, MHP gibi diğer partilerin de adını karıştırıp, bütün partileri gezen adam diye yayınlamalarına çok üzüldüm. CHP’den kimi isimlerin istifa ettiği dönemde, yedek isimlerin de boşalması gerektiği düşüncesiyle, çeşitli aracılar ve partililer aracılığıyla istifa etmemi istemişlerdi, reddetmiştim” dedi.
Sosyal medyada bu fotoğrafın yayınlanmasına ve altına yazılan yorumlara tepki gösterdiğini ifade eden Eraslan, kendisini yönetimden istifa ettirmek istediklerini belirterek, “Ali Uluşahin beni aradı. Hasta oğlumla ilgili sorular sordu, “Geçmiş olsun” dedi. O resimler ve yaptığın yorumlar doğru değil, onları kaldırın, dediğimde de, “Tek şartla kaldırırım. Bizim sorunumuz senle değil, Hüseyin Akkuş’la. Yönetimden istifa et, sileriz, unutulur konu, eşim de o hastanede yoğun bakım hemşiresi. İstifa edersen o da sana yardımcı olur” cevabını verdi. Ben de bu sözlere tepki gösterdim, istifa etmeyeceğimi söyledim. Zaten yoğun bakımda olduğum için, hemşire hanımlara sordum, soyadı Uluşahin olan hemşire hanım kimdir diye. Onunla da yoğun bakımların önünde görüştüm. Her yerde kameralar var. Asla tehdit de etmedim hatta azarlama olarak düşünülecek bir ses tonum bile olmadı. Çocuğun durumunu konuştuk. Ayrılacakken, “Abla, durumum ortada. Çocuğum bu haldeyken, yoğun bakımla uğraşırken, eşiniz benim hakkımda iftira atarak yanlış şeyler yazıyor, sosyal medyada bana hakaret ettiriyor. Bu yoğun bakımda yatan çocuk sizin çocuğunuz olsa, ben aynısını yapsam doğru olur mu?, Hoşunuza gider mi?” diye serzenişte bulundum. Kendisi de bana devlet memuru olduğunu, siyasetle ilgilenmediğini, konuyu da bilmediğini söyledi. “Ama eğer öyle bir şey varsa, yanlış yapmış” dedi. Kendisine teşekkür ettim, rahatsız ettim diye özür diledim, oradan ayrıldım” şeklinde konuştu.
Konunun bundan ibaret olduğunu belirten Eraslan, Uluşahin’in daha sonra “eşimin iş yerini bastı” şeklinde paylaşımlarını okuyunca şaşkına döndüğünü ifade ederek, “Eşimin işyerini bastı” ifadesi, bir ofis gibi bir işyerini bastı olarak algılanıyor. Kasıtlı olarak bunu yaptığı çok net. Eşinin çalıştığı yer bir hastane, benim zaten hastam var ve o nedenle o hastanedeyim. Özel olarak hastaneye gitmiş değilim. Üstelik eşine beni yönlendiren de kendisidir. Kamera kayıtlarının (mümkünse sesli olarak) ortaya çıkarılması benim haklılığımı, kimseye hakaret etmediğimi, hele hele bir kadına karşı nezaket sınırının dışında asla davranmadığımı çok net ortaya koyacaktır. Bu iftirayla adımı kamuoyu nezdinde lekelemeye kalkışanlara karşı hukuki zeminde gereğini yapacağımı duyurmak isterim” dedi.