Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kibir ve büyüklenme bataklığına düşen, gözü şahsi çıkarından başka hiçbir şey görmeyenin, AK Parti çatısı altında yeri yoktur” dedi.
Paris’teki olaylara da değinen Erdoğan, “Gezi eylemlerinde dünyayı ayağa kaldırdınız. Niye, burası Türkiye olduğu için mi? Hadi şimdi aynı şekilde yayınlayın” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında düzenlenen “İnsanlığın Medeniyeti” programında önemli açıklamalar yaptı:
Bugün, BM Genel Kurulunda 10 Aralık 1948 tarihinde oylanan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin kabul edilmesinin 70. yıl dönümü. Her ne kadar çekilen acıları sona erdirememiş olsa da en azından BM düzeyinde geçerli bir kriter olan bu beyannamede yer alan hususların hayata geçirilmesini temenni ediyorum.
KİM İNSAN HAKLARI SAVUNUCUSU?
İnsan hakları diye en çok bağıranların insan hakları konusunda en kötü sicile sahip olmaları tesadüf değildir. Gezi eylemlerinde insan hakları savunuculuğuna soyunanlar, Paris’te yaşananlar karşısında kör, sağır ve dilsiz hale dönüştüler. Gezi eylemlerinde dünyayı ayağa kaldırdınız. Niye, burası Türkiye olduğu için mi? Hadi şimdi aynı şekilde yayınlayın.
Türkiye’ye milyonlarca sığınmacı akın ederken Türkiye’yi kapıları açmaya davet edenler, sığınmacıların karşısına telden örgüler sürdüler. Kim insan hakları savunucusu? Dünyanın tüm kaynaklarını sömürerek kendi topraklarının hayat seviyesini yükseltmeye çalışanlar Afrika’daki aç insanların sadece edebiyatını yapmakla yetindiler. Biz insani yardımlarda üst sıralarda yer alıyorsak sebebi zengin olmamız değil, gönlümüzün zengin olmasıdır. Türkiye yaşadığı bunca badireye rağmen hala dimdik ayaktaysa bunun sebebi Türkiye’nin el uzattığı mazlumların duasıdır.
Türkiye insan hakları konusunda en önemli adımları AK Parti iktidarları döneminde atmıştır. 1960 darbesinin ardından rahmetli Menderes ve arkadaşlarının kaldığı haksızlık milletimizin kalbinde bir yaradır.
1997 yılında postmodern yöntemler kullanılarak milletimizin hakkı hukuku saldırıya maruz kalmıştır. Hükümete gelir gelmez demokrasi ve ekonomide büyük reformlar başlattık. 28 Şubat müdahalesi gibi müdahalelerin demokrasimizde açtığımız yaraları tedavi ederken, diğer yandan başka sorunları da çözmeye çalıştık. Ülkemizde hiç kimsenin kökeninden, kıyafetinden, ibadetinden horlanmadığı, ötekileştirilmediği bir yaklaşımı hakim kıldık. Her alanda bu anlayışla çok önemli düzenlemeleri hayata geçirdik.
KİMSE TÜRKİYE’YE İNSAN HAKLARI DERSİ VERMEYE KALKAMAZ
Önümüzde çıkarılan engelleri sabırla ve kararlılıkla aştık. Kurulan tuzakları bozarak yolumuza devam ettik. Milletimizden aldığımı güç ve destekle hepsinin üstesinden gelmeyi başardık. Türkiye’nin demokrasisine, insan haklarına laf edenler bugün kendi imtihanlarıyla başbaşalar. Artık hiç kimse ülkemize demokrasi, insan hakları, özgürlükler dersi vermeye kalkamaz. Sadece darbe girişimi karşısında gösterilen duruş bizi insan hakları ve demokrasi konusunda ibra etmeye yeter. Sorun aranacak yer asla Türkiye değildir. Her iki hususta da bakılacak yer Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de insanları yıkıntılar altında bırakanlardır.
31 MART’TA 15. ZAFERİMİZİ YAŞATMAYA KARARLIYIZ
Gece gündüz çalışarak, 31 Mart 2019 akşamı partimize 15. zaferimizi yaşatmakta kararlıyız. AK Parti şu veya bu dar kadronun değil, milletin partidir. Milletin partisini milletten uzaklaştırmaya kalkan karşısında şahsımı bulur. İsimler gelir geçer, baki kalan sadece davalardır. Bizim sadakatimiz davamızadır. Kibir ve büyüklenme bataklığına düşen, gözü şahsi çıkarından başka hiçbir şey görmeyenin, AK Parti çatısı altında yeri yoktur.