Türkiye-İran İş Forumu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Korumacı refleksleri geride bırakmamız ticaretin mantığına uygun şekilde süreci yürütmemiz gerekiyor. Bugün gerek Sayın Vaizi’ye gerekse Sayın Albayrak’a talimatımızı verdik. Artık bunu bugün yarın bitirin dedik’ ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Amerika’nın İran’a yaptırım kararının, bizihedeflerimize ulaşmaktan alıkoymasını engellemek mecburiyetindeyiz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından Çankaya Köşkü’nde düzenlenen Türkiye-İran İş Forumu’na katıldı.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, “Coğrafyamızın büyük şairi Nizami’nin beytiyle ifade edecek olursak, ‘Ey adı en güzel başlangıç olan, senin adın olmadan mektuba nasıl başlarım.’ Biz de adı en güzel olanın ismiyle toplantımıza başlıyoruz.” diyerek sözlerine başladı.
Erdoğan, mevkidaşı Ruhani ve beraberindeki heyet üyelerine Türkiye’ye “hoş geldiniz” diyerek, toplantının her iki ülke için yeni iş birliklerine, projelere ve yatırımlara kapı aralamasını temenni etti, etkinliğe öncülük eden DEİK mensuplarına da özellikle teşekkürlerini sundu.
İran ile geniş bir alanda kapsamlı iş birliklerine sahip olunduğunu belirten Erdoğan, “Hedefimiz ikili ekonomik ilişkilerimizi, siyasi ilişkilerimizle aynı seviyeye çıkarmaktır. Bu kapsamda daha önce Sayın Cumhurbaşkanı ile mutabık kaldığımız üzere, ikili ticaret hacmimizi 30 milyar dolar seviyesine yükseltilmesini arzu ediyoruz.” diye konuştu.
Erdoğan, geçen yıl 10,7 milyar dolar olarak gerçekleşen ikili ticaret hacminin, bu yıl sonu itibarıyla yine aynı düzeyde gerçekleşmesini beklediklerini vurguladı.
Maalesef bu rakamların hedeflenen seviyenin oldukça altında kaldığına işaret eden Erdoğan, halbuki 2012 yılında 22 milyar dolar seviyesine ulaşıldığını anımsattı. Erdoğan, bu rakamın hedefe ulaşılabilmenin mümkün olduğunu gösterdiğine dikkati çekerek şöyle devam etti:
“Yeter ki karşılıklı olarak bu iradeyi ortaya koyabilelim ve çalışmaya da başlayalım. İnanıyorum ki gerisi kendiliğinden gelecektir. Bu bakımdan ticari ilişkilerimizin ahdi altyapısını oluşturan tercihli ticaret anlaşmasının genişletilmesine ilişkin müzakereleri önemli görüyorum. Bu anlaşmayı doğru çerçevede ilerleterek artık bunu haftalara yaymamamız gerekiyor. Süratle en yakın zamanda bunu sonuçlandırmamızda büyük fayda var.
‘ARTIK BUNU BUGÜN YARIN BİTİRİN’
Bunun için öncelikle korumacı refleksleri geride bırakmamız, ticaretin mantığına uygun şekilde süreci yürütmemiz gerekiyor. Ancak bu şekilde ikili ticaretimizde hedeflediğimiz seviyeleri yakalayabiliriz. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu ziyaretinin tercihli ticaret anlaşmasının genişletilmesi müzakerelerinde bir dönüm noktası teşkil edeceğini düşünüyorum. Onun için bugün gerek Sayın Vaizi’ye gerekse Sayın Albayrak’a talimatlarımızı verdik ve Ruhsar Hanım ile birlikte çalışmalarını yapmalarını istedik. ‘Artık bunu bugün yarın bitirin’ dedik. Bunu artık haftalara yayarsak bu iş çok ağır gidiyor demektir. Bu işi hızlandırmamız lazım. Bu konuda bence buradan ayrılmadan, ben değerli kardeşime bu talimatı yenilememizin gereğini ifade etmek istiyorum.”
“Dördüncü zirveyle yolculuğumuza devam edeceğiz”
Erdoğan, Saib-i Tebrizi’nin, “İmkan pazarında anahtarsız hiçbir kilit yoktur, yeter ki bağlı olanların açılmasını gönüller kapısından dile.” ifadelerini anımsatarak, gönülden istenmesi halinde aşılamayacak hiçbir engelin, çözülemeyecek hiçbir meselenin bulunmadığına işaret etti.
“Dünyada ve bölgemizde ticaret sisteminde güçlü değişiklikler yaşandığı bir dönemde İran’la birlikte atacağımız bu adımın daha geniş ve büyük iş birliklerinin kapısını aralayacağından şüphe duymuyorum.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bugün onu konuştuk. Her şeyden önce bölgenin güvenliğinin, özellikle İran ve Türkiye’ye çok büyük yükler yüklediğini ifade etmem lazım. Tabii biz bu süreçte adeta bir üçlü ortaya koyduk, Rusya Federasyonu, İran ve Türkiye olarak. Rusya’da başladık, Ankara’da devam ettik, Tahran’da üçüncü zirvemizi yaptık. Şimdi inşallah dördüncü zirveyle yolculuğumuza devam edeceğiz. Çünkü bölgenin güvenliğini sağlamamız gerekiyor ki, ekonomik güvenliğimizi de ona göre temin edelim, geliştirelim ve siyasi kararlarımızı da buna göre alma imkanını yakalayalım.”
Tarih boyunca bölgede hep öncü bir konumda bulunmuş iki kadim devlet olarak bu meselenin karşılıklı yarar temelinde çözüme kavuşturulacağına inandığını vurgulayan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“İkili ekonomik ilişkilerimizin arzu edilen noktaya taşınması hususunda önümüzde birlikte aşmamız gereken ciddi bir mesele daha var. Bu da Amerika Birleşik Devletleri’nin, İran’a yönelik olarak uygulamaya koyduğu yaptırımlardır. Amerika’nın yaptırım kararının bizi hedeflerimize ulaşmaktan alıkoymasını engellemek mecburiyetindeyiz. Yaptırımlara karşı çıktığımızı, bu tür baskı araçlarına başvurulmasının İran halkını cezalandırmak anlamına geldiğini her fırsatta ve platformda açıkça ifade ediyorum. Tek taraflı olarak atılan bu adımın uluslararası işbirliğine ve güven ortamına zarar vereceğini de her seviyede muhataplarımıza söylüyoruz.
Dünyada savaşı mı kovalayacağız, barışı mı kovalayacağız? İnsanlık barışa muhtaç, savaşa değil. Artık bunların tarih olduğunu kabullenmemiz lazım. Bu vesileyle yaptırımları kabul etmediğimizi, hiç kimsenin yaptırımlar nedeniyle İran’la ekonomik ve ticari ilişkilerimizi sonlandıracağımızı düşünmemesi gerektiğini bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Elbette yaptırımların özellikle bankacılık sisteminden kaynaklanan bazı belirsizliklere yol açtığının farkındayız. Hem Türk hem de İranlı müteşebbislerin işlerinde bu sebeple aksamalar yaşandığını müşahede ediyoruz. Ancak her şeye rağmen bu sorunların çözüme kavuşturulabileceğine inanıyoruz.”
Ruhani ve heyetiyle bugün gerçekleştirdikleri toplantıda bu konuda karşılıklı dayanışma çerçevesinde birlikte çalışma ve bir yol haritası oluşturma hususunda mutabık kaldıklarının altını çizen Erdoğan, “Bu doğrultuda yapıcı çalışmalarımızın meyvelerini yakın zamanda almaya başlayacağımıza ve yaptırımları ilişkilerimizde fırsata çevireceğimize inancım tamdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, İranlı dostların Türkiye’nin yaptırımlar konusunda gösterdiği ilkeli ve kararlı tutuma, ticari ilişkilerin daha da güçlendirme iradesiyle karşılık vermelerini beklediklerini belirterek, “Bu tavır ülkelerimizi bölgede tecrit etme çabalarına karşı verilmiş en güzel cevap olacaktır.” dedi.
“77 Türk firması tarafından İran’a yaklaşık 1,5 milyar dolarlık yatırım”
İran’la ikili, ekonomik ve ticari ilişkilerin önemli bir boyutunu Türk şirketlerinin İran’daki faaliyetlerinin oluşturduğuna da dikkati çeken Erdoğan, “Bugüne kadar, özellikle söylüyorum, 77 Türk firması tarafından İran’a yaklaşık 1,5 milyar dolar civarında yatırım gerçekleştirilmiştir. Bu noktada bir hususu vurgulamak isterim. Yaptırımlara uymayacaklarını ifade eden pek çok ülkenin şirketleri daha yaptırımlar yürürlüğe girmeden İran’dan çekilirken, Türk firmaları faaliyetlerine devam ediyorlar.” diye konuştu.
Bu toplantıya iş insanları tarafından gösterilen ilginin de yaptırımlara rağmen Türk müteşebbislerin İran’a yatırım yapmak konusunda ne kadar istekli olduklarını gösterdiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Firmalarımızın bu yaklaşımlarıyla mevcut yatırımlarının korunması yanında yeni yatırımlar konusunda teşvik edilmeyi hak ettiklerini düşünüyorum. Aziz kardeşim Sayın Ruhani başta olmak üzere tüm İranlı yetkililerden müteşebbislerimize teşvik edici kolaylıkları sağlamalarını özellikle istirham ediyorum.
Siyasi ilişkilerimizin ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkilerle desteklenmesi her iki ülke halkının da yararına olacaktır. İkili ilişkilerimizin tüm boyutlarının hak ettiği seviyeye ulaşması için Türkiye olarak üzerimize düşenleri yapmaya hazırız. Bu yolda siz iş dünyamızın da bizimle beraber yürümesini istiyoruz. Sizlerden iki ülkenin potansiyelinden tam anlamıyla istifade edecek projelerle iş birliğini geliştirmenizi bekliyoruz.”
Hafız-ı Şirazi’nin, “Dostluk ağacını dik ki, gönlünün arzusu meyve versin. Düşmanlık fidanını sök ki sayısız sıkıntıya yol açmasın.” dizelerini okuyan Erdoğan, “Bu ziyaretin gönüllerimizdeki dostluk ağaçlarının büyümesine, düşmanlık fidanlarını söküp atılmasına vesile olduğuna inanıyorum.” dedi.
Ruhani ve beraberindeki heyete, “Ülkemize hoş geldiniz” diyen Erdoğan, toplantının hayırlara vesile olmasını temenni etti.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani: Biz her zaman hazırız
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Türkiye ile İran arasında enerji alanındaki ilişkilerle ilgili, “Biz her zaman hazırız, ülkenizin enerjisini uzun vadeli olarak temin etmek istiyoruz. Bizim komşu ve kardeş ülkemiz Türkiye ne kadar ihtiyaç duyarsa, İran tam anlamıyla Türkiye’nin yanındadır.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Çankaya Köşkü’nde Türkiye-İran İş Forumu’na katıldı.
Ruhani, burada yaptığı konuşmada, özel sektör temsilcilerinin, iki önemli ülkenin gelişmesini sağlamak amacıyla önemli ve hassas dönemde bir araya geldiklerini belirtti.
Türkiye ile İran arasındaki ticari ve ekonomik potansiyelin belki de her zamankinden çok daha fazla olduğunu söyleyen Ruhani, aynı zamanda bölgede huzursuzluklar olsa da iki ülkede de güvenli bir ortamın bulunduğuna işaret etti.
İki ülkenin de tüm bölgenin gelişmesi, ekonomik ve ticari faaliyetlere daha iyi zemin hazırlanması için güvenlik ve istikrarın sağlanması yönünde ortaya iradesini koyduğunu aktaran Ruhani, bu doğrultuda da son yıllarda iki ülke arasında çok iyi iş birliklerinin yapıldığına dikkati çekti.
Ruhani, “Bizim güvenliğimiz bölgenin güvenliğinden bağımsız değildir.” dedi.
Bölgenin geleceğine “dış güçlerin” karar veremeyeceğini vurgulayan Ruhani, Türkiye ile İran’ın birbirlerinin yardımıyla terörizmi bölgeden silmesi gerektiğini kaydetti.
Ruhani, Türkiye’de herhangi bir terör örgütünün faaliyet göstermesinin aynı zamanda İran’ın da zararına olduğunu anlatarak, bunun tersinin de geçerli olduğunu bildirdi.
İki ülkenin de ekonomik faaliyetler için gerekli ortamı oluşturma ve kolaylaştırıcı rol oynama kararı aldığını aktaran Ruhani, bunların arasında mali ve parasal konuların hızlandırılması ile hali hazırda mevcut olan iş insanlarının ve halkın karşılıklı ülkeleri ziyaret edebilmesi gibi noktaların yer aldığını ifade etti.
Ruhani, ancak bu kolaylıklar sağlanırsa iki ülkenin ticaret alanında hedeflediği 30 milyar dolara ulaşabileceğinin altını çizdi.
“İran, Türkiye’nin yanındadır”
İki ülkenin enerji alanındaki ilişkilerine değinen Ruhani, “Biz her zaman hazırız, sizin ülkenizin enerjisini uzun vadeli olarak temin etmek istiyoruz. Bizim komşu ve kardeş ülkemiz Türkiye ne kadar ihtiyaç duyarsa, İran tam anlamıyla Türkiye’nin yanındadır. İran kendi imkan ve potansiyelleriyle Türkiye’ye bu konuda destek olmak istiyor.” diye konuştu.
Ruhani, bugünkü toplantıda iki ülke arasında ortak bir organize sanayi bölgesinin oluşturulma yönünde karar alındığını belirterek, böylece iki ülkenin karşılıklı imkanları kullanabileceğini ve sanayinin geliştirilebileceğini aktardı.
Türk yatırımcıların, İran’da özellikle petrokimya alanında faaliyet gösterebileceğini vurgulayan Ruhani, şu ifadeleri kullandı:
“Türk yatırımcılar, İran’da herhangi bir alanda yatırım yapmak, rafineri kurmak, petrokimya alanında faaliyet yapmak isterse, biz bütün gerekli madde, liman, bölge ve imkanları bu yatırımcılara tahsis etmeye hazırız. Ham madde, yer, gerekli imkanlar bizden, yatırım sizden. Bütün ürünü de siz isterseniz Türkiye’ye veya üçüncü bir ülkeye ihraç edebilirsiniz.”
Ruhani, hem Türkiye’nin hem de İran’ın çeşitli deniz ve körfezlere komşu, aynı zamanda bölgeleri birbirine bağlayan son derece stratejik coğrafi konumları bulunduğuna işaret etti.
Cumhurbaşkanı Ruhani, iki ülkenin demir yolları, ortak gümrük penceresi, serbest ve tercihi kurlara dayalı ticaret gibi alanlarda iş birliği geliştirebileceğini söyledi.
“İyi bir planla tehditleri fırsata dönüştürebiliriz”
İki ülke arasında ekonomik ilişkilerin gelişerek serbest ticaret konusunun konuşulabilir hale gelmesi gerektiğini dile getiren Ruhani, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bugün altında yaşadığımız koşullar şöyle ki zalimce ve adaletsizce bir ambargoyla karşı karşıyayız. Bu ambargo koşulları hem bir tehdit hem de zarar olabilir, hem ticaret hacmimizi azaltabilir hem de ilişkilerimizi kısıtlayabilir ama biz iyi bir plan yaparak bu tehditleri fırsata dönüştürebiliriz. Burada çok açık ve net bir şekilde Türk iş insanlarına şunu söylemek istiyorum ki bu koşullar kesinlikle değerli, altın bir fırsata dönüşebilir. İki ülkenin ekonomilerini birbirini bağlamak için kullanılabilir. Ekonomilerimiz birbiriyle o kadar iç içe girmeli, bütün haline gelmeli ki hiçbir zaman hiç kimse, herhangi bir yasa veya baskı bizim ekonomimizi zayıflatmamalı. Bunun da günü bugündür. Biz tam olarak hazırız. Eminim ki değerli kardeşim Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan da Türkiye devleti de tam olarak hazırdır bu konuda.”
Hiçbir şeyin iki ülke ilişkilerini etkilemeyeceğini kaydeden Ruhani, “Bizim için önemli olan şey, iki büyük ve önemli ülkenin hayati menfaatleridir ki bu iki ülke yıllarca ortak tarih, kültür, din, değer ve inançlarla yan yana yaşamış ve bugün de birbirlerinin yanında yaşamaya devam edecektir.” ifadelerini kullandı.
Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/