Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, “Piyasalarda ciddi bir toparlanma görüyorum. Piyasa faizlerinden, reel sektör güven endeksinden, önümüzdeki ay beklentilerinden görüyoruz.” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, NTV kanalında gündeme ve ekonomiye ilişkin soruları yanıtladı.
Döviz ve Türk lirası hareketleriyle ilgili bir soru üzerine, Türkiye’de son dönemde ciddi bir spekülatif bilgi kirliliğine dayalı kur hareketlerinin olduğuna dikkati çeken Albayrak, muazzam dezenformasyona dayalı bir süreç yaşandığını vurguladı.
Albayrak, konuya ulusal güvenlik tarafından bakıldığında, bu spekülasyonların çok daha etkin mücadele edilmesi gereken bir husus olduğuna işaret ederek, ekonomist diye düşünülen farklı profilden insanların farklı mecra ve kanallar üzerinden çok ciddi dezenformasyon oluşturduğunu anlattı.
Bu hafta yaşanan süreçte de farklı söylemlerin bulunduğunu dile getiren Albayrak, her seçim dönemi oluşabilecek belirsizlikler konusunda bir konumlanmanın da söz konusu olduğunu söyledi.
Albayrak, son birkaç günde yaşanan normalleşme ile rakamlarda hane halkı ve yerleşiklerde Türk lirasına dönme sürecinin başladığının görüldüğüne dikkati çekerek, verileri günlük takip ettiklerini bildirdi.
Mevduat sahiplerinin, özellikle en duygusal bireylerin alanı denilen alanın maddi varlıkları üzerinden birileri tarafından çok rahat speküle edilebileceğini dile getiren Albayrak, son dönemde bu alanın çok suistimal edildiğini kaydetti.
‘Seçimden sonra çok hızlı bir normalleşme yaşanacak’
Albayrak, seçimden sonraki süreçte bu noktada çok hızlı bir normalleşme yaşanacağını düşündüğünü, daha önce de söz konusu oranların görüldüğünü belirterek, şunları ifade etti:
“Ekonomi ile ilgili bütün atılan adımlar ve her geçen gün daha güçlü bir güven ortamıyla Türkiye, para birimine güvenenleri mahcup etmeyecek, güvenmeyenleri herhalde daha fazla mahcup edeceği bir dönemi yaşayacağız. Buna da hep beraber şahit olacağız. Seçimden sonraki süreçte özellikle döviz hesaplarında Türk lirasına yönelik hareketin daha da hızlanacağı bir süreci gözlemleyeceğimizi düşünüyorum.”
Küresel ekonomik gelişmelere yönelik soru üzerine de Albayrak, mevcut data seti, siyasi ve ekonomik gelişmelere bakıldığında çok karmaşık bir döneme girildiğini söyledi.
Albayrak, Türkiye’nin dünya ticaretinde sahip olduğunun çok ötesinde potansiyeli bulunan bir ülke olduğunu aktararak, “Türkiye, çok daha etkin ekonomi diplomasisi yürüten bir ülke olarak çok avantajlı bir konumda. Ülke bazlı ve sektör bazlı serbest ticaret anlaşmalarının incelenmesinden, gümrük vergisi oranlarına kadar çok önemli yol haritaları belirleniyor. Türkiye’de sadece 170 milyar dolar ihracatlık ihracat potansiyeli yok. Türkiye’nin 250-300 milyar dolarlık ihracatı karşılayacak bir altyapı ve kapasitesi var. Stratejik ve kritik sektörlerimiz var. Bizim reel sektörün ihtiyacı olan alanları çok sihirli dokunuşlarla realize etmemiz çok önemli. Sektörlerle ilgili çalışmalar yolda.” değerlendirmesinde bulundu.
Son yıllarda yaşanan her sürecin, ülkenin bağışıklık sistemini güçlendirdiğine dikkati çeken Albayrak, Türkiye’nin bu gelişmelere uyum sağlama ve hızlı aksiyon almada önemli bir noktaya geldiğini söyledi. Albayrak, Türkiye’nin 1 Nisan’dan sonra 4,5 yıl boyunca artık seçim gündemi olmayacağını belirterek, hızlı adımlarla yeni süreçte yol alınacağını ifade etti.
‘Ağır travmatik süreçleri geride bırakıyoruz’
Albayrak, yatırım ortamının iyileşmesiyle ilgili adımların doğru tespit edilmesi gerektiğini bildirerek, şunları kaydetti:
” Yatırım ortamının çok daha iyi olmasıyla ilgili süreçleri doğru tespit edip takip etmemiz lazım. Türkiye son dört beş yılda ekonomide yara aldığı dönemi yaşadı. Terör eylemleri yaşadık, 15 Temmuz Hollywood filmli değildi. Bunları artık geride bırakıyoruz. Ekonominin daha hızlı şekilde toparlanmasına yönelik, yatırım ortamının iyileşmesiyle ilgili süreç devam ediyor. Faizlerdeki, maliyetlerdeki iyileşme çok önemli. Türkiye, bu iklime doğru hızla girmeye başladı. Ağır travmatik süreçleri geride bırakıyoruz. Faizlerde maliyetlerde istenen düzeye hızla yol aldığınızda, iktisadi faaliyet çok daha hızlı toparlanacaktır. Türkiye bu patikaya doğru hızla girmeye başladı. Türkiye’nin önündeki süreçle ilgili daha ümitvar olduğumuz süreçteyiz. Ben çok umutluyum, ümitliyim. Önümüzdeki dönemle birlikte Türkiye çok daha güçlü atılımı ortaya koyacak, daha umutlu ve pozitif sürece hızla yol alacak. Türkiye her yaşadığı süreçlerden büyük dersler çıkarıyor, çok daha büyük özgüven kazanıyor. Cari dengede mart sonu itibariyle 13 milyar 14 milyar dolara gibi oluşacak İhracatta pozitif süreci devam ettiriyoruz. Yaza doğru cari dengede çok daha güzel gelişmelere şahit olacağız, dengelenme dediğimiz ithalattaki köpüğün yerini kaliteli ithalat ve ihracatta daha rekabetçi büyüme alacak. Türkiye’nin cari açık konusunun gündemde yer işgal etmediği sürece gidiyoruz. Tüm kırılganlıkları elimine ettiği döneme giriyoruz. Geçti gitti. Bir şeyler tecrübe ettik. Önümüze bakacağız.”
Albayrak, “Piyasalarda ciddi bir toparlanma görüyorum. Piyasa faizlerinden, reel sektör güven endeksinden, önümüzdeki ay beklentilerinden görüyoruz.” dedi.
‘Merkez Bankası’nın aldığı swap kararının yurt dışıyla ilgili yok’Son günlerde piyasada yaşananlara dair bilgi kirliliği olduğunu aktaran Albayrak, “(Türk bankaları Türk lirası vermiyormuş) diye bir haber çıktı. Dün Bankalar Birliği bununla ilgili açıklama yaptı. Yurtdışına ciddi rakamlarda Türk lirası tedariği söz konusu. Burada esas konu ne yaşandı da bu süreç ayrışmadan kaynaklanıyor. Çok basit ifade etmemiz gerekirse, swap piyasasında ayrı bir şekilde resme baktığımızda, bir işlemin iki tarafından diğerinin sorumluluğunu yerine getirme noktasında, bir nevi açığa bir satış eylemini gerçekleştirip, sonra bu eylemi gerçekleştirdikten sonra yükümlülüğünü yerine getirmemenin doğurduğu bir sıkışma yaşadığını görüyoruz. Yoksa atılan adımlar olsun, tedbirler olsun gerek Merkez Bankası gerek diğer kurumlar noktasında olsun buna yönelik bir tedbir hususu söz konusu değil.” diye konuştu.
Albayrak, Merkez Bankası’nın pazartesi aldığı swap kararının yurt dışıyla ilgili olmadığını, Türk bankalarının Merkez Bankası ile işlem hacimlerinde limitin arttırılmasına yönelik olduğunu belirterek, yurtdışı limitlerinin ağustosta belirlenen limit olarak devam ettiğini bildirdi. Albayrak, şöyle devam etti:
“Koca koca ekonomistlerin böyle sorularla karşımıza çıktıklarını veya sağda solda konuştuklarını biliyorum. Sanki birileri, Türkiye swap piyasasında ilişkili kurumlarla bu noktada böyle bir eylem içine girmiş gibi, sanki yabancı yatırımcıyı mağdur ediyormuş noktasında bir adım atmış gibi… Hayır yüzde 25 aynı şekilde devam etti. Yüzde 10’dan 20’ye çıkarma hamlesi iç piyasaya, dışarıyla ilgili böyle bir süreç yok. Ama ortada bir süreç varsa bunu aydınlatmamız gerekiyorsa bir işleme giriyorsanız, bu işlemin arkasında siz açığa işlem yapıyorsunuz, arkasında bir varlık yok. Bu varlık olmadığı için oluşan hacmi bulma noktasında kendi içerisinde hacmin büyüdüğünü, maliyetlerin büyüdüğünü görüyoruz. Süreç dün itibarıyla belli bir noktaya gelmeye başladı, bugün itibarıyla da normalize oldu. Meseleyi aslında öyle okumak lazım.”
“Borsa İstanbul FX Swap Piyasasında işlem hacmi 40 milyar doları geçti”
Borsa İstanbul FX Swap Piyasasında işlem hacminin 40 milyar doları geçtiğini söyleyen Albayrak, “Bu alternatif bir fiziki mekan değil sadece, işlemlerin yapıldığı hacim olarak ciddi bir noktaya ulaşan bir süreç. Merkez Bankamız da bu noktada adımları atıyor. Bizim bunu genişletmemiz lazım ki piyasada alternatif içerisinde rekabet oluşsun ki daha verimli daha rekabetçi ve kaliteli bir noktaya erişebilelim. Dolayısıyla ben bu süreç özelinde değil, genel Türkiye’deki finansal ekosistemin daha da güçlenmesine katkıda bulunacak atılıyor olan ve atılacak adımlarla tüm bu çerçevenin gerek Londra piyasası gerek diğer uluslararası piyasalar gerek Türkiye piyasasının finansal sistemi… Çünkü İstanbul Finans Merkezi diye bizim bir idealimiz var. Seçimden sonra çok yoğun kapsamlı bir katılımla, tüm paydaşlarla özellikle fiziki tamamlanma süreci; artı işin teknik, hukuki, yasal altyapısıyla ilgili de adımlar atacağımız süreci hızla başlatacağız.” şeklinde konuştu.
Berat Albayrak, Türkiye’nin seçimlerden sonra reform dönemine, ekonomi alanında da dengelenme sürecinin pozitif meyvelerinin alınacağı bir döneme girileceğini belirterek, şunları ifade etti:
“Esas konu yeni ekonomi program bu değişimi ortaya koyacak, dengelenme, disiplin ve değişim dediğimiz. Bir dengelenme sürecini başlattık, çok disiplinli şekilde bunu uyguluyoruz ve bu sürecin sonunda 3 yıllık süreçte bir değişimi Türkiye ortaya koyacak. Seçimden sonra dediğimiz konu özellikle büyümeden enflasyona kadar, finansmandan, bankacılığa kadar tüm bu alanların tamamında alt kırımların tamamını birer birer… Bunların bir kısmı yönetmelik olacak, bir kısmı düzenleme olacak, bir kısmı kararname olacak, bir kısmı yasal düzenleme diyeceğimiz, uygulama noktasında diyeceğimiz birçok alt kalemlerde bir lansman niteliğinde zannediyorum, 8 Nisan haftasına yetiştirebilirsek genel bir çerçeveyi aslında o hafta açıklamayı düşünüyoruz.”
Albayrak, birçok alanda önemli yol haritası ortaya koyacaklarını, vakit kaybetmeden ekonomiyi daha ileriye taşıyacaklarını belirtti.
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, seçimden sonra hal yasasının Meclis’e sevk edilmesinin ardından ortaya konulacak uygulamalarla sebze meyve fiyatlarının düşeceğini bildirdi.
Türkiye’nin yeni yönetim sistemiyle, başta ekonomi olmak üzere bütün alanlarda bir üst lige çıkacak değişim ortaya koymasının lazım olduğunu söyleyen Albayrak, şunları söyledi:
“Ekonomideki tüm bu bakış açısı, işte finans piyasalarında başladı. Dünya bu kadar zor döneme girerken Türkiye olarak biz eski kodlarla okuyamayız hiçbir resmi. Muhataplarımızı, rekabet ettiğimiz ülkeleri, fırsatları, tehditleri, tüm bu jeopolitik anlamda, küresel anlamda yaşanan süreçleri böyle okuyamayız artık. Türkiye’nin altyapısı çok güçlü. Türkiye ne derseniz deyin… Türkiye için benim ümitli, umutlu çok rahat ve özgüvenli bakmamın en büyük sebebi fiziksel dediğimiz iletişim, ulaşım, altyapı olarak dünyadaki en güçlü ülkelerden birisi. İnsan kaynağı altyapısı olarak çok güçlü. Toplumsal bilinç, şuur, farkındalık, resmi okuma, adapte olma bu anlamda çok güçlü.”
Türkiye’nin 2023’ü hedeflediğini işaret eden Berat Albayrak, “Çok kutsal bir tarih. Halkın, milletin sistemi 100 yıl önce bu ülkeye bağışlanmış, 100’üncü yılını kutlayacağız. O zaman Türkiye 100’üncü yılında bir üst lige çıkacaksa ekonomik anlamda da bu refleksi gösterecek tüm bu adımları atarak hazır olmak zorunda. Dünyada çarpışmalara doğru hızla gittiğimiz bir iklim var, o çarpışmalar ciddi fırsatları da beraberinde getiriyor.” dedi.
“Para ve maliye politikası eş güdümlü bir şekilde normalleşecek”
Piyasanın genelinde ciddi bir toparlanma gözlemlediğini ifade eden Albayrak, bunu piyasa faizlerinden, reel sektör güven endeksinden, reel sektörün gelecek ay beklentilerinden gördüklerini ifade etti.
Trendin çok daha olumlu ve pozitif gideceği yönünde genel bir mutabakat olduğuna dikkati çeken Albayrak, “Merkez Bankası’nın da özellikle bu noktada katkıda bulunmak için Türkiye’de para politikasına yönelik bir bakış açısı var. Benim gözlemlediğim bunu başarılı bir şekilde uygulamaya devam ediyorlar.” ifadesini kullandı.
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, attıkları ve atacakları adımlarla birlikte sürecin çok daha hızlı pozitif yönde gelişeceğini dile getirerek, ekonominin daha hızlı sürece adapte olmasıyla maliyetlerin, faizlerin Merkez Bankasından bağımsız bir şekilde çok daha hızlı iyileşeceğini öngördüğünü, bireysel, tüketici ve konut kredilerinde bunu gördüklerini belirtti.
Para ve maliye politikasının eş güdümlü bir şekilde normalleşeceğini düşündüğünü ifade eden Albayrak, “Merkez Bankası herhalde kendine göre adımlarını en doğru bir şekilde atacaktır.” dedi.
Bankacılıkta yeni adım sinyali
Albayrak, bazı bankaların sermayelerini güçlendirilmesi ile ilgili adımlar atılmaya devam edildiğini, seçimden sonra da bunun devam edeceğini ifade ederek, yapılandırma, konkordato süreçleri, sınıflandırma süreçleri üzerindeki çalışmalarının devam ettiğini vurguladı.
Bankalarla birlikte firma süreçlerini çok yakından müşahede ettiklerini dile getiren Berat Albayrak, “Özellikle kredilerin, hassas bir şekilde takip edilmesi gereken sektörler başta olmak üzere daha olumlu seyredeceğini göreceğiz. Bizim bir iki uygulamamız olacak, aslında bitirdik, bankaların yapılandırmaları ve sınıflandırmaları ile ilgili kredi portföyleriyle ilgili hususta belirli bir noktaya geldik, bankalarımızın çoğu ile mutabakata vardık. Bu noktada da atacağımız adımlarla oluşabilecek risklere karşı bile potansiyel kırılganlık alanlarını çok daha güçlendirmeye yönelik önemli kararlar aldık, neticeleri görüyor olacağız. Bankacılık sektörü açısından ben çok rahat bir konfor alanına sahip olduğumuzu düşünüyorum.” diye konuştu.
“Rekabetçi bir vergi sistemi ekonomi için hayati öneme sahip”
Albayrak, bütçe gerçekleşmeleri ve hedeflerine ilişkin bir soru üzerine, ilk iki ayda hedeften şaşmanın çok fazla olmadığına dikkati çekerek, Merkez Bankası gelirleri hak ediş ödemelerinin öne alındığını, bunun iktisadi faaliyetin normalleşmesinin hızlandırması açısından çok doğru bir hareket olduğunu kaydetti.
Bu yıl bütçesi açısından gelir kalemleri ve tasarruf noktasında konforlu alanları olduğunu ifade eden Albayrak, turizm, üretim, istihdam primleri vergi gelirleri noktasından da çok daha pozitif katkılar geleceğini bildirdi.
Bakan Albayrak, bütçenin 2019’da taahhütlerin yerine getirilmesi, hedeflerin tutturulması açısından rahat bir alan olduğunu dile getirdi.
Vergi reformu çalışmaları hakkında da bilgi veren Albayrak, “Rekabetçi bir vergi sisteminin ekonomi için çok hayati öneme sahip bir alan olduğunu düşünüyorum. Vergi gelirlerindeki artışın vergi oranlarını artırarak değil, optimize edilerek yapılması gerektiğini düşünen insanlardan biriyim. Bunun çalışmaları bir noktaya geldi. Zannediyorum, mayısa kadar genel bir çerçeve oluşur.” ifadelerini kullandı.
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, vergi reformunda mükellef odaklı yaklaşımı benimsediklerini dile getirerek, “Müşteri memnuniyeti diye bir şey var. Yazdan önce bu vergi reformunu bir noktaya getirmeyi amaçlıyoruz.” dedi.