Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, Galataport’un İstanbul’un ve Türkiye’nin en büyük cruise alanlarından biri olacağını belirterek, 2020’nin mart ayında açılacağını söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Ortalama 4 bin yolcudan 500 gemi geldiğini hesapladığımızda 2 milyon turist yapar. Bizim hedefimiz bir milyondu. Tabii siz o 2 milyon yolcuyu sadece 2 milyon olarak görmeyin. 2 milyon kişi her yıl 2 milyon kişiyi daha reklam ve konaklama için size getirecektir.” dedi.
Galataport Projesi’nin yapıldığı alanda incelemelerde bulunan Bakan Ersoy, incelemenin ardından basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Galataport’un İstanbul’un ve Türkiye’nin en büyük cruise alanlarından biri olacağını belirterek, 2020’nin mart ayında açılacağına işaret etti.
Ersoy, projenin tamamının 2020’nin sonunda açılacağını aktararak, Karaköy Limanı’na aynı anda 3 büyük gemi yanaşabildiğini ve şimdiden ileriye dönük cruise rezervasyonlarında artış görülmeye başladığını söyledi.
Cruise gemilerinde diğer turist rezervasyonlarına göre çok daha erken tatil planlarının yapıldığına işaret eden Ersoy, “2020’den itibaren bizim ciddi şekilde Karaköy Limanı’na ihtiyacımız var.” diye konuştu.
Bakan Ersoy, Galataport projesine “cruise limanı” demenin haksızlık olacağını kaydederek, şu bilgileri verdi:
“Galataport aslında tam bir turizm kompleksi. İstanbul’un da çok ihtiyacı olan bir kompleks. Bizim hedefimiz, turist başına elde ettiğimiz kişi başı gecelik geliri artırmak ve turistin konaklama dışı harcamalarını artıran projelere öncelik verip desteklemek. Bu bakımdan da çok faydalı bir proje. Buraya gelen insanlar, limanı hub port (ana liman) olarak da kullanacakları için İstanbul’da da çok ciddi harcama yapacak. Keyifle harcayabilecekleri ortamlar da projede yaratılmış. Bu da önemli. Çünkü sizin cebinizde para vardır ama harcayabileceğiniz keyifli bir ortam yoksa o parayı harcamadan gemiye geçersiniz. Gemiler için de çok cazip olmuş. Hem gemi personelinin hem de turistin para harcaması için gerekli olanaklar yaratılmış. Daha da güzelleştirilerek cruise dışına da çıkılmış.”
Gemi yokken liman halka açılacak
Gemilerin olmadığı dönemde, açılıp kapanan duvar sistemi sayesinde limanın halka açık olacağının altını çizen Ersoy, dünyaya örnek olan projenin 2021 itibariyle tam kapasiteli şekilde hizmete gireceğini kaydetti.
Mehmet Nuri Ersoy, kriz öncesinde İstanbul’a yaklaşık 360 geminin yanaştığına vurgu yaparak, “Bu kapasite şimdi 560’a kadar çıkıyor yanılmıyorsam. Çok ciddi bir artış olacak. Sadece cruise diye bakmayın. Proje oluşturmanın bir avantajı vardır. Çok da güzel bir tanıtım aracıdır. Belki ziyaretçi bir ya da iki gün kalır ama bunun etkisi, kendi ülkesine gittiğinde çok daha fazla oluyor. Kendisi ya da akrabaları bir dahaki sefer İstanbul’a daha uzun kalıcı olarak gelir. Çok büyük bir tanıtım değeri var cruise limanının. Alışveriş anlamında da önemi var. Turizmi sadece konaklama tesisi olarak düşünmeyin. Tüm halkın, taksicinin, esnafın, lokantacının para kazanması gerekiyor. Bu değerler kapsamında baktığınızda, cruise’un hayati önemi var.” ifadelerini kullandı.
Limanın çok iyi bir hizmet verirse diğer cruise gemilerin de hedef destinasyonu haline geleceğini sözlerine ekleyen Ersoy, şöyle konuştu:
“Biz İstanbul’a sadece İstanbul olarak bakmıyoruz. Eğer siz İstanbul’u varış noktası olarak popüler bir hale getirip kuvvetlendirirseniz, özellikle İzmir, Bodrum, Kuşadası limanlarının da kapasitesini yüzde yüze çıkarmış olursunuz. Çünkü direkt gelmiyor gemiler. Bir ara varış noktası olarak bu tarz limanları kullanıyorlar. Hatta bir avantajı da İstanbul’a gelen gemilerin bazıları Karadeniz’e de açılabilir. Karadeniz’deki limanlara da tekrar gemi potansiyeli yaratma şansı olabilir. İstanbul bizim için hayati anlamda bir cruise limanı.”
“Havalimanı limanı, liman da havalimanını destekleyecek”
Ersoy, limanın havacılık için de önemine değinerek, “İstanbul Havalimanı açıldıktan sonra İstanbul’un slot sayısında bir kısıtlama kalmadı. Artık dünyanın her yerinden uçuşlar planlanabiliyor. Yeni havalimanı dünyanın en çok noktasına direkt sefer yapılan havalimanı olma özelliğine sahip. İkisi birbirini destekleyecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Galataport projesinin hizmete girmesinin ardından Türkiye’ye gelecek ziyaretçi sayılarının artacağının altını çizen Ersoy, şunları kaydetti:
“Ortalama 4 bin yolcudan 500 gemi geldiğini hesapladığımızda 2 milyon turist yapar. Bizim hedefimiz bir milyondu. Tabii siz o 2 milyon yolcuyu sadece 2 milyon olarak görmeyin. 2 milyon kişi her yıl 2 milyon kişiyi daha reklam ve konaklama için size getirecektir. Bir de bu 2 milyonun yanında en az 500 bin personel var. Personeli biz turist olarak görmüyoruz ama onlar da çok ciddi harcaması olan bir kitledir. Bunu böyle düşünmeniz lazım. Yani o 2 milyon kendiliğinden 2 buçuk milyona çıkmış oluyor.”
“Hedefimiz kaçak yapılaşmanın sebeplerini ortadan kaldırmak”
Mehmet Nuri Ersoy, TBMM’de görüşülecek olan “Kapadokya Alan Başkanlığı” kurulmasına ilişkin kanun teklifine de değinerek, şöyle devam etti:
“Kapadokya’da kaçak yapılaşmayla alakalı ciddi sorunlar vardı. Aylar önce müdahale edeceğimizi söylemiştik ve müdahale etmeye başladık. Orada yıkımlar da başladı ama bizim hedefimiz yıkmak değil. Öncelikli hedefimiz kaçak yapılaşmanın sebeplerini ortadan kaldırmak. Bu bağlamda hazırlanmış bir yasa tasarısı. Ne yapılıyor alan başkanlığı sistemi ile? Kapadokya’da plan yapma, ruhsat ve iskan verme yetkisi, belediye, Orman Bakanlığı, Çevre Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda var. Bütün bu yetkiler bazı yerlerde çakışıyor. Ruhsat ve izin almak maalesef bazen 8 yıla kadar çıkan süreçler gerekiyor. İşte biz bu süreçleri kısaltabilmek, normal haline getirebilmek için alan başkanlığı sistemini geliştirdik. Bu sistemle yetkiler tek bir başkanlıkta, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yönetilecek bir alan başkanlığı sisteminde toplanacak. Böylelikle 8 yıl süren bir izin süreci birkaç ay içinde halledilmiş olacak. Plan yapma yetkileri tek elde toplanacak ama bunu yapan kurulun içinde Çevre ve Orman Bakanlıklarımızın yetkilileri de olacak. Bu planlar belediyeler ve yerel otoritelerin de görüşü alınarak yapılacak. Burada amaç, süreci kısaltmak ve doğru planlamayı yerel halkla birlikte yaparak, Kapadokya ve çevresine uygun mimari projelerin, kaçak yapıların önüne geçilecek şekilde yapılması.”
Alan başkanlığı sisteminin katkılarına dikkati çeken Ersoy, “Her şeyden önce korumuş olursunuz. Koruma ve kullanma dengesinde bir plan yapacağınız için o güzelliklerin geleceğe miras kalmasını sağlamış olursunuz. İnsanları da kaçağa teşvik etmemiş olursunuz. Çünkü süreç uzadığı zaman bir bakıyorsunuz kaçak yapılaşma bölgenin rutini haline geliyor. Rutin bir işlemmiş gibi herkes tarafından yapılıyor. Sonrasında yıkmak da sıkıntı. Yıkımında insanlar da zarar görüyor. Şimdi biz bu yasayla birlikte önlerindeki gerekçeleri kaldırmış oluyoruz. Hem bölgeye yakışan bir planlama yapmış olacağız hem de insanlar izin alarak imar planına uygun bir şekilde yapılarını yapacaklar. Kaçak yapılaşmaya da hiçbir şekilde izin vermeyeceğiz.”
Bakan Ersoy’a Galataport Liman İşletmeciliği Yatırımları AŞ. Genel Müdürü Erdem Tavas, Liman İşletme Genel Müdür Yardımcısı Figen Ayan, Doğuş Holding CEO’su Hüsnü Akhan ve Bilgili Holding Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Bilgili Galataport projesine ilişkin bilgi verdi.
Proje hakkında
Karaköy’de yaklaşık 200 yıldır erişime kapalı olan Karaköy sahil şeridinde inşa edilen Galataport, kültür-sanat merkezleri, dünya standartlarında bir kruvaziyer terminali, otel, farklı çeşitli markalar, kafeler, restoranlar, ofis alanlarının yer alacağı bir alan olarak planlandı.
Yeni terminal, dünyada ilk kez uygulanacak bir proje ile zemin altında kurgulanırken, kruvaziyer gemilerinin ihtiyacı doğrultusunda yapılan planlamayla İstanbul’un gemi turizm potansiyeline ciddi bir katkıda bulunması bekleniyor.
Terminale, yüksek sayıda yolcuya uygun pasaport kontuarı, check-in alanları ve bekleme salonları eklenerek, dünyanın en büyük gemilerine hizmet verebilecek kapasiteye ve ana liman fonksiyonuna sahip bir liman inşa ediliyor.