Kocaeli’de, yüzde 100 Türk mühendislerle Ar-Ge ve inovasyonları yapılarak otomotiv üretim hatları için sanal devreye alma simülasyonuyla Türkiye’deki ilk robotik hücre geliştirildi.
Kocaeli’de robotik sistemler alanında çalışan elektrik mühendisi Haluk Özcan, Türk mühendislerle otomotiv üretim hatları için sanal devreye alma simülasyonuyla (gerçek zamanlı simülasyon) Türkiye’deki ilk robotik hücreyi yaptı.
Gölcük ilçesinde 4 bin metrekare kapalı alanda 25’i Ar-Ge mühendisi olmak üzere 110 kişinin istihdam edildiği fabrika, Jaguar, Volvo ve Ford gibi ünlü otomobil markalarının robotik üretim hatlarını kuruyor.
İngiltere ve Almanya’da da ofisler açarak Avrupa’daki otomobil üreten markalara hizmet sunan fabrika, Türk mühendislerince geliştirilen yazılımların ihracatını gerçekleştiriyor.
Otomotiv üretim hatları için sanal devreye alma simülasyonuyla Türkiye’deki ilk robotik hücreyi (robotun bulunduğu alan) geliştiren şirket, maliyeti ve kalitesiyle öne çıkan robotik hücreyle ilgili ilk anlaşmayı dünyaca ünlü bir otomobil üreticisiyle yaptı.
Robo Genel Müdürü Haluk Özcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra 2006’da şirketi kurduğunu söyledi.
Girişimci bir yönü olduğu için üniversiteden mezun olduktan sonra 24 yaşındayken şirketini kurduğunu anlatan Özcan, Ar-Ge’si, inovasyonu ve üretimiyle robotik üretim hatları kurmak amacıyla çalışmalara 2006’da başladığını kaydetti.
Özcan, otomotiv sektörünün dünya ve Türkiye’de büyümeye devam ettiğini dile getirerek, “Otomotiv sektörü alanında dünyada 54 markayla 14 firma var. Dünyadaki bir numaralı ekonomi kalemi de otomotiv hala, akıllı telefonlar değil. 2 trilyon dolar tutarındaki işlem hacmiyle otomotiv hala en önemli ekonomik alan. Bizi ilgilendiren kısmı, her yıl bu otomotivciler, yan sanayisiyle beraber 30-40 milyar dolarlık üretim hattına yatırım yapıyor. Biz de Robo olarak Türkiye ve Avrupa’daki yatırımlardan pay alıyoruz.” diye konuştu.
“Türk firmaları Avrupa’da üretim hatları kurabilecek kapasitede”
Avrupa, ABD ve Japonya’da otomasyon alanında hatlar kuran büyük firmalar bulunduğunu aktaran Özcan, dünyada bu firmalarla rekabet ettiklerini bildirdi.
Özcan, yurt dışında projeler aldıklarını ancak vize ve çalışma izni alma konusunda sıkıntılar yaşadıklarını dile getirerek, Türk firmalarının kesinlikle Avrupa’ya gidip üretim hatları kurabilecek teknik kapasitede olduğunu kaydetti.
Türk mühendisleriyle otomotiv üretim hattı geliştirdiklerini vurgulayan Özcan, şöyle konuştu:
“Bu hat araçların alt gövdesini yapıyor. Burada Türkiye’de ilk defa uyguladığımız bir yazılım var. Buna sanal devreye alma deniyor. Normalde tasarımlarını 3 boyutlu yapıyoruz, yazılımları ve simülasyonu yapıyoruz. Simülasyonları imalat aşamasına geçmeden önce ofis ortamında müşterimizle çayımızı içerken sanal gözlüklerimizi takarak yapıyoruz. Sanal devreye alma sanki sahada devreye alır gibi olduğu için sahaya geçiş aşamasında sorun yaşamıyoruz. Otomotiv projeleri streslidir. Dakikada bir veya 80 saniyede bir araç üretilir. O yüzden o hattı 10 dakika bile durdurma stresine girmek sorumluluk gerektirir. Bu yüzden sanal devreye almada kullandığımız yazılımlarla beraber bu stresi azalttık, müşteriyi rahatlattık, kaliteyi artırdık ve planlamayı daha düzenli hale getirdik.”
Özcan, bu sistemin mühendislik tarafının tamamen kendileri tarafından yapıldığına işaret etti.
Kurdukları sistemde müşterinin kendilerine sadece üretim hızı ve operatör sayısını söylediğini anlatan Özcan, “Buna göre tasarımları yapıyoruz. Sanal devreye alma yazılımı kullanarak masa başında imalata geçmeden önce bütün simülasyonları tamamlıyoruz. Türkiye’de ilk yapan firma biziz, Avrupa’da 2-3 firma var. Bunlara rakip olduk, Avrupa’da fuarlara katılıp teknolojimizi gösterip oradaki üretim hatlarından da pay almak istiyoruz. İhracatımızı da geliştirmek, yüzde 20-25’lerde olan ihracatımızı 2 yıl içinde yüzde 50’lere kadar çıkarmak istiyoruz. Bu ihracat katma değeri yüksek bir ihracat.” ifadesini kullandı.
“Geliştirilen ürünlerdeki malzemelerin de yerli üretilmesi lazım”
Endüstri 4.0’ı ülke olarak iyi anlamak gerektiğine değinen Özcan, üretim hatlarının modernize edilmesinde, işlemlerin ithal edilen ürünlerle yapılmak zorunda kalındığını kaydetti.
Haluk Özcan, Türkiye’deki endüstri 4.0 dönüşümünün teknoparkların 5-10 yıllık hedeflerle çalıştırılarak, kendileri gibi firmaların geliştirdiği mühendislik ürünlerinde kullanılan malzemeleri yerlileştirmesi gerektiğini dile getirerek, teknopark ve Ar-Ge merkezlerinin sektörel bazlı çalıştırılmasının öneminden bahsetti.
Ar-Ge merkezi olmak için gerekli başvuruları yaptıklarını anlatan Özcan, Türk mühendisleriyle daha çok yazılım geliştirmek istediklerini vurguladı.