Anne baba ve eğitimciler on defa bu soruyu kendinize sorunuz.
ÇALIŞAN, HER ZAMAN KAZANIR MI?
Öğrenciye; evde, okulda, işte, aklınıza gelen her yerde, BÜYÜKLERİMİZ: “Çalışın, kazanırsınız” derler..
Ne kadar çok çalışırsanız çalışın, LGS, YKS, KPSS ve diğer benzeri sınavları aşmanız, hiç de söylendiği kadar kolay olmuyor.
NEDEN Mİ?
Çünkü bu sınavlar 20-30 bin kişiyi memnun ederken yüz binlerce kişiyi mutsuz ediyor!..
Liseye Giriş Sınavın da (LGS ), tek yanlışı olan istediği özel okul veya nitelikli bir okula girebiliyor mu?
HAYIR!
Üniversite (YKS)sınavın da, 2.5 milyon aday yarışıyor, 50 bini seviniyor, üniversiteyi bitirip de iş bulanı, ara ki bulasınız!
KPSS’de dereceye girseniz bile mülakatta eleniyorsunuz.
TUS’a giren doktorlar, tıp fakültesini seçtiklerine bin pişman, DGS’ye girenler derin hayal kırıklığı içerisinde…
HEPSİ; takviye almadan sınav kazanması hayal ötesi!..
Birileri hâlâ “Çalışan kazanır” dese de bugünkü sistemin tek kazananı, sınav sektörüdür.
Çocuklar çocukluğunu, gençler gençliğini yaşayamadığı gibi, aileleri de maddi ve manevi yönden çökertiyorlar…
İlerlemiş ülkeler de olduğu gibi çocuklarımızı ilköğretimden başlayarak, doğru yönlendirme yaparsak, hiçbir sınava bu kadar yoğun katılım olmaz.
Sınavlar da sorulan, zor soru, iyi soru mu? HAYIR!
Bu yıl, Milli Eğitim Bakanlığı, LGS’ye yönelik örnek sorular yayımladı.
Zor mu, zor!
Çözenler çıkmayacak mı? Elbette çıkacak ama ne pahasına!
Çocuklara çocukluğunu, gençlere gençliğini yaşatmayan her sınav, işlevi ne olursa olsun “kötü” bir sınavdır!..
Sınavların her şeyden önce verilen eğitime ve ölçme değerlendirme tekniklerine uygun ve paralel olması gerekir.
Maalesef, okuldaki eğitim ile sınavlar arasında hiçbir paralellik olmadığı gibi, yapılan sınavlar arasında da bir paralellik yok.
Ayrıca, soru kökü, süresi ve seçeneklere kadar da ölçme değerlendirme tekniklerine uygunluğu tartışılır.
Yapılan tüm araştırmalar, takviye eğitim alan öğrencilerin bu sınavlarda daha başarılı olduğu yönünde.
Tabi ki, bu tür sınavlar da öğrenciyi elemek için; çeldirici gibi, seçici soruların da olması gerekiyor ama zorluk dereceleri, öğrencilerin ve verilen eğitimin boyutlarını aşmamalı. Yoksa ortaya başka sorunlar çıkar.
Hangi sınavı nasıl yaparsanız yapın, bu yarışın sonunda yüzde 90 halk mutsuz olacak!
Bu nedenle, sınava dayalı eğitim sisteminden artık vazgeçmemiz gerekiyor!
Ülkemiz de, dershanelerden sonra KURS MERKEZLERİ her yer de, sınav sektörünü körükleyecek!..