Upuzun yıllardır basınla teşrik-i mesaisi gönderdikleri basın bültenlerinden ileriye gitmeyen Bursa Ticaret Borsası Başkanı Özer Matlı’nın davetine icabet ettik ve söylediklerini dinledik.
Son söylediğini en baştan yazalım. Siyasi bir hedefi olmadığını, konuşulduğu gibi de BTSO’ya aday olmayacağını “Ben tarımcıyım, sanayici değilim” diyerek açık açık ifade etti. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu üyesi olduğunu, bunun üzerinde de bir yerde gözü olmadığını, zaten amaçladığı en yüksek yere eriştiğini dile getirdi.
Elbette ki medyaya şimdiye kadar neden bu kadar uzak olduğu ve neden şimdi bu iletişimleri sağlamaya çalıştığı konularında merakımıza yenik düştük. Kurumun çok ciddi ödenekler yaptığını, ancak fiziki açıdan yeri çok müsait olmadığından, sivil mimari açısından örnek yeni bir yer sahibi olana kadar, kendi fiziki güçlerini ortaya çıkarana kadar beklemek zorunda olduklarını söyledi Matlı.
4,1 Milyar Lira işlem hacmi olan Borsanın göreve geldiklerini 500 civarında üyesi varken bugün bu sayının bin 50’ye çıktığını, hedefin 5 bin üye olduğunu altını çizdi. Yaptıklarını ve yapamadıklarını anlattı. Uludağ Üniversitesinin hastane kısmını önemsediklerini, kuruma organ nakil aracı, Tarım İl Müdürlüğüne de denetleme aracı temin ettiklerini söyledi. Büyükşehir Belediyesi ile yapmak istedikleri ve Badırga’da kurmayı planladıkları et ve canlı hayvan borsası projesini tamamlayamamaktan duyduğu üzüntü açıktı, bir çok bakan değişince başaramadıklarının altını çizdi.
Matlı, son dönem üzerinde çalıştıkları Türkiye’de Lisanlı Depoculuğu kurma girişimlerini, alıcıya ve satıcıya sağlayacağı avantajı anlattı. TURİB adını taşıyan bu proje İstanbul Menkul Kıymetler Borsası gibi çalışacak. Üretici ürününü getirdiğinde sıfır stopajla alım yapılacak. 30 tona kadar gönderimlerde 750 Lira nakliye desteği sağlanacak. Bu sayede yine üretici Lisanslı Depo olduğundan ürünü Ziraat Bankasına teminat göstererek sıfır faizli 9 ay kadar geri ödemeli kredi desteği alabilecek. Özer Matlı İslami finansın da işin içine gireceğini, ihracatı da artıracağını belirtti.
Bir Bursalı olarak şehrimizin hangi konuda marka konumlanması yapması gerektiği konusunda kafası karışık olduğunu hep ifade ettim. Çok şey yapmaya çalışırken hiçbir şey yapamamak gibi bir durum yaşıyoruz sanki.
Özer Matlı tarafından aslında en çok da bu konuya dikkat çekmek için davet edilmiştik sanki…
Şehrin dinamiklerinin artık şapkayı önüne koyma zamanı dedi. Her dinamiğin kendini kurtarmak için hareket ettiğini, kentle barışamadığını, ortak hareket edemediğini uzun uzun anlattı. Sanayici Vali beye gidip bir sanayi bölgesi daha istiyor, biz gidip tarım alanı diyoruz, diğeri başka bir şey istiyor dedi Matlı. Ortak bir taleple ve akılla hareket edilse eminiz ki Bursa çok daha iyi yerlerde olacak.
Bursa’da en büyük eksiğin şehrin kültürünün oturmadığını dile getirdi. TOBB’nde bölge sorumlusu olduğu halde Bursa’nın ondan yeterince faydalanmadığını da üstüne basa basa söyledi.
Genel olarak şehrin idarecilerinden şikayet eden bu görüşmenin sonucunda “Yol yanlış gidiyor, beni doğruluğuna ikna edin” sözünün bir isyan cümlesi olduğu ortada.
Bekleyip görelim,şehrin dinamikleri Bursa Ticaret Borsasının bu çıkışına nasıl tepki verecek…
