Ne yalan söyleyeyim Hayri Türkyılmaz’la ilgili içimden tek satır yazmak gelmiyor, o kadar çok yazdık ki artık benim de neredeyse adından sıtkım sıyrıldı. Amma ve lakin kendisi dönüp dolaşıp gündemimize oturmaya devam ediyor, sosyal belediyecilik anlayışını da eline yüzüne bulaştıran bir belediye yönetimi olarak yazık ki hep kendi istekleriyle gündeme gelmeye devam ediyorlar.
Geçenlerde biliyorsunuz Roman bir aileyi oturdukları barakadan dışarı attı bizim Bay Hayri… MHP Mudanya Grup Sözcüsü ve Meclis üyesi Bülent Erden aileye sahip çıktı. Yedirdi içirdi, bir otele ardından da bir kiralık eve yerleştirdiler.
Bay Hayri’nin antisosyal ve dahi faşizan bu yaklaşımını temizleme görevini Hüseyin Akkuş üzerine aldı, aynı gün konuyu gündeme getiren gazeteci arkadaşımız Alpaslan Yıldız’ı arayarak ailenin bir yıllık kira giderini üstleneceklerini bildirdi. Üzerinden 20 gün geçmesine rağmen öğrendik ki bu konu rafa kalkmış…
Ve yine cabbar solcu, yılmaz, yıkılmaz Akkuş savunucusu gazeteci arkadaşımız Özlem Yağmur devreye girerek bize sosyal medyada yaptığımız paylaşımın altına yorumla CHP adına cevap verdi. Nerede bu partinin basın danışmanı allasen…?
Sonrasında Özlem’le telefonda da konuştuk. Ev sahibinin kiracıyı Roman vatandaşı olduğu için istemediğini, CHP kirayı hesaplarına çıkarmak istediği halde kabul etmediğini anlattı. Bu nasıl bir ırkçılıktır ya Rab? Mudanya Belediyesi basın danışmanı Rabia Deniz Bay Hayri’nin evinden attığı ikinci kişiye torbacı dedi, üstelik ilk aileymiş gibi hem de adamın sabıkasının olmadığını bile bile algı yaratmaya çalıştı. Ev sahibi Roman diye bu aileyi istemiyor sözde…
Bülent Erden beyden de hemen arkasından yanıt geldi ki; ev sahibinin sözleşmeyi bahse konu ailenin annesi ile yaptığını, birebir görüştüğünü ve saire anlattı.
CHP’nin yönettiği belediyeler için kesin talimat olarak yayınladığı 7 ilkesinden üçüncü ve dördüncü maddeler aynen şöyle:
3 – Fakir mahallelere pozitif ayrımcılık yapınız. Yatırımlarınızda bu mahallelere öncelik veriniz… Hizmet programınızda özellikle engelli – dezavantajlı gruplar ve kadınlar lehine irade ortaya koyunuz…
4 – Yoksullara yardım yaparken insan onurunu koruyunuz, ailenin ya da kişinin yoksulluğunu asla teşhir etmeyiniz. Yani halkçılığın temel ilkelerinden olan “sağ elin verdiğini sol el görmeyecek” anlayışına uygun davranınız…
Bay Hayri’den bu özellikleri ummanın Neptün’de tatile gitmek gibi absürt ve anlamsız olduğunu biliyoruz da koskoca CHP’nin il başkanından beklentimiz biraz daha farklıydı.
Açıkçası konuyu ilk duyduğumda çok sevinmiş, CHP kendi belediyesinin yaptığı bir yanlışı düzeltecek diye ümitlenmiştim. Ama nafile…
Sayın Akkuş, aile halen aynı evde oturuyor, siz ev sahibinin aramasını beklemeyeceksiniz, ya siz arayacaksınız yada yanınızda taşıdığınız yardımcı arkadaşlara aratacaksınız, olmadı göndereceksiniz. Ha aileyi sırf Roman oldukları için o ev sahibi orada istemiyor mu o zaman başka bir ev bulacak, bu ırkçıdan o mağdur aileyi kurtaracaksınız. Daha da olmadı, vaat ettiğiniz o parayı aile babasına tutanak karşılığı tanık imzalarıyla teslim edecek, ne halin varsa gör diyeceksiniz. Sizin üzerinize vazife değil, adamın parayı nereye harcayacağı… Siz sadece verdiğiniz sözü yerine getirin, Belediye başkanınızın yaptığı ayıbı temizleyin yeter…
Bu kadar basit bir olayı krize dönüştüren bir yönetim istiyor mu hala CHP’liler, yeminle meraktayım…
Kılıçdaroğlu’nun istemediğini çok iyi biliyorum sadece…
Şu konu kesin ki;
Kılıçdaroğlu; Mustafa Bozbey’le kavga etmeyecek, toparlayıcı, bütünleştirici bir il başkanı istiyor. Zira ilk yerel seçimlerde Büyükşehri kıl payı kaçıran Bozbey Kılıçdaroğlu’nun gözde adayı olarak meydanlara çıkacak.
Bozbey’in Bursa’yı alamamasının ana birkaç sebebi var.
Nilüfer’i istiyordu, Büyükşehir için sahaya geç indi. Ki Akkuş da Nilüfer’i istiyordu, biliyorsunuz.
Hiçbir lansmanda CHP logosunu kullanmadı, Bursa’nın Mustafa’sı sloganıyla kendini ön plana çıkarmaya çalıştı.
Osmangazi’nin adayı Erkan Aydın’la kavga etti, CHP seçimde Osmangazi’de neredeyse yoktu.
Akkuş genel merkezden gelen tanıtım için ayrılan bütçenin sadece küçük bir kısmını Bozbey’e verdi, o da çok geç gerçekleşti.
Tüm bunlara bakınca Kılıçdaroğlu’nun hassassiyet konusu Bozbey il kongresinde önemli bir etken olur ki, bu da Akkuş’un İl Başkanlığına vedası demektir.
DEPREME BURSA’DAN YARDIM ELİ…
Çok ürkütücü olsa da deprem gerçeğine alışmamız ve onunla yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Tüm belediye başkanlarından rica ediyorum ki depreme dayanaksız konutlarla ilgili tam bir tarama yapsınlar ve artık çürük binalar yüzünden kimse ölmesin…
Her doğal afette görüyoruz ki biz kocaman bir aileyiz. Elazığ ve Malatya ile birlikte ağladık, içimiz yandı. Ama kriz yönetmeyi artık çok iyi beceren, anında müdahale ile yaralıların, kurtarılmayı bekleyenlerin, evsiz kalanların yanında olan bir devletimiz var. Çok iyi koordine olabiliyoruz ki bu çok sevindirici.
Bursa’dan da deyim yerindeyse yardımlar sel oldu, Elazığ ve Malatya’ya aktı. Başta Bursa Büyükşehir Belediyesi, BTSO, birçok ilçe belediyesi yardım tırları ile destek oldular. Bursa’nın marka isimleri Hüseyin Özdilek 1 Milyon tl ve Faik Çelik 500 bin tl ile Afad’a yardımda bulundular. Bursalı olmanın gururunu ve ayrıcalığını yaşattılar bize, sağ olsunlar… Allah tüm yardımseverlere daha fazlasını versin…
Milletimiz başı sağ olsun, afetlerden korunmayı da bir an önce öğrenelim artık…
Mutlu kalın..