Kışı, baharı, yazı, zamanında güzel.
Toprak kokusu zamanında güzel.
Sebzesi, meyvesi, zamanında güzel.
Sevmek, sevilmek, kavuşmak zamanında güzel.
Gençlik güzel zamanında!
Sınav bile zamanında güzel, ders zamanında.
Yemek zamanında güzel, açlık zamanında..
Ne bir eksik, ne bir fazla
Ölüm bile tam zamanındadır!
***
Başkalarını bilmem ama bana göre, dünyanın en güzel mesleği öğrencilik. O da zamanında güzeldi..
Son zamanlara; gidin bir de onlara sorun, hemen hepsi, bitse de kurtulsak modunda.
Tek hedefleri var, o da diploma.
Ne gençliğin ne de öğrenciliğin keyfini yaşayabiliyorlar.
Diplomalarını alıp iş aramaya başladıklarında ise; hayatlarının en büyük şokuyla karşı karşıya kalıyorlar.
Diploma alınca her şeyi yapacaklarını, hemen iş bulacaklarını hayal ediyorlar.
*Devlete girebilmek için KPSS köleliğine başlıyorlar.
*1,2,3,4 Kez; KPSS’ye hazırlanıyor. “Bu kez olacak” diye kendine gaz veriyor ama işi çok zor.
*Yeterli 1 veya 2 yabancı dili yoksa; işleri daha da zor.
*Özel sektör, onları daha da zorluyor.
Sonunda; hayatı ve yapacaklarını ötelemeye başlıyorlar!..
Hemen her şeyi ötelemeye bayılırız.
Bugün git, yarın gel. Şimdi sırası mı?
Ona gelinceye kadar yapacak daha çok iş var diyerek ya da başka gerekçelerle, yapacaklarımızı ötelemeyi severiz.
Öğrenciyken ödevleri son dakikaya bırakır, sınavlara son akşam çalışırız.
Tatile gideceksek de rezervasyonlarımızı son dakikaya kadar yapmayıp, sonra da fiyatlar niye bu kadar pahalı diye kıyametler koparırız.
Elbette, her şeyin bir sırası var ama bugün ertelediğiniz her şeyi, yarın yerine koymamız ya da yaşamamız mümkün değil.
Örneğin, yeniden öğrencilik yıllarına ve o yaşlara geri dönemezsiniz!
Örneğin, yakınlarına hayattayken göstermediğiniz ilgiyi, sevgiyi, öldükten sonra yaşatamazsınız.
Örneğin, verdiğiniz oydan pişmanlık duyduğunuzda, 4 yıldan önce kararınızı sandığa yansıtamazsınız.
Yani bazı konular var ki, karar vermeden, ötelemeden, hayata geçirmeden önce defalarca düşünmek gerekir.
Yoksa, pişmanlıklar, kaçınılmazdır…
Unutmayalım!
Her şey zamanında güzeldir.