Virüs, şimdilik Avrupa’yı salladı.
Kuzey İtalya’nın en zengin ’Lombardiya’ bölgesini vurdu..
Bu bölgede, 20 bin euroluk çantayı, 10 bin euroluk ayakkabıyı ucuza maletmek için, Çinli işçi çalıştırılıyor, Çin kasabaları var, aileleriyle birlikte on binlerce Çinli işçi yaşıyor.
Bunlar yılbaşı tatili için ülkelerine gittiler, geri döndüler, gelirken bu virüsü beraberinde getirdiler..
Böylece, İtalya’nın ve hatta Avrupa’nın en zengin bölgelerinden biri olan Lombardiya’da salgın patladı.
Ne ilginçtir ki, güney İtalya’da, nispeten garibanların yaşadığı, hijyen sorununun yaşandığı Sicilya’da çıkması beklenirdi, Napoli’nin kırılması beklenirdi.
OLMADI.
Ne kadar çok; ’zengin, her şeye hakim’ olursan ol, fark etmez..
Kuantum fiziği, nanoteknoloji, genetik mühendislik, yapay zeka veya modern bilim dahi yeterli OLMADI.
Maalesef, topyekûn uygarlığımızın bir “virüs”lük canı varmış.
Bu küresel salgına dönüşen korona virüs hadisesi, toplumların birbirine olan bağımlılığını ağır maliyetle ortaya çıkarmakla kalmadı, uluslararası sistemde işbirliklerinin kapsam ve niteliğinin yenilenmesi gereğini de tekrar gündeme getirdi.
Covid19’un yayılması karşısında başlayan bu mücadele; tüm ülkelerde yönetimlerin kalitesini, yani devletlerin bağışıklık sistemini test aracına da dönüştü. Bir başka ifade ile virüse karşı önlem alma zamanlaması, tedbirlerin içeriği ve sağlık kurumlarının kapasitesinin, önümüzdeki dönemde pek çok ülkede hükümetlere karşı sorgulamaya dönüşeceğini öngörebiliriz.
Şurası kesin, bu salgın ile hayatımızdaki birçok şey sorgulanacak.
Eski Çin generalin bir savaş sanatı sözü:
“Başkasını ve kendini bilirsen, yüz kere savaşsan tehlikeye düşmezsin; başkasını bilmeyip kendini bilirsen bir kazanır bir kaybedersin; ne kendini ne de başkasını bilmezsen, her savaşta tehlikedesin. “ (SUN Zİ / Sun Tzu )
Halkımıza; korona virüse karşı hangi önlemlerin alındığı soruldu.
* 100 kişiden 58’i temizliğe dikkat ettiğini, 12 kişi kalabalıktan uzak durduğunu, 16 kişi maske taktığını, 14 kişi beslenmesine dikkat ettiğini, 12 kişi herhangi bir önlem almadığını belirtti. “Hiç tedbir almıyorum” diyen kesimin daha çok kırsalda yaşayan vatandaşlar olduğu belirtildi.
Önlemler artırıldı.
Bazı toplu yerler, belirli bir süre kapatıldı. Bankalar, 1 metre kuralına uymak için’ tek tek’ insanlarımızı kabul etmeye başladı. Ama dış kapıda ‘sırt sırta’ halkımız sıradalar.
Camilere belirli bir süre gelmeyin, denildi. Yine saflar tutuldu.
Güney Kore’yi örnek mi alsak!
Adamlar; saklamadılar, şeffaf davrandılar, virüs tespit edilen şehirleri derhal açıkladılar, hatta semt semt rakamları açıkladılar, bölgedeki vatandaşlarının daha dikkatli olmalarını sağladılar. Hatta; cep telefonuna GPS benzeri bir program yükleyip, kimliklerini açıklamadan, sadece “nokta” olarak işaretleyerek, canlı haritayla yayınlamaya başladılar. En iyi ve sağlıklı mücadeleyi verdiler.2015’den bu yana hazırlandılar ve herkese ücretsiz test yaptılar. Başardılar.
Bu günleri; uzmanların uyarılarını dikkate alarak el birliğiyle atlatacağız. İŞALLAH!!!
Onun için biraz sabır, sık sık suya ve sabuna dokunmamız gerek…
Aciz kalmayalım!