Sevgili arkadaşım İsmet Karaca..!
Yıllar var ki tanışırız, tanırız birbirimizi… Ben seni bilirim sen de beni… Sola dair türküleri senin mekanında, sol yumruğumuz havada, demokrasi için, eşitlik için, emek – sermaye çelişkisinin yok olması için, din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı olmaması için, istisnasız tüm insanlık için söylemişliğimiz vardır birlikte…
Özünü de bilirim, sen iyi bir adamsındır. Rakı içiyor olman seni kötü bir adam da yapmaz, keza (Ramazan hariç) ben de içerim, severim de o masada edilen düzgün sohbetleri, hepimizin içindeki gizli sosyoloğun ortaya çıkmasını…
Evet Ramazan ayındayız. Bu kutsal ay inançlı tüm insanlarda güzel, derin, dingin, iyilik dolu duygular oluşturuyor. Bu yıl biraz farklı yaşıyoruz elbette, biliyorsun Corona var. Hepimiz mümkün mertebe evlerimizdeyiz. Camiler de kapalı, teravihler bile evlerde kılınıyor.
Biliyor musun İsmet, geçen günlerde Diyanet İşleri Başkanının bir grup “seçilmiş” mümini yanına alarak Beştepe Camiinde Cuma namazı kılmasını ve kıldırmasını ben de çok eleştirdim. Seçilmiş mümin ne demektir yahu? Sağlık Bakanlığının kapanmasını salgın nedeniyle gerekli gördüğü camiye sen birkaç sevabını eksik gördüğünü alıp namaz kıldıramazsın dedim. Bak bu konuyu eleştirseydin sonuna kadar haklı olurdun, ama baltayı taşa vurdun!
İlahi İsmet kim yönlendiriyor seni böyle? Çok “uygar” geçinip sana kılavuzluk yapanlara dikkat eyle, allasen… Vallahi danışman var insanı vezir eder, danışman var insanı rezil eder… Ha bak uyarmış olayım Hüseyin Akkuş’a da danışmanlık edenler onu çok kez rezil etmişti, aklında bulunsun, hele hele onlardan bin kere uzak dur…
Mesela Hayri abinin barakasından attığı bir mağdur ailenin bir yıllık kirasını vereceğiz diye açıklama yapmıştı Akkuş, ama vermemişti, çünkü danışmanlar bu ufacık işi bile ellerine yüzlerine bulaştırmış, hazır olan parayı ev sahibine ulaştırmayı başaramamıştı, MHP Mudanya Meclis üyesi Bülent Erden sahip çıkmasıydı, o aile hala sokaktaydı. Dikkat derim…
Gelelim Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın Ulucami’de Ramazan Programı yapması ile ilgili yaptığın muhalefete…
Birinci konu tüm camiler olduğu gibi Ulucami’de kapalı ve boş… Yani kimsecikler yok… Ramazan ayına dair bir programın da Cami içinde yapılmasından daha doğal bir şey yok.
Salgın yüzünden vakit namazlarının yanı sıra cuma ve teravih namazları için de cemaatin buluşamadığı camiler öylesine mahzun kalmışken Ramazan ayının kutsiyetine de, camilerde hayat bulan uhrevi havaya ve ağırbaşlılığa da aykırı düşen hareketler olarak yorumlamışsın konuyu… Solcu kesimin cami duyarlılığı gerçekten takdire şayan şu aralar…
Şimdi sen Alinur Başkanı bu konuda eleştirdin, siyasi ne kazanç sağladın bakalım:
Ak Partiye oy veren kişilerden oy mu almış oldun? Hayır, bence zerre kadar hayır… Hedef kitlen solcularsa eyvallah, CHP Genel Merkezin belediyelerine 23 Nisan ilanı vereceksin diye dayatma yaptığı birkaç yayında çıktı sadece o haber… Sağ kesimin kesinlikle saygı duymadığı, okumadığı, paçavra olarak nitelediği yayınlarda…
Yıllar var ki siyasetin içindesin arkadaşım İsmet… Sol dediğin sosyal konularda var olur, varlığını gösterir. Gel sen bu konulara eğil, sana fayda getirmeyecek konulara hiç girme…
Sana eski bir dost olarak yazdım bu satırları… Beni danışman yap demiyorum, asla da olmam zaten… Ve fakat Bursa’da muhalefet partisi olmak zor, o sebep söylenenleri bin kere tart, bin kere düşün, bir kere söyle… Sonra Ak Parti İl Başkanının fıkralarına malzeme olursun, demedi deme…