Solculuk kavramını her şeye muhalif olmak zanneden bir güruh var… Çok acayipler, ellerine sıcak ekmek ver, “çok sıcak ekmek veriyorlar, bizi yakmak istiyorlar” deyip ver yansın ederler.
Bizim Hayri Türkyılmaz da biraz böyle… İçi, ruhu, yüreği, bakışı, hissedişi, her bir şeyi muhalif kendisinin…
Şimdi biliyorsunuz, Covit-19 salgın önlemleri kapsamında sahillerde oturmak, balık tutmak, yürümek de yasaklandı. AVM’lerin öncelikli kapatılmamasına ve neden ilk açılan yerlerden birinin AVM olması konusuna en çok muhalefet edenlerden biriyim. 2 aydır halkın çoğunluğunun evlerine kapanarak hem psikolojik anlamda, hem nakdi anlamda zorluk yaşadığını biliyoruz. Bu kadar insanın özverisinin AVM’ler açılarak heba olmasını gerçekten istemiyorum, daha da ötesi ikinci dalgadan herkes gibi ben de korkuyorum.
Öte yandan bu süreç Avrupa ve Amerika’nın Türkiye’den beklemediği ve dahi onları şaşkınlığa uğratacak, yardım istetecek kadar iyi yönetilmesi bizim için bir lütuf…
Biz ölümcül bir hastalıkla savaş verdik, hala da veriyoruz.
Ve fakat bizim Türkyılmaz “GEÇSE DE YOLUMUZ BOZKIRLARDAN, DENİZLERE ÇIKAR SOKAKLAR… “Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye” diyerek inançları uğruna mücadeleden vazgeçmeyen üç fidanımızı Mudanya kıyılarından selamladık. Denizlere bıraktık karanfillerimizi…” dedi ve yanına aldığı Donkişot’larla deniz kıyısından güzel pozlar verdi, Covit-19’a meydan okuyan pozlar hem de..!
Türkyılmaz deniz kıyısına teftişe gitmedi, ki gitse ne olur, tüm kıyı şeridi zaten Büyükşehrin uhdesinde.
Ne yapmaya gitti, denize karanfil atmaya gitti, yani denizi kirletmeye… Bu nasıl bir alışkanlıktır, nasıl bir kutlama tarzıdır ben anlamadım, anlayan beri gelsin…
Deniz Gezmiş’i anacaksan illa denizi kirletmen mi lazım, yok mu bunun başka yolu?
Bizler evde kalalım, sosyal mesafeye uyalım, maske takalım, elleri dezenfekte edelim derken Türkyılmaz’ın yanına 20 kişi alıp bu kurallara hiç uymadan siyasi şov yapamaz. Yaparsa da her biri cezai müeyyideyi hak eder.
Geçen gün bir anne çocuğunu evde bırakıp markete gidemediği için arabada bırakıyor, çocuğun eline telefonu da veriyor, markete giriyor. Hırsız gelip telefonu çalıyor, ama bu anne 20 yaş altı sokağa çıkma yasağına muhalefetten ceza aldı.
Şimdi bu denizi kirletenlerin ne ayrıcalığı var, neden hala ceza uygulanmadı bu şahıslara, ne doğru dürüst maske var, ne sosyal mesafe kuralına uyuluyor, ne deniz kıyısı yasağı dinlenmiş…
Kim bunlar yani, özellikleri ne?
Mudanya’ya girişte Polis ve Sağlıkçılar maske kontrolü yapıyor, ateş ölçüyor, güvenlik birimleri Mudanya için bu kadar özverili çalışırken Mudanya’nın belediye başkanı olarak Mudanyalıları riske eden bu vatandaşa neden ceza verilmiyor?
Bu soruların ilk muhatabı Kaymakam Faik Oktay Sözer…
Gereğini yapacağına yürekten inanmak istiyorum…
Gelelim ikinci konu olan Kapalı Pazar alanına…
MHP Mudanya Meclis Üyesi Bülent Erden’in nezaket dolu muhalefetine hayranım… Bana sorsanız danışmanlık almalı bizim Türkyılmaz kendisinden, sırtı yere gelmez, Mudanya nefes alır… O lafta kalan barış ve kardeşlik türküleri işte o zaman söylenir.
Kapalı Pazar alanını pazarcı esnafa kızıp kapatan, yerine başka kapalı Pazar yapacağım diye söz veren, beklendiği üzere bu konuda hiçbir adım atmayan Türkyılmaz Mudanyalıları sokaklarda kurulan, otopark sıkıntılı, yağmurda çamurda berbat bir hal alan pazarlara mecbur kılmıştı.
Dön öbür tarafa Kapalı Pazar alanını da çöplüğe çevirmişti. Biz yok virüs yok mikrop diye ödümüz patlarken Türkyılmaz Mudanya’da adeta mikrop üretim merkezi kurmuştu. Bülent Erden sosyal medyada yaza yaza Mudanyalıların da desteğini alarak çöpleri Türkyılmaz’a kaldırttı. Zaten ezelden beridir çöp konusu Mudanya’da sıkıntıdır, bilirsiniz. Gerçi çöpü bile doğru dürüst toplayamayan belediyeden çok fazla bir şey beklemek abesle iştigal etmek de işte insanoğlu umut taşıyor nitekim…
Bülent Erden şimdi de Kapalı Pazar alanının Mudanyalılara geri verilmesi konusunda emek veriyor. Sosyal medya hesabında aşağıdaki paylaşımı yaptı ve Türkyılmaz’a son kez seslendi.
“KAPALI PAZAR YERİ KONUSUNDA BU SON SESLENİŞİM!
Hayri Bey,
Son günlerde paylaşımlarımda detayları ile belirttiğim gerekçelerle hiç olmazsa salgın sürecinde KAPALI PAZAR YERİNİN AÇILMASI konusunda Mudanyalı hemşerilerimizin taleplerine sözcülük etmeye çalıştım.
Ne yazık ki şu ana kadar olumlu bir gelişme olmadı.
Psikolojik olarak da zor bir süreçten geçtiğimiz bu günlerde iyi niyet ve samimiyetle bu konudaki paylaşımlarımla hemşerilerimizin ve esnafımızın ümit ve olumsuzluk arasında duygu karmaşasına sebebiyet vermeme adına bu konuda bugün son defa sesleniyorum.
ŞAHSİ VEYA BELEDİYE OLARAK CEVAP VERİN.
PAZAR YERİNİ
AÇACAK MISINIZ?
AÇMAYACAK MISINIZ?
Adını koyun bu iş bitsin.
Not: Kararınızın sonucunu Mudanyalı hemşerilerimiz takdir edecek. Çağrılarıma cevap verip vermemeniz 27.000 Mudanyalı seçmeni dikkate alıp almadığınızı belirler.”
Bülent Erden çok sabırlı ve nazik… Ama gerçek anlamda muhalefetin en iyi örneği… Sadece Mudanya halkı için çabalıyor, bazı meclis üyeleri gibi çıkar peşinde değil, kendi yeri yada yakınlarının imar yeri için meclis üyesi olmamış, yürekten tebrik ediyorum.
Ben de bu yazıyı son derece nezaketimi takınarak yazmak istedim, çıkan sonuç da bu kadar işte…
Şimdi bu Kapalı Pazar alanının kapalı kalmasının kime ne faydası var ya da açılmasının kime ne zararı?
Sen Pazarcı esnafla kavga ettin diye niye Mudanyalıları cezalandırıyorsun Sayın Türkyılmaz? Bak başkan bu konuda adım atmak yanlıştan dönmek erdemdir, emin ol “Yaşa Başkan” diyecekler, eşeğini kaybetmiş kişinin sonradan tekrar bulması gibi çok sevinecekler…
Hanene artı yazalım Başkan, sen aç o Pazar alanını ben de Facebook’tan sana teşekkür edeyim, takdirlerimi bildireyim…