TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu, 18.06.2020 Bursa’nın Osmangazi ilçesinde, 21.06.2020 tarihinde Bursa’nın Kestel ilçesi, Kayacık ve Dudaklı mahallelerinde, Bursa’nın İznik ilçesinde, yaşanan sel felaketine ilişkin açıklama gerçekleştirdi. TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Ferudun Tetik tarafından yapılan açıklamada, yaşamını yitiren 5 yurttaşımıza, Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, selden zarar gören yurttaşlarımıza geçmiş olsun denildi.
“Uyarılar dikkate alınmalıdır” ifadesini kullanan Tetik, tarafından yapılan açıklama şöyle:
“25 Eylül 2010 tarihinde Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi basın açıklamasında; Bursa’nın jeolojik yapısı nedeniyle sel ve su taşkınlarına elverişli olduğunu belirterek, doğal afet kaynaklı acı olaylar yaşanmadan gerekli tedbirlerin alınması konusunda yetkilileri uyarmıştır. Aynı basın açıklamasında Jeolojik açıdan Bursa ve civarındaki genç oluşukların geniş alanlar kapladığına dikkati çekilmiştir.
“Bu genç oluşuklar kütle hareketlerine duyarlı, jeolojik birimlerden yani kaya ve zemin gruplarından oluşmaktadır. Bu alanların üzerinde de mühendislik yapıları önemli ölçüde yer almaktadır. Bursa’da topoğrafik, jeolojik ve jeomorfolojik koşullar sel ve taşkın olaylarına elverişli bir ortam sunmaktadır. Bu durum bilinmesine rağmen yerel yönetimlerin bu koşulları dikkate almadan yerleşime göz yummaları olası can ve mal kaybı riskini arttırmaktadır. Bu nedenle belediyeler, İl Özel İdaresi, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü gibi kurumların acilen Bursa da heyelan, taşkın ve su baskını gibi kuvvetli yer hareketlerine yönelik duyarlılık, tehlike ve risk dağılımını gösteren bölge haritalarını hazırlaması gerekmektedir.” denilmiştir.
Sel felaketinin yaşandığı bölge incelendiğinde sel ve taşkın olaylarına elverişli olarak %0-10, % 10-30 ve %30-55 eğimli alanlardan oluştuğu ve jeolojisinin ise Kretase yaşlı Paşayayla formasyonunda oluştuğu görülmektedir. Bölgede yüksek topoğrafik eğime sahip ve rezidüel zonun nispeten kalın olduğu mevcut durum itibari ile herhangi bir stabilite sorunu ise gözlenmemiştir. Ancak bölgelerde stabilite sorunları ve yersel olarak oluşacak dik kazı şevlerinde kaya düşmesi riski bulunmaktadır.
Son yağışlarda meydana gelen can ve mal kaybına neden olan elim olaylar göstermiştir ki; Bursa; topografyası nedeniyle yıllardır yaşanan taşkın ve sellerden de ders çıkartmamış, Doğal afetlere karşı hazırlık yapmamıştır. TMMOB Bursa İKK tarafından yapılan basın açıklamaları, seçimlerden önce yine TMMOB Bursa İKK tarafından hazırlanıp, yerel yönetimlere dağıtılan “Bursa Kent Raporu-Şubat 2019”daki öneri ve uyarılarımız ile Meteoroloji Genel Müdürlüğünün uyarılarına rağmen, kenti ve ülkeyi yönetenler önlem almak bir yana doğa olaylarını afete dönüştürecek pek çok uygulama hayata geçirilmiştir. O günkü açıklamalarımız güncelliğini korumaktadır.
• Yerleşim alanlarımız, sosyal devletin temel görevlerinden biri olan “İnsan yerleşmelerini daha güvenli, daha sağlıklı ve yaşanabilir” kılmak, “gerekli planlama mekanizmaları ve kaynakları sağlayarak doğal afetlerin ve diğer acil durumların insan yerleşimleri üzerindeki etkilerini hafifletmek, afetten etkilenen yerleşimleri gelecekteki afetlerle ilgili riskler’e karşı korumak” ilkesi çerçevesinde yapılandırılmalıdır.
• Kentimizi etkileyen doğal afetler risk (deprem, heyelan, sel baskını v.b.) alanları tespit edilmeli, afetlere karşı, afet risk haritaları hazırlanmalıdır.
• Her tür plan ölçeğinde; doğal afetlerden sakınım planlamasının gereklerine uygun, yukarıda belirtilen risk haritaları ile bölgesel ve yerel düzeyde elde edilen jeolojik-jeoteknik veriler, yağış, topografik eğim gibi bilgiler de elde edildikten sonra yerleşime uygun alanlar tespit edilmelidir.
• Kentlerde yukarı ve aşağı su havzalarındaki çarpık yapılaşma, bina yoğunluğu, beton alanların aşırı artışı, yeşil alanların yok edilmesi sonucu oluşan ısı adaları nedeniyle, sağanak yağışların daha sık ve daha şiddetli taşkın ve sellerin meydana gelmesine sebep olacağı göz önüne alınarak, tüm derelerin taşkın sınırlarının belirlenmesi ve bu taşkın sınırlarındaki yapıların ortadan kaldırılması ivedilikle planlanmalıdır.
• Dere ıslah çalışmaları, derelerin yol geçişleri (köprü, menfez, vs…) uzmanları tarafından hazırlanmış tekerrürlü taşkın debilerine göre yapılmalı, hiçbir zaman kuru dere (kuru vadi) dahi olsa, buradan bu kadar su gelmez diye düşünülmemeli, kuru derelerde ani sellerin 60 saniyede dahi gelişebildiği unutulmamalıdır.
• Taşkın kontrolü amacıyla derelerin üzeri kesinlikle kapatılmamalıdır. Akarsu ve derelerin, kuru derelerin yatakları yol olarak kullanılmamalı, üzerlerine veya taşkın sınırları içinde binalar yapılmamalıdır. Daha önce inşa edilmiş taşkın kontrol tesislerinin üstlerinin kapatılarak açık mecralar kapalı mecralara dönüştürülmemelidir.
• Sel yatakları taşkın alanları binalardan arındırılıp, servis yolları ve yeşil alanlar oluşturulmalıdır.
• Derenin doğal akışını engelleyecek, arazi topografyasını değiştirecek herhangi bir çalışma kesinlikle yapılmamalıdır. Dere ıslah çalışmalarında dere yatağı ve şevlerinde beton kullanılmamalıdır.
• Yağışlı havalarda yağmur sularının atık su kanalizasyon hatlarına karışması sonucu yaşanan geri tepme olaylarının önlenebilmesi için, check-valve sistemleri konulmalıdır.
• Köprüler ve menfezler sık sık temizlenmeli, sel sularının akışını engelleyecek, taşkına neden olabilecek engelleyecek, rusubat, çöp, çalı vs.. ortadan kaldırılmalıdır.
• İmar planlarında, bodrum katına izin verilmemelidir. Ancak, zemin ve inşaat teknikleri açısından bodrum kat yapılması zorunlu olan hallerde, yüksek taşkın riskine maruz bu katlar; konut, depo, otopark vb. her türlü ticari veya diğer riskli faaliyetler amacıyla kullanılmamalıdır.
• Yeni imar planları, sel ve su baskınlarında mal ve can kayıplarına sebebiyet vermeyecek şekilde, bilimsel verilere ve yönetmeliklere uygun şekilde yapılmalıdır.
• Şehir sellerinin gerçekleştiği güzergahlar/noktalar belirlenmeli lokal ve özel olarak bu noktalar ele alınmalı, her biri için özel, deşarj, geri tepme, kabarma vs şartlar, göz önüne alınarak, uygulamaya yönelik taşkın tekerrür hesapları yapılmalı ve buna bağlı olarak alt yapı sistemleri rehabilite edilmelidir.
• Erken uyarı sistemleri oluşturulmalıdır.
• Kent merkezlerinde, park alanlarında beton ve asfaltlar suyu geçiren (yeraltı su rezervleri açısından da çok önemli) nitelikte olmalıdır.
• Yerel yönetimler betonlaşmaya artık dur demeli, yok edilen yeşil alanların yeniden oluşturulması yönünde ciddi adımlar atmalıdır.
Plansızlığın ve denetimsizliğin sonuçları her yağmurda, lodosta, yangında yaşanan acı deneyimlerden ders çıkarmadığımız ve oluşabilecek yeni afetlere yeterince hazır olmadığımız açıkça ortaya çıkmıştır. Biz TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu olarak doğal afetlerden, yangınlardan, depremlerden önce ve sonra yaptığımız uyarıların ve çözüm önerilerinin hiç dikkate alınmadığını maalesef görüyor ve ülkeyi ve kenti yönetenleri bilimin ve bilimsel çalışmanın sonucu ortaya çıkan eksiklikleri ve çözüm önerilerini dikkate almaya, “afet sonrası yardım ve yara sarma” politikalarını terk edip, “dirençli kentler” sloganından hareketle afetler öncesinde riskleri azaltmak amacıyla çok yönlü önlemler almaya davet ediyoruz.”