Bilirsiniz, eskiler kavgada bile adalet ararlardı… Geçiniz yakınını, eşini, dostunu, uzaktan tanıdığını bile sırtından vuranlar parmakla gösterilir, dışlanır, “Tövbe Ya Rab, dünya nereye gidiyor” hayıflanmaları ile çarpardı yürekler…
Evet, dünya nereye geldi?
Asıl soru şu idi; siyasette dünya nereye geldi, Türkiye nereye geldi, Bursa nereye geldi?
Bursa’da o kadar siyasetçi içinde “Vatanını seven parmak kaldırsın” deseniz, önce çıkarımız ne olacak diye sorup, sonra parmak kaldıracak bir dünyasını ben size sayabilirim.
Tüm bu iddialarımın, parti gözetmeksizin dile geldiğini de antrparantez belirtmeliyim. Zira gerçek şu ki rant söz konusu ise sağcısı-solcusu, demokratı-cumhuriyetçisi, teröristi-milliyetçisi fark etmeksizin, en uç kutuplar, uçtan uca şifrelenmiş işbirlikleri ile bir araya gelebiliyor artık… Vatan, millet de bir yere kadar kendileri için yani…
Bursa özelinde ise; son zaman dönen, döndürülen dolapları biraz derinden irdelemek gerekiyor artık. Atlıkarıncada envaiçeşit at var. Hepsi birbirinden yaldızlı, masumane görüntülü dönüp duruyorlar.
Sizin, bizim gördüğümüz bu… Ama Bursa dövüşün bu kadar kaçak ve bel altı olanını hiç görmedi.
Yel değirmenleri ile savaşan bir “Çakma Donkişot” yaratıldı. Okuyanlar bilir, gerçek Donkişot’un Sancho Panza’sının aslen kendisinin aklıselim, bir türlü dinlenilmeyen ve hep daha da bastırılan olgun, karakterli, sakin ve sabırlı benliği olduğunu… Bizim Donkişot’ta benlik yok, senlik var, kim daha çok para basarsa onun egemenliği altına kayıveriyor.
Bu Çakma Donkişot’un iki asli görevinden biri kongre takviminin içinde olan Ak Parti’nin il başkanı Ayhan Salman’ı yerden yere vurmak, yıpratmak, birilerinin İl Başkanlığını ele geçirmesine yardımcı olmaktı.
Diğer görev ise; muhteremlerin hayallerini süsleyen erken seçime veya zamanında yapılacak genel – akabinde yerel seçime hazırlık olarak Ak Partinin elindeki tek büyükşehir Bursa’nın Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı hedeflemekti. Nasıl bir gözü dönmüşlüktür ki “Hedefe giden yolda her şey (her şey derken hafife almayalım, çamur, iftira, hakaret, şantaj, montaj ve sairden bahsediyoruz) mubah” sayılıyordu bilinmez…
Çakma Donkişot’un yel değirmenleri zaman zaman değişiyor, parayı alamadığı tarafa da arada aba altından sopa gösterdiği oluyor ki, verin beyler bunun yemini, sizi de deşifre edecek, az kaldı..!
Bu kurgunun arkasında olduğuna dair birçok isim zikrediliyor. İsimlerin hepsinin Ak Partili olması, bu isimlerin çıkıp hiçbir açıklama yapmaması da elbette ki sadece Ak Partiye zarar veriyor.
Öte yandan saha, Deva Partisinin Bursa’da sessiz ve derinden yapılandığını, isimler çok gizli tutulduğunu ancak hatırı sayılır bazı siyasilerin bu yeni yapılanmada yer alacaklarını konuşuyor. Demokrasi gereği yeni kurulan hiçbir partiye (terör örgütleri ile uzantısı ve bağlantısı olmadıkça) önyargılı bakmamak gerek…
Ve fakat hem Gelecek Partisinin, hem de Deva Partisinin Ak Parti’de üst düzey görevlerde bulunmuş kişilerce olgunlaştırıp açılması sonuçta yine Ak Parti’ye zarar veren bir unsur… Keza ilk seçimlerde en çok merkez sağın alarak Ak Partinin oyunu böleceği kesin.
Görünen o ki rantçı tayfa da bu iki partiden birinde kendine yer arayışı içinde… Parti lideri olmak zor, hele ki şu dönemde Pamuk Prensesin anneannesi kılıklı çakalları ayıklamak, seçmek, parti dışında bırakmak daha da zor..!
Ben bu manada Bursa’da en iyi ayıklamayı İyi Partinin yaptığını düşünüyorum ki, onlar da kongre ile birlikte Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz’ın “eniştesi” İl Başkanı Yahya Bahadır’ı değiştirerek daha düzgün bir yapılanma ile içlerindeki çürük elmalardan da kurtulacaklar.
Son derece samimi ve dürüst bulduğum, özellikle imar konusunda Bursa’nın en büyük sermayeleri ile karşı karşıya gelmekten çekinmeyen, elindeki imkanlarla gerçekten canla başla çalışan Alinur Aktaş’ın da Ak Parti’den rantı kesilen güruh ile mücadelesi devam etmeli… Bunu Bursa için yapmalı…
Algı yönetimiyle Bursa’ya dayatılan Ak Parti iç çatışması en çok kimin işine yarayacak bunu hiç düşündünüz mü? Bir olağandışı durum varsa ki var, o durumdan en çok kim nemalanacaksa müsebbibi odur…
Köşesinde sessiz sedasız oturan, gerekmedikçe hiç konuşmayan, şimdilerde CHP’de yerini sağlama alma derdine düşmüş, Bursa Büyükşehir Belediyesinin en güzel kaybedeni Mustafa Bozbey…
Bozbey, bırakın Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’u yerinden etmeyi, Kılıçdaroğlu’nu dahi devirse, ilk yerel seçimlerde yine Bursa Büyükşehir Belediyesine aday olacaktır.
Şimdiye kadar Bozbey’in zorunlu olarak bazı Ak Partililerle iyi geçindiğine bakmayın, ezkaza Büyükşehre başkan olursa hiçbirini tanımayacaktır emin olun..!
Ak Parti Bursa’yı ilk yerel seçimde kaybedebilir, ama bu kaybın mimarı asla Alinur Aktaş değildir ve olmayacaktır.
Sadece dünyevi menfaatler uğruna vazgeçtiğiniz vatan sevgisi, millete hizmet sevdası ve bir zamanlar yürekten bağlı olduğunuz kutlu yürüyüşünüz buraya kadar mıydı? Bazı Ak Partililer dışında Ak Parti’nin bittiğini dillendiren yok farkında mısınız?
Bu millet de, Bursalılar da kimin ne olduğunu çok iyi bilir… Tarihte, daldan dala konanların dalını kırmışlığı çoktur.
Naçizane tavsiyem koltuk – rant kavgalarını bir yana bırakıp durumdan en çok faydalanacağa karşı odaklanmak, bu şehri kendi vakfını kurup multi milyarder olanlara teslim etmemek için el birliği yapmak zamanıdır.
Dünya malı dünyada kalır, Bursa bizimdir, ama sadece ölene kadar…
Benden de bu kadar..!
